Logo

1. Ceza Dairesi2024/5027 E. 2024/6277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresi içinde işlediği suç nedeniyle koşullu salıverilme kararının geri alınma talebinin reddine ilişkin itirazın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün koşullu salıverilme tarihi ve denetim süresinin hesabında 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı CİK Kanunu'nun 107/2 ve 107/6. maddelerinin birlikte değerlendirilerek lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiği, bu kapsamda denetim süresinin dolmadığı ve hükümlünün denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin tespit edilmesi üzerine, koşullu salıverilme kararının geri alınması gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/2185 değişik iş

İNCELEME KONUSU KARAR: İtirazın reddine

KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Nitelikli hırsızlık suçundan Antalya 3. Çocuk Mahkemesinin 27.01.2020 tarihli ve 2019/192 Esas, 2020/81 Karar sayılı kararıyla 3 yıl 4 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın, bu cezasının infazı sırasında, 20.11.2021 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine ilişkin Antalya 1. İnfaz Hâkimliğinin 26.11.2021 tarihli ve 2021/13875 Esas, 2021/13964 Karar sayılı kararını müteakip, denetim süresi içinde 30.11.2022 tarihinde işlemiş olduğu nitelikli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından 9 yıl hapis ve 2 yıl hapis cezalarına mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine koşullu salıverilme kararının geri alınması talebinin, ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmediğinden bahisle reddine dair Antalya 1. İnfaz Hâkimliğinin 29.09.2023 tarihli ve 2023/17058 Esas, 2023/17082 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2023 tarihli ve 2023/2185 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 14.05.2024 tarihli ve 94660652-105-07-30718-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.05.2024 tarihli ve 2024/56880 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.05.2024 tarihli ve 2024/56880 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtildiği üzere infaza ilişkin lehe oluşan hataların kazanılmış hakka konu olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7/3. maddesinde yer alan; "Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır" şeklindeki düzenleme uyarınca hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme tekerrüre ilişkin olanlar hariç olmak üzere infaza ilişkin hükümlerin derhal uygulanacağı,

7242 sayılı Kanunun 48. maddesiyle yapılan değişiklik öncesi, 17.08.2016 tarihinde yürürlüğe giren 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesiyle eklenen 09.11.2016 tarihli ve 6757 sayılı Kanunla değiştirilerek kabul edilen geçici 6. maddesi ile yapılan değişiklik uyarınca kabul edilen, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/6. maddesinde yer alan, "Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklindeki ve 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değişik 107/6. maddesinde, "Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklindeki düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde,

İnfaz hukukunda hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımından lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/2. maddesi uyarınca şartla tahliye edildiği, 5275 sayılı Kanun’un 107/2. maddesinin hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre bakımından lehe olduğu, çapraz ve karma bir uygulama yapılamayacağının anlaşılması karşısında, denetim süresinin 5275 sayılı Kanun'un 7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin cezaevinde geçirilmesi gereken süre kadar devam edeceği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/2. maddesi gereğince hükümlünün üzerine atılı 03.08.2019 tarihinde işlenen nitelikli hırsızlık suçunun 5275 sayılı Kanun'un 107/2. maddesinde kapsam dışı sayılan suçlardan olmaması ve suç tarihinin de 30.03.2020 tarihinden önce olması nedeniyle, hükümlünün infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin cezasının yarısı oranında olması, denetim süresinin ise infaz kurumunda geçirmesi gereken süre kadar olması gerektiğinden, hükümlünün 3 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti hakkında cezaevinde geçirmesi gereken sürenin 1 yıl 8 ay olduğu, denetim süresinin de 1 yıl 8 ay olarak belirlenmesi gerektiği nazara alındığında,"

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;

(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

Şeklinde düzenlenmiştir.

2. 03.08.2019 tarihinde işlemiş olduğu nitelikli hırsızlık suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum olan hükümlünün, Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 22.01.2021 tarihli ve 2020/6-592 sayılı müddetnameye göre, 22.01.2021 tarihinde cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün, şartla tahliye tarihinin 20.11.2021 ve bihakkında tahliye tarihinin 20.05.2024 olarak belirlendiği ve hükümlünün cezasının infazı sırasında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezasından 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle 20.11.2021 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, bihakkın tahliye tarihi 20.05.2024 olan hükümlünün 30.11.2022 tarihinde işlemiş olduğu nitelikli hırsızlık suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.

3. Şartla tahliye edilen hükümlü hakkında infaz işleminin özgürlüğü bağlayıcı cezanın kanun gereği yerine getirilmesi tarihine kadar kesintisiz sürdüğünün kabul edilmesinin zorunlu olduğu, 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile yapılan değişiklik öncesi 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin altıncı fıkrasında şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün denetim süresine tabi tutulacağı, bu denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemeyeceği öngörülmüştür.

4. 7242 sayılı Kanun’un 48 nci maddesi ile yapılan değişiklik sonrası 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadar olacağı ve süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemeyeceği öngörülmüştür.

5. 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 12 nci fıkrasında şartla tahliye edilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde şartla tahliye kararının geri alınacağı, aynı maddenin 14 üncü fıkrasında, denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı kabul edilmiştir.

6. Hükümlünün infaza konu suçun işlendiği suç tarihinden sonra şartla tahliye süresinin ve buna bağlı olarak denetim süresinin hükümlü lehine düzenleme getiren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un geçici 6 ncı madde hükmü dikkate alınarak yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu, ancak bu belirleme yapılırken daha önceki şartla tahliye tarihinin değiştirilmesinin mümkün olmadığı, belirlemenin lehe yapılan değişiklik nedeniyle ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin tespiti ve bu tespite göre denetim süresinin belirlenmesi ile sınırlı olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca lehe kanun uygulamasında temel kural, eski ve yeni kanun hükümlerinin ayrı ayrı bir kül olarak değerlendirilip, hangi kanunun lehe olduğunun belirlenmesi ve şartla tahliye edilen hükümlünün hapis cezasını gerektiren ikinci suçu bu belirlenen denetim süresi içinde işlemesi halinde şartla tahliye kararının geri alınmasına karar verilmesi gerekmektedir.

7. Bu açıklamalara göre; 03.08.2019 tarihinde işlemiş olduğu suç nedeniyle verilen ve kesinleşen 3 yıl 4 ay hapis cezasının infazı sırasında 20.11.2021 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 48 nci maddesi ile değişiklik yapılmadan önceki mevcut düzenlemeye göre hukuki durumu değerlendirildiğinde, hükümlünün şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre 2/3 oranı üzerinden hesaplama yapılarak şartla tahliye tarihinin tespit edilmesi gerektiği, 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre tabi olacağı denetim süresinin ise ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve denetim süresi açısından lehe gibi gözükse de şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre açısından 2/3 oranı esas alınarak yapılacak uygulamanın hükümlünün aleyhine olduğundan uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

8. 7242 sayılı Kanun’un 48 nci maddesi ile değişiklik sonrası duruma göre hükümlünün hukuki durumu değerlendirildiğinde, hükümlünün şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre ½ oranı üzerinden hesaplama yapıldığında hükümlünün lehine olup, suç tarihi dikkate alındığında yasa gereği tabi olacağı denetim süresinin ise 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadar olduğu, denetim süresinin başlangıcının hükümlünün fiilen şartla tahliye edildiği 26.11.2021 tarihi esas alınarak belirlenmesi gerektiğinden, hükümlünün denetim süresinin bihakkın tahliye tarihine kadar devam ettiği ve bu tarihte tamamlandığı anlaşılmaktadır. Şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre açısından lehe olması nedeniyle hükümlünün şartla tahliye tarihinin ve buna bağlı olarak denetim süresinin 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesine göre belirlenmesi gerekmektedir.

9. Hükümlünün, şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre ile buna bağlı olarak belirlenmesi gereken denetim süresinin sadece yapılan yasal değişikliklerin bir bölümü esas alınarak tespit edilmesi ve uygulanmasının mümkün olmadığı, yasal düzenlemenin bir bütün halinde olaya uygulanarak hükümlünün hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği, bihakkın tahliye tarihinden önce hükümlünün 30.11.2022 tarihinde işlediği hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçtan mahkum olduğu anlaşılmakla, şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza ilişkin karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karma uygulama yapılmak suretiyle denetim süresinin dolmasından sonra ikinci suçun işlendiği gerekçesiyle şartla tahliye kararının geri alınmasına ilişkin talebin reddine dair İnfaz Hakimliğince verilen karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.11.2023 tarihli ve 2023/2185 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.10.2024 tarihinde karar verildi.