"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/2605 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın kabulüne
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'na muhalefet ve nitelikli yağma suçlarından İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli ve 2018/389 değişik iş sayılı içtima kararı ile 5 yıl 2 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın, bu cezasının infazı sırasında, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 48. maddesi ile değiştirilen 5275 sayılı Kanun'un 107/12-13-15. maddelerinde yapılan düzenleme uyarınca İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2020 tarihli ve 2020/204 değişik iş sayılı kararı ile anılan Kanun'un 107/6. maddesi gereğince koşullu salıverilmesini müteakip, denetim süresi içinde 29.05.2021 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı suçtan dolayı 3 ay 22 gün hapis cezasına mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi sebebiyle, koşullu salıverilmenin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 29.05.2021 tarihinden başlamak üzere ikinci suç için verilen hapis cezasının iki katı süresi olan 6 ay 44 gün sürenin aynen infazına dair İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliğinin 24.01.2023 tarihli ve 2023/699 Esas, 2023/738 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip, hükümlünün denetim süresi içerisinde 24.08.2021 ve 03.02.2022 tarihlerinde işlemiş olduğu suçlardan dolayı kesinleşmiş 3 yıl 9 ay ve 6 ay hapis cezaları bulunduğundan bahisle tekrar şartla tahliye kararının geri alınmasına yönelik talebin, hükümlünün denetim süresinde işlemiş olduğu suçlardan dolayı almış olduğu cezalarının iki katı olan 6 yıl 36 ay 44 günlük sürenin 7242 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme uyarınca daha aleyhe olacağından bahisle kabulü ile İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliğinin 24.01.2023 tarihli kararın kaldırılmasına, hükümlünün denetim süresi içerisinde işlediği ikinci suç tarihi olan 29.05.2021 tarihinden başlamak üzere bihakkın tahliye tarihi olan 07.11.2022 tarihi arasındaki sürenin aynen infazına ilişkin İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliğinin 13.09.2023 tarihli ve 2023/10046 Esas, 2023/10141 Karar sayılı kararına karşı hükümlü tarafından yapılan itirazın, hükümlünün koşullu salıverildikten sonra belirlenecek denetim süresinin cezaevinde geçirmesi gereken sürenin yarısı olarak hesap edilmesi gerektiği gerekçesiyle denetim süresinin bitim tarihinin 23.07.2021 olduğundan bahisle ikinci suç olan 3 ay 22 günlük cezanın denetim süresi içerisinde kaldığı, ancak diğer suçların denetim süresi dışında olduğundan bahisle kabulü ile, İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliğinin 13.09.2023 tarihli kararının kaldırılmasına, 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/13. maddesi gereğince koşullu salıverilme kararının geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 29.05.2021 tarihinden başlamak üzere ikinci suç için verilen hapis cezasının iki katı süresi olan 6 ay 44 günlük sürenin aynen infazına dair mercii İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.10.2023 tarihli ve 2023/2605 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 26.12.2023 tarihli ve 94660652-105-34-26571-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09,01.2024 tarihli ve 2024/772 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09,01.2024 tarihli ve 2024/772 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, her ne kadar mercii İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.10.2023 tarihli kararı ile hükümlü hakkında koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin 5275 sayılı Kanun'un 107/6. (7242 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi) maddesine göre ceza infaz kurumunda geçirdiği sürenin yarısı olarak uygulanacağı ve denetim süresi sonunun ise 23.07.2021 olduğu gerekçesiyle ikinci suçtan sonra işlenen diğer suçların denetim süresi dışında kaldığından bahisle koşullu salıverilmenin geri alınmasına dair talebin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de,
1-Denetim süresinin tespitine yönelik yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinin 2. fıkrasında "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.", 3. fıkrasında "Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un "Koşullu Salıverilme" üst başlıklı 107/6. maddesinin ilk hâlinin, "Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklinde ve 14.04.2020 tarihinde kabul edilen 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişik halinin ise "Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklinde düzenlendiği,
Denetim süresi açısından 5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesinin ilk hâlinin, 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesine göre daha lehe olduğu, Ancak; İnfaz hukukunda hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımından lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlünün infaza konu cezalarına ait suç tarihlerinin 07.02.2016 ve 21.02.2017 oldukları nazara alındığında, 5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesinin ilk halinin denetim süresi açısından cezaevinde geçireceği sürenin yarısı olarak belirlenmesinin daha lehe olduğu düşünülse bile, çapraz ve karma uygulama yapılamayacağından bu sefer suç tarihi ve anılan düzenlemenin yürürlük tarihindeki koşullu salıverilme oranının 2/3 olacağı ve hükümlünün cezaevinde geçireceği süre yönünden aleyhe bir sonuç doğacağı, kaldı ki 2/3 infaz oranı neticesinde denetim süresinin yine bihakkına kadar devam edeceği ve dolayısıyla lehe bir durumun ortaya çıkmayacağı, diğer taraftan hükümlünün 5275 sayılı Kanun'un 107/2. maddesi uyarınca (7242 sayılı Kanun değişikliğinden sonra) 1/2 infaz oranı uygulanarak koşullu salıverildiği, anılan Kanun’un 107/2. maddesinin hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre bakımından (1/2 infaz oranı) daha lehe olduğundan çapraz ve karma bir uygulama yapılamayacağının anlaşılması karşısında, denetim süresinin 5275 sayılı Kanun'un 7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin hak ederek tahliye tarihini geçmemek şartıyla cezaevinde geçirilmesi gereken süre kadar olduğu, bu sürenin ise bihakkın tahliye tarihi olan 07.11.2022 tarihine kadar devam edeceği, Bu durumda;
Somut incelemeye konu infaz dosyasında, hükümlünün İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli ve 2018/389 değişik iş sayılı içtima kararıyla hükmedilen 5 yıl 2 ay hapis cezasına ilişkin kararın infazı için ilk kez ceza infaz kurumuna 08.03.2020 tarihinde alındığı ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 15.04.2020 tarihli ve 2017/1-4709 ilamat sayılı müddetnameye göre hakederek tahliye tarihinin 07.11.2022, koşullu salıverilme tarihinin 08.04.2020 olarak belirlendiği,
Hükümlünün şartla tahliye tahliye edilmesini müteakip, kasten yaralama suçundan İstanbul Anadolu 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/491 Esas, 2022/942 Karar sayılı kararı ile 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suç tarihinin 29.05.2021 olduğu, nitelikli hırsızlık suçundan İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2022 tarihli ve 2021/594 Esas, 2022/12 Karar sayılı kararı ile 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suç tarihinin 23.08.2021 olduğu, yine tehdit suçundan İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2023 tarihli ve 2022/1173 Esas, 2023/452 Karar sayılı kararı ile 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suç tarihinin 03.02.2022 olduğu, dolayısıyla belirtilen suçların denetim süresi içerisinde işlendiği,
2- Koşullu salıverilme kararında geri alınacak sürenin hesaplanmasına yönelik yapılan incelemede;
Denetim süresi içerisinde işlenen bu suçlardan dolayı koşullu salıverilme kararı geri alınırken ne kadar bir sürenin geri alınacağı husundaki hesaplamanın ise hükümlünün 7242 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak koşullu salıverildiğinden, suç tarihinden başlayarak ayrı ayrı aynen infazına karar verileceği, 7242 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi düzenleme arasında lehe aleyhe değerlendirme yapılmasının ise söz konusu olamayacağı, sürenin hesaplanmasının ise aşağıda bahsedildiği şekilde olması gerektiği,
Hükümlünün infaza konu içtimalı 5 yıl 2 ay hapis cezasının infazı sırasında 15.04.2020 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, bihakkın tahliye tarihi 07.11.2022 olarak tespit edilen hükümlünün, denetim süresi içerisinde 29.05.2021 ve 24.08.2021 tarihlerinde işlemiş olduğu hapis cezasını gerektiren kasıtlı iki ayrı suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırıldığı,
7242 sayılı Kanun’un 48. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 107. maddesinin onüçüncü fıkrasına göre, "Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün; a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir." şeklindeki düzenlemeye göre hükümlünün hukuki durumu değerlendirildiğinde,
a-Hükümlünün 29.05.2021 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle, bu cezanın iki katı olan 6 ay 44 günlük süreyi kapsayan 29.05.2021-12.01.2022 tarihleri arasındaki sürenin, (228 gün)
b-24.08.2021 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle, bu cezanın iki katı olan 6 yıl 18 aylık sürenin hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 07.11.2022 tarihini geçeceği anlaşılmakla, ikinci suçun işlendiği 24.08.2021 tarihi ile 07.11.2022 tarihleri arasındaki sürenin (440 gün), toplamda (668 gün) geri alınmasına karar verilmesi gerektiği düşünülse de;
Hükümlünün denetim süresi içerisinde işlediği ilk suç tarihi olan 29.05.2021 ile bihakkın tahliye tarihi olan 07.11.2022 arasındaki sürenin 1 yıl 5 ay 9 gün olduğu, dolayısıyla denetim süresi içerisinde işlenen iki ayrı suç nedeniyle aynen infaz karar verilmesi gereken sürenin toplamının azami olarak ikinci suç tarihi ile bihakkın tahliye tarihi arasındaki süre kadar olması gerektiği, somut incelemeye konu infaz dosyasında bu sürenin 1 yıl 5 ay 9 gün (527 gün) olduğu, 668 günlük sürenin aynen infazına karar verilmesinin bihakkın tahliye tarihini de geçecek şekilde infaza sebebiyet vereceği, böyle bir sonucun ise kanun koyucunun amacına aykırı olacağı,
Bu açıklamalar ışığında, hükümlünün ilk olarak 29.05.2021 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle, bu cezanın iki katı olan 6 ay 44 günlük süreyi kapsayan 29.05.2021-12.01.2022 tarihleri arasındaki süre ile, (228 gün), yine hükümlünün 24.08.2021 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle, bu cezanın iki katı olan 6 yıl 18 aylık sürenin hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 07.11.2022 tarihi ile azami süre olan 1 yıl 5 ay 9 günlük süreyi aşacağından, ilk suç için geri alınan 6 ay 44 günlük süreden azami süre çıkartıldığında geriye kalan sürenin (299 gün) geri alınması gerektiği anlaşılmakla, 24.08.2021 tarihi ile 16.06.2022 tarihleri arasındaki süre olmak üzere toplamda 527 günlük sürenin aynen infazına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. 07.02.2016 tarihinde işlemiş olduğu yağma suçundan 4 yıl 2 ay hapis, 21.02.2017 tarihinde işlemiş olduğu 1632 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 1 yıl hapis cezasına mahkum olan hükümlünün, bu cezasının infazı sırasında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezasından 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle 08.04.2020 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, bihakkın tahliye tarihi 07.11.2022 olan hükümlünün 29.05.2021 işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan 3 ay 22 gün hapis, 24.08.2021 tarihinde işlemiş olduğu nitelikli hırsızlık suçundan 3 yıl 9 ay hapis, 03.02.2022 tarihinde işlemiş olduğu tehdit suçundan 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
3. Şartla tahliye edilen hükümlü hakkında infaz işleminin özgürlüğü bağlayıcı cezanın kanun gereği yerine getirilmesi tarihine kadar kesintisiz sürdüğünün kabul edilmesinin zorunlu olduğu, 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile yapılan değişiklik öncesi 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin altıncı fıkrasında şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün denetim süresine tabi tutulacağı, bu denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve süreli hapislerde bihakkın tahliye tarihini geçemeyeceği öngörülmüştür.
4. 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile yapılan değişiklik sonrası 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadar olacağı ve süreli hapislerde bihakkın tahliye tarihini geçemeyeceği öngörülmüştür.
5. 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 12 nci fıkrasında şartla tahliye edilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde şartla tahliye kararının geri alınacağı, aynı maddenin 14 üncü fıkrasında, denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı kabul edilmiştir.
6. Hükümlünün infaza konu suçun işlendiği suç tarihinden sonra şartla tahliye süresinin ve buna bağlı olarak denetim süresinin hükümlü lehine düzenleme getiren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un geçici 6 ncı madde hükmü dikkate alınarak yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu, ancak bu belirleme yapılırken daha önceki şartla tahliye tarihinin değiştirilmesinin mümkün olmadığı, belirlemenin lehe yapılan değişiklik nedeniyle ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin tespiti ve bu tespite göre denetim süresinin belirlenmesi ile sınırlı olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca lehe kanun uygulamasında temel kural, eski ve yeni kanun hükümlerinin ayrı ayrı bir kül olarak değerlendirilip, hangi kanunun lehe olduğunun belirlenmesi ve şartla tahliye edilen hükümlünün hapis cezasını gerektiren ikinci suçu bu belirlenen denetim süresi içinde işlemesi halinde şartla tahliye kararının geri alınmasına karar verilmesi gerekmektedir.
7. Bu açıklamalara göre; 07.02.2016 tarihinde ve 21.02.2017 tarihinde işlemiş olduğu suçlar nedeniyle toplam 5 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum olan hükümlünün, içtimalı bu cezasının infazı sırasında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezasından 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle 08.04.2020 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün 7242 sayılı Kanun’un 48 nci maddesi ile değişiklik yapılmadan önceki mevcut düzenlemeye göre hukuki durumu değerlendirildiğinde, hükümlünün şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin yağma suçundan verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası yönünden suç tarihi dikkate alındığında 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre 1/2 oranı üzerinden, 1632 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen 1 yıl hapis cezası yönünden suç tarihi dikkate alındığında 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre 2/3 oranı üzerinden hesaplama yapılarak şartla tahliye tarihinin tespit edilmesi gerektiği, 08.03.2020 tarihinde ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün daha önce tutuklulukta ve denetimde geçen süreleri mahsup edildiğinde şartla tahliye tarihinin 08.06.2020 tarihi olarak belirlenmesinin gerekeceği, 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre tabi olacağı denetim süresinin ise ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve denetim süresi açısından lehe gibi gözükse de şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre açısından hükümlünün aleyhine olduğundan 1632 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen cezanın infazı yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
8. 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişiklik sonrası duruma göre hükümlünün hukuki durumu değerlendirildiğinde, hükümlünün yağma suçu ile birlikte içtimalı olarak infaz edilmekte olan 1632 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen 1 yıl hapis cezasının 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre ½ oranı üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin belirlenmesi ve hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre açısından lehe olması nedeniyle bu suç yönünden denetim süresinin 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 6 ncı fıkrasına göre ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre kadar olduğunun kabulü gerekmektedir.
9. Hükümlünün, şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre ile buna bağlı olarak belirlenmesi gereken denetim süresinin sadece yapılan yasal değişikliklerin bir bölümü esas alınarak tespit edilmesi ve uygulanmasının mümkün olmadığı, yasal düzenlemenin bir bütün halinde olaya uygulanarak hükümlünün hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği, bihakkın tahliye tarihi 07.11.2022 olan hükümlünün 29.05.2021, 24.08.2021 ve 03.02.2022 tarihlerinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı üç ayrı suçtan mahkum olduğu anlaşılmakla, şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza ilişkin karar verildiği anlaşılmaktadır.
10. Mahkemesince, aynen infaz kararında, 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrası uyarınca denetim süresinde işlenen her bir suç için kendi suç tarihinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmemek üzere iki katı sürenin ayrı ayrı hesaplanarak ne kadar sürenin aynen infaz edileceğinin kararda açıkça gösterilmesinin, yanlış hesaplamaların ve infazda oluşabilecek tereddütlerin önüne geçilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
11. 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında yapılan değişikliğe bakıldığında, şartla tahliye kararının geri alınması durumunda, şartla tahliye edilen hükümlünün, denetim süresi içerisinde işlediği her bir suç için suç tarihinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde, işlenen her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin geri alınması yönünde yasa koyucunun iradesini ortaya koyduğu, denetim süresi içerisinde işlenen suçların birden çok olması durumunda aynı tarihte işlenmesi ile farklı tarihte işlenmeleri arasında farklı uygulama yapılması yönünde herhangi bir irade ortaya koymadığı, bu durumda denetim süresinde birden çok suç işlemesi durumunda işlenen suçların aynı tarihte işlenmesi ile farklı tarihte işlenmeleri arasında, verilen hapis cezalarının sürelerine göre geri alınması gereken süreler suç tarihinden başlayarak ayrı ayrı hesaplama yapıldığında bihakkın tahliye tarihini geçmiyor ise herhangi bir fark bulunmadığı, farklı uygulama yapılmasının eşitlik ilkesine, yasa koyucunun amacına ve hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.
12. Somut olayda; İnfaz hakimliğince, denetim süresi içinde işlemiş olduğu hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçlar nedeniyle hükümlü hakkında verilen hapis cezalarının süreleri esas alınarak daha önce verilen şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza dair karar verildiği sırada hükümlünün denetim süresinde işlediği her bir suç için suç tarihinden başlayarak hak ederek tahliye tarihini geçmemek üzere iki katı sürenin ne kadar olduğunun ayrı ayrı hesaplanarak her bir suç için aynen infazına karar verilecek sürenin ve hangi tarih aralığını kapsadığının kararda denetime imkan verecek şekilde açıkça gösterilmeksizin, denetim süresi içinde işlediği suçlardan verilen mahkumiyet hükümlerinin toplam süresi esas alınmak suretiyle değişiklik öncesi düzenlemenin lehe olduğu kabul edilerek verilen karara karşı yapılan itirazın bu sebeple kabulüne karar verilmesi gerekirken, hükümlünün infaza konu ve şartla tahliye kararına esas mahkumiyet hükümlerinin suç tarihleri ve bu suç tarihlerine göre uygulanması gereken infaz rejimlerinin lehe aleyhe değerlendirmesi yapılmaksızın, itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi açıklanan bu nedenle yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.10.2023 tarihli ve 2023/2605 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.10.2024 tarihinde karar verildi.