"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/159 E., 2023/369 K.
SUÇ : Kasten yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.04.2023 tarihli ve 2023/159 Esas, 2023/369 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/11. maddesi uyarınca hükümlerin açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 29, 62, 52/2. maddeleri uyarınca ayrı ayrı iki defa 1.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezaların türü ve miktarı itibarıyla 5271 sayılı Kanun'un 272/3-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olmaları sebebiyle 25.04.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 18.03.2024 tarihli ve 2023/28302 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve KYB-2024/35744 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve KYB-2024/35744 sayılı kanun yararına bozma isteminin; şikâyetçi ...'ya karşı kasten yaralama suçundan sanık hakkında açılan dava bulunmadığı hâlde cezalandırılmasına karar verilmesi ve şikâyetçi ...'ya karşı kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın usûlüne uygun kesinleşmemesi nedeniyle hükmün açıklanamayacağı gözetilmeden karar verilmesinde isabet görülmediği şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Katılan ...'yı Kasten Yaralama Suçu Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun'un 225. maddesinin birinci fıkrasının; “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
Bu kapsamda incelenen dava dosyasının değerlendirilmesinde; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.05.2018 tarihli ve 2017/44174 Soruşturma, 2018/25380 Esas, 2018/15882 İddianame numaralı evrakında ...'yı kasten yaralama suçundan dava açılmadığı gibi ...'nın ...'in kendisini yaraladığına ilişkin beyanının da bulunmadığı dikkate alınmadan Mahkemece adı geçen şahsın kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
2. ...'yı kasten yaralama suçundan hükümlü hakkında açılmış dava bulunmadığı hâlde, 5271 sayılı Kanun'un 225/1. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak, hakkında açılmış dava bulunmayan ve iddianamede anlatılış tarzına göre unsurları gösterilmeyen bir suç nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309/4-d maddesinde yer alan; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
B. Katılan ...'yı Kasten Yaralama Suçu Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan sekizinci fıkrasının birinci cümlesi ve onbirinci fıkrasının birinci cümlesi;
“ (8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. ...
(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. ...”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Denetim süresi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, bu karar usûlüne uygun bir şekilde kesinleştikten sonra, beş yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve tabi tutulduğu denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi hâlinde hüküm açıklanacaktır.
2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükmün açıklanmasına esas olan Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.11.2020 tarihli ve 2018/735 Esas, 2020/508 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, yokluğunda karar verilen katılan adına tebliğe çıkarıldığı ancak tebligat mazbatası üzerinde yapılan inceleme neticesinde tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Şöyle ki 7201 sayılı Kanun'un "Bilinen adreste tebligat" başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre;
"Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
Şeklindeki düzenleme gereği yapılan inceleme neticesinde; katılanın dava dosyasında bilinen en son adresinin, "Altınevler Mahallesi, 98. sokak, No:7/36 Mamak/Ankara" olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın bu adrese tebliğe çıkarılmadan doğrudan MERNİS adresine tebliğ edilmiş olduğu belirlenmiştir.
7201 sayılı Kanun'un 10/1. maddesi gereği, katılana öncelikle bilinen en son adresi esas alınarak gerekçeli kararın tebliği yoluna gidilmesi, 7201 sayılı Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca bu adrese tebligat çıkarılıp söz konusu tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun’un 10/2. maddesi gereği en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresi esas alınarak tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 Esas, 2020/3 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 7201 sayılı Kanun'un 10/2. Maddesi gereği gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği, muhatabın bilinen en son adresine çıkarılan tebligatın iade edilmesi veya MERNİS adresinin bilinen adresten farklı olması hâlinde MERNİS adresine “MERNİS” şerhi düşülerek 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması gerekmektedir.
Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, katılan adına 7201 sayılı Kanun'un 10/1. maddesi uyarınca bilinen en son adrese tebligat çıkarılmadan doğrudan “MERNİS” şerhi düşülerek 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, bu itibarla yapılan tebligatın usûlüne uygun olmadığı belirlenmiştir.
3. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmemesi ve denetim süresinin işlemeye başlamaması nedeniyle hükmün açıklanamayacağı dikkate alınmadan hükümlünün tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine dosyanın ele alınarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
A. Katılan ...'yı Kasten Yaralama Suçu Yönünden
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Hükümlü hakkında ...'ya kasten yaralama suçundan verilen Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.04.2023 tarihli ve 2023/159 Esas, 2023/369 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedeninin cezanın kaldırılmasını gerektirdiği belirlendiğinden;
“Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.04.2023 tarihli ve 2023/159 Esas, 2023/369 Karar sayılı kararı ile hüküm fıkrasının (1-b) bendinde yer alan ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına,”
B. Katılan ...'yı Kasten Yaralama Suçu Yönünden
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Hükümlü hakkında ...'yı kasten yaralama suçundan verilen Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.04.2023 tarihli ve 2023/159 Esas, 2023/369 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.06.2024 tarihinde karar verildi.