Logo

1. Ceza Dairesi2024/3450 E. 2024/4074 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın daha sonra ortadan kaldırılması işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Denetim süresi içinde yeni suç işlenmesi halinde hükmün açıklanması gerekirken cezanın ertelenmesine ve daha sonra da hukuka aykırı olarak hükmün ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesine aykırı görülerek hükmün açıklanması ve hükmün ortadan kaldırılması kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2012/623 E., 2012/661 K.

MAHKEMESİ : Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi

KARARLAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet, ortadan kaldırma

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararların kanun yararına bozulması

1. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-e, 62. maddelerin uyarınca hükmolunan 1 yıl 3 ay hapis cezasının, aynı Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 25.12.2012 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.

2. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2022 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan verilen ilâmın ortadan kaldırılmasına ilişkin kararın, istinaf edilmeksizin 10.05.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 18.03.2024 tarihli ve 2023/28632 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve KYB-2024/35788 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve KYB-2024/35788 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"1) Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 esas, 2012/661 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;

Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun'un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında hükmedilen cezanın ertelenmesine karar verilmesinde,

2) Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2022 tarihli ve 2012/623 esas, 2012/661 sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;

Kabule göre de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51/8. maddesinde yer alan 'Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.' şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın denetim süresini yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirdiği cihetle, sanık hakkında mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılarak, Cumhuriyet Savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/10 ve 223/8. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararının ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231 inci maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan beşinci fıkrası ve onbirinci fıkrası;“(5) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

...

(11) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

2. Bu kapsamda Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı kararı yönünden inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükmün açıklanmasına esas alınan Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.07.2010 tarihli ve 2010/172 Esas, 2010/63 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86/1, 86/3-e, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 14.09.2010 tarihinde kesinleşmesinin ardından, hükümlünün tabi tutulduğu denetim süresi içerisinde 13.02.2012 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edildiği anlaşılmıştır.

Mahkemece, 5271 sayılı Kanun'un 231/11. maddesinin uyarınca hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan hükümlünün hükmolunan cezanın 5237 sayılı Kanun'un 51/1. maddesinin uyarınca ertelenmesine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

3. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2022 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı ek kararı yönünden inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 62. maddeleri uyarınca hükmolunan 1 yıl 3 ay hapis cezasının, aynı Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 25.12.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı kararının kesinleşmesinden sonra hükümlünün talebi üzerine Mahkemece hükümlünün denetim süresinde suç işlemediği gerekçesiyle ilâmın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, Kanun'a aykırıdır.

Şöyle ki, hükümlü hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği dikkate alındığında infaz aşamasında ancak 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan "Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır." şeklindeki düzenleme gereği cezanın infaz edilmiş sayılabileceği, ortadan kaldırma kararı verilemeyeceği anlaşılmakla, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

Bununla birlikte, inceleme konusu ek kararın, kesinleşmiş ilâmın infazı aşamasında verilen bir karar olması dikkate alındığında Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 18.09.2007 tarihli ve 2007/1-214 Esas,

2007/181 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; infaza ilişkin durumlarda kazanılmış haktan da söz edilemeyeceği gözetilmelidir.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı kararı ile 10.05.2012 tarihli ek kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.12.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı kararı yönünden bozma nedeninin 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurmayacak ve yeniden yargılamayı gerektirmeyecek olmasının dikkate alınmasına,

4. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2012 tarihli ve 2012/623 Esas, 2012/661 Karar sayılı ek kararı yönünden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.06.2024 tarihinde karar verildi.