Logo

1. Ceza Dairesi2024/2914 E. 2024/5001 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürme mü yoksa kasten yaralama sonucu ölüm mü olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktulü öldürme kastıyla hareket ettiğinin; hedef aldığı vücut bölgesi, yaranın niteliği, bıçağı kullanma şekli ve kullanılan aletin elverişliliğinin birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İ T İ R A Z

T U T U K L U

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/38 E., 2023/98 K.

SUÇ : Kasten öldürme

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İTİRAZA KONU KARAR: Onama

İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 17.01.2024 tarihli ve 2023/4533 Esas, 2024/407 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.04.2024 tarihli ve KD-2023/51879 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308 inci maddesi uyarınca yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, sanık hakkında kurulan hükümde'' sanığın olay öncesi, olay esnası ve sonrasındaki davranışları bir bütün olarak nazara alındığında, öldürme kastının şüpheli kaldığı, öldürme kastını açığa çıkaran herhangi bir delil bulunmadığı, ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu ancak yaralama olarak vasıflandırılan eylem sonucu maktulün öldüğü anlaşıldığından, eylemin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ve eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 87/4 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği kanaatine varıldığından'' sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE

Sanık her ne kadar maktulün eski eşi olduğunu savunmuş ise de; aralarında Türk Medeni Kanunu kapsamında bir evlilik mevcut olmayan tarafların suç tarihinde sanığın ikametinde yaşadıkları münakaşanın kavgaya dönüşmesi üzerine sanığın, maktule mutfak bıçağı ile saldırarak otopsi bulgularına göre kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu ölümüne sebep olduğu, sanığın olay sonrası alınan 02.07.2021 tarihli adli muayene raporunda herhangi bir darp cebir izine rastlanılmayışı, otopsi raporunda sol klavikulanın hemen üzerinde tariflenen yaralanmasının öldürücü nitelikte olduğunun belirtilmesi, sanığın hedef aldığı vücut bölgesi, maktulün vücudunda meydana getirilen yara yeri, yaranın niteliği, sanığın bıçağı kullanma şekli ve biçimi, kullanılan aletin elverişliliği birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, eylemine uyan suç vasfı ile yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR

1.Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğu ile REDDİNE,

2. 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 17.01.2024 tarihli ve 2023/4533 Esas, 2024/407 Karar sayılı onama kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.07.2024 tarihinde karar verildi.

(Muhalif)

K A R Ş I O Y

Dava dosyamızda; Yerel Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesince, sanık hakkında kasten öldürme suçundan TCK’nin 81/1, 29/1, 62/1 inci maddeleri uygulanarak sonuç olarak 15 yıl hapis cezasına karar verilmiştir.

Kararın sanık müdafiince temyizi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince “İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine” karar verilmiştir.

Kararın sanık müdafiince temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairemizce, kararın “Temyiz İsteminin Esastan Reddi ile Hükmün Onanmasına” karar verilmiştir. Olayın TCK 87/4-2 nci cümlesinde açıklanan “Kasten yaralama sonucunda ölüme sebep olma” suçu olduğundan, sayın çoğunluğun itirazın reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün onanması kararına muhalifiz.

Şöyle ki;

Sanık (Bayan) ... ile maktul (Erkek) ..., Suriye uyruklu olup, eskiden evli olup çocukları bulunduğu, sonradan boşandıkları, başkası ile evlenen maktulün ara sıra yine eski eşi olan sanığın evine gelip gittiği, eski eşine karşı şiddet uyguladığı, onu dövdüğü ve sanığın başka erkeklerle birlikte olmasını istediği,

Olay tarihinde, maktülün eski eşi olan sanığın yalnız olarak yaşadığı evine geldiği, kendisiyle ve kendisinin istediği başka erkeklerle para karşılığı birlikte olmasını istemesi üzerine aralarında tartışma yaşandığı, maktulün sanığı darp etmesi nedeniyle aralarında arbede çıktığı, sanığın kendisini korumak amacıyla o an karpuz kesmek için elinde bulundurduğu bıçağı salladığı, bıçağın tarafların mobil halde bulunması nedeniyle maktulün boğazına gelerek yaralandığı,

Sanığın maktulün boyun bölgesinden yaralanması üzerine herhangi bir engel durum bulunmamasına rağmen eylemine kendiliğinden son vermesi, çıkan arbede sırasında sanığın özellikle maktulün hayati önem taşıyan boyun bölgesini hedef alarak hareket ettiğinin saptanamaması, maktulün vücutundaki ikinci kesici delici alet yarasının bıçağın ucu ile oluşmuş basit nitelikte oluşu, sanığın olaydan sonra bağırarak komşularından yardım istemesi, tanıklar ... ve ...’ın beyanlarına göre, sanığın olay sonrası maktule yardımcı olduğu ve boynuna tampon yaptığı, ambulansa götürdüğü tespitleri karşısında,

Sanığın olay öncesi, olay esnası ve olay sonrasındaki davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın kasten öldürme kastı ile değil yaralama kastı ile hareket ettiğinin kabulü gerektiği,

Sanığın yaralama eylemi ile maktulün ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşıldığından, eylemin TCK'nin 87/4-2 nci cümlesinde belirtilen “Kasten yaralama sonucunda ölüme sebep olma” suçunu oluşturduğu,

Olayımızda failin kastı yaralamaya yöneliktir. Ancak failin kastettiğinden daha ağır bir netice ortaya çıkmış ve ölüm meydana gelmiştir. Failin kastettiğinden daha ağır veya başka bir neticenin ortaya çıkması durumlarında, bu durumlara ilişkin olarak kanunumuzda “Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç” kurumu düzenlenmiştir.

TCK'nin 23 üncü maddesinde “Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için, bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir” şeklinde temel olarak tanımlanan “Netice sebebiyle ağırlaşmış suç” kurumunun, kasten yaralama sonucu meydana gelen ölümlere ilişkin olarak kanunumuzda yer alan özel düzenlemesi de TCK'nun 87 nci maddesinin 4 üncü fıkrasında yerini bulmaktadır.

TCK'nin 87/4 üncü maddesinde, “Kasten yaralama sonucunda ölüme sebep olma” suçunun uygulanmasının koşulları öğreti ve Yargıtay kararlarında;

1) Failin yaralama kastı ile hareket etmesi,

2) Mağdurun TCK'nin 86 ncı maddesinin birinci veya üçüncü fıkrasında düzenlenen şekilde yaralanmış olması,

3) Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi,

4) Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması, bu koşulların hepsinin bir arada bulunması gerekmektedir.

Sonuç olarak; Yukarıda açıklanan nedenlerle, sanık hakkında TCK 87/4-2 nci cümlesi gereğince “Kasten yaralama sonucunda ölüme sebep olma” suçundan cezalandırılması gerektiğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmesi gerekirken, itirazın Reddine karar veren sayın çoğunluğun görüşüne muhalifiz.