"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/265 E., 2014/487 K.
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Burdur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.12.2014 tarihli ve 2014/265 Esas, 2014/487 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 3-c, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 15.12.2014 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 309/1. maddesi uyarınca, 13.02.2024 tarihli ve 2024/4383 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.03.2024 tarihli ve KYB-2024/20677 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.03.2024 tarihli ve KYB-2024/20677 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, somut olayda Burdur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.12.2014 tarihli kararı ile sanığın kasten yaralama suçu ile birlikte işlediği sair tehdit ve kamu görevlisine hakaret suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15.01.2020 tarihli ve 2019/18876 esas, 2020/873 karar sayılı ilâmı ile kasten yaralama suçundan verilen hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteminin reddine, diğer suçlardan verilen hükümlere yönelik inceleme sonucunda, 'Sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden, 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinde 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.' şeklinde değişiklik yapılmış ise de; suç tarihinden sonra yapılan söz konusu değişikliğin sanık aleyhine olduğu ve değişiklik tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği, CMK'nin 231. maddesindeki diğer koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yalnızca 'sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bulunması' nedeniyle, yasal olmayan gerekçe ile CMK'nin 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,...' şeklindeki açıklamalarla bozma kararı verilmesini takiben, yeniden yapılan yargılama sonucunda, Burdur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.07.2020 tarihli ve 2020/64 esas, 2020/274 sayılı kararı ile bahse konu basit tehdit ve kamu görevlisine hakaret suçlarından sanığın mahkûmiyetine ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/8. maddesi uyarınca hükmün açıklamasının geri bırakılmasına karar verildiği nazara alındığında,
Somut olayda, her ne kadar Burdur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.12.2014 tarihli kararı ile sanık hakkında daha önce Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.07.2010 tarihli ve 2010/134 esas, 2010/448 sayılı kararı ile verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan, 5271 sayılı Kanun'un 231/8. maddesi uyarınca yeniden hükmün açıklamasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, anılan Yargıtay ilâmında da belirtildiği üzere, 28.06.2014 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 231/8. maddesinde 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.' şeklinde değişiklik yapılmış ise de; suç tarihinden (12.03.2014) sonra yapılan söz konusu değişikliğin sanık aleyhine olduğu ve değişiklik tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği, bu itibarla sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümde 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesindeki diğer koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceği hususunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinde düzenlenen Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanabilmesi için,
a) Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezasından ibaret olması,
b) Suçun 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin ondördüncü fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
c) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
d) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
e) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,
f) Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmamasına ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ayrıca, mezkûr maddenin sekizinci fıkrasında "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklinde düzenlenme yer almaktadır.
Bu düzenlemeye ilişkin 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesinin gerekçesinde bu durum; “Maddeyle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231 nci maddesinin sekizinci fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde sanığın tabi tutulacağı denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği düzenlenmektedir. Söz konusu maddenin uygulanmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanıklar hakkında işledikleri diğer suçlardan dolayı da birçok kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği görülmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikle, bu uygulamaya son verilmesi ve denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilememesi amaçlanmaktadır. Kişinin işlediği ikinci suçun denetim süresi içinde işlenip işlenmediğinin önemi bulunmamaktadır. Daha önceden işlenen suçlar bakımından da bu yasak uygulanacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre 6545 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 24.06.2014 tarihinden sonra işlenen suçlar için, hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanıklarla ilgili aynı denetim süresi içerisinde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir.
2. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; Mahkemece hükümlünün kasten yaralama suçundan adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Hükümlünün adlî sicil kaydının incelenmesinde Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.07.2010 tarihli ve 2010/134 Esas, 2010/448 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 13.09.2010 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.07.2010 tarihli ve 2010/134 Esas, 2010/448 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının 13.09.2010 tarihinde kesinleşmesinden itibaren hükümlü hakkında 5 yıllık denetim süresi başlamıştır. Hükümlü 12.03.2014 tarihinde inceleme
konusu suçu işlemiştir. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin sekizinde fıkrasının ilgili bölümünde yer alan “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” şeklindeki düzenleme uyarınca inceleme konusu kasten yaralama suçu yönünden hükümlü hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi 13.09.2010 tarihinde başlamakla bu tarihten sonra hükümlü hakkında kasıtlı bir suçtan yeni bir hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi imkânı bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.06.2024 tarihinde karar verildi.