"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/641 E., 2021/640 K.
SUÇ : Kasten yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Yerköy Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2021 tarihli ve 2018/641 Esas, 2021/640 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-e, 31/3, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 272/3-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 22.09.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 23.02.2024 tarihli ve 2023/28049 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.03.2024 tarihli ve KYB-2024/25399 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.03.2024 tarihli ve KYB-2024/25399 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"...Mahkemece sanık hakkında önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulandığından bahisle hakkında 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, sanığın sabıka kaydında engel teşkil eden bir kararın bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif ve subjektif şartları değerlendirilerek bir karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinde düzenlenen Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanabilmesi için,
a) Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezasından ibaret olması,
b) Suçun 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin ondördüncü fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
c) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
d) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
e) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,
f) Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmamasına ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ayrıca, mezkûr maddenin sekizinci fıkrasında "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklinde düzenlenme yer almaktadır.
Bu düzenlemeye ilişkin 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesinin gerekçesinde bu durum; “Maddeyle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231 nci maddesinin sekizinci fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde sanığın tabi tutulacağı denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği düzenlenmektedir. Söz konusu maddenin uygulanmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanıklar hakkında işledikleri diğer suçlardan dolayı da birçok kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği görülmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikle, bu uygulamaya son
verilmesi ve denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilememesi amaçlanmaktadır. Kişinin işlediği ikinci suçun denetim süresi içinde işlenip işlenmediğinin önemi bulunmamaktadır. Daha önceden işlenen suçlar bakımından da bu yasak uygulanacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre 6545 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 24.06.2014 tarihinden sonra işlenen suçlar için, hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanıklarla ilgili aynı denetim süresi içerisinde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir.
2. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; Mahkemece hükümlünün kasten yaralama suçundan adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Hükümlünün adlî sicil kaydının incelenmesinde Yozgat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.01.2020 tarihli ve 2019/129 Esas, 2020/69 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 13.03.2020 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Yozgat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.01.2020 tarihli ve 2019/129 Esas, 2020/69 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının 13.03.2020 tarihinde kesinleşmesinden itibaren suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olan hükümlü hakkında 3 yıllık denetim süresi başlamıştır. Hükümlü 31.10.2018 tarihinde inceleme konusu suçu işlemiştir. 5271 sayılı Kanun'un 231/8. maddesinin ilgili bölümünde yer alan “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” şeklindeki düzenleme uyarınca inceleme konusu kasten yaralama suçu yönünden hükümlü hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir. Hükümlünün kasten yaralama suçunu adlî sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihinden önceki bir tarihte gerçekleştirmiş olmasının önemi bulunmamaktadır. Zira hükümlünün bu suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi 13.03.2020 tarihinde başlamakla bu tarihten sonra hükümlü hakkında kasıtlı bir suçtan yeni bir hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi imkânı bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.05.2024 tarihinde karar verildi.