Logo

1. Ceza Dairesi2024/531 E. 2024/2421 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şartla tahliye edilen hükümlünün denetim süresi içinde birden fazla suç işlemesi halinde, 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/13. maddesi uyarınca geri alınacak sürenin hesabında hangi kriterlerin uygulanacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Denetim süresi içinde birden fazla suç işlenmesi halinde, her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, suç tarihinden itibaren ayrı ayrı hesaplanarak bihakkın tahliye tarihini geçmemek kaydıyla geri alınması gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeden eksik incelemeyle hükümlü aleyhine karar verildiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın reddine

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay

Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Kasten öldürme, 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak ve rüşvet suçlarından Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.12.2000 tarihli ve 2000/394 müteferrik sayılı içtima kararıyla 15 yıl 26 ay 20 gün ağır hapis, 1 yıl 3 ay 18 gün ağır hapis ve 6 yıl 24 ay hapis cezasına hükümlü ...'nın, bu cezasının infazı sırasında, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 02.10.2001 tarihli ve 2001/426 müteferrik sayılı kararı ile 4616 sayılı Kanun hükümleri gereğince 02.10.2001 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlü hakkında verilen koşullu şartla tahliye kararında ceza sürelerinin hatalı gösterildiğinden bahisle düzeltilmesine dair talebin kabulü ile anılan Mahkemenin 02.10.2001 tarihli ve 2001/426 müteferrik sayılı kararının iptaline, hükümlünün 02.10.2001 tarihinden itibaren şartla tahliyesine dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 30.11.2001 tarihli ve 2001/561 müteferrik sayılı kararını takiben, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği ve İstanbul 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 18.07.2003 tarihli ve 2002/125 Esas, 2003/187 Karar sayılı kararı ile çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi olmak ve adam kaçırmaya eksik teşebbüs suçlarından 8 sene 17 ay 10 gün ağır hapis

cezasına mahkûm olduğu gerekçesiyle, şartla tahliye kararının geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 08.03.2002 ile bihakkın tahliye tarihi olan 18.10.2017 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına ilişkin Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2010 tarihli ve 2010/156 değişik iş sayılı kararı sonrasında, şartla tahliye kararının geri alınmasına sebep olan İstanbul 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 18.07.2003 tarihli ve 2002/125 Esas, 2003/187 Karar sayılı kararına ilişkin ilâm bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hak ihlali yapıldığına dair kesinleşmiş kararının gerekçe gösterilerek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ve bu ilama ilişkin cezanın infazının durdurulmasına yönelik İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2017 tarihli ve 2002/125 Esas sayılı ek kararı gözetilerek Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2010 tarihli ve 2010/156 değişik iş sayılı kararının kaldırılmasına, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği ve Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.09.2005 tarihli ve 2005/125 Esas, 2005/295 Karar sayılı kararı ile kamu malına zarar verme suçundan 3 ay 10 gün hapis cezasına mahkûm olduğu gerekçesiyle, suç tarihi olan 27.01.2004 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 18.10.2017 tarihleri arasındaki 5013 günlük sürenin aynen infazına ilişkin Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.03.2017 tarihli ve 2017/61 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.03.2017 tarihli ve 2017/485 değişik iş sayılı kararını takiben, hükümlü müdafii tarafından yapılan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesiyle değişik 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında yer alan düzenleme kapsamında hükümlünün şartla tahliyesinin geri alınmasına dair kararın yeniden değerlendirilmesine ilişkin talebinin, 7242 sayılı Kanun ile hükümlü lehine bir düzenleme getirilmediğinden bahisle reddine dair Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.06.2020 tarihli ve 1993/426 Esas, 1995/76 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2020 tarihli ve 2020/801 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 19.12.2023 tarihli ve 94660652-105-34-11819-2020-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05.01.2024 tarihli ve 2023/136827 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05.01.2024 tarihli ve 2023/136827 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.", 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesiyle değişik 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında, "Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün; a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, b) (Değişik: 25/5/2005-5351/8 md.) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin, Ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir." ve koşullu salıvermenin

geri alınmasına ilişkin anılan değişikliğin madde gerekçesinde "maddenin onüçüncü fıkrasında yer alan mevcut düzenlemeye göre hükümlü, koşullu salıverildikten sonra işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı çok az hapis cezası alsa bile suç tarihi ile hakederek tahliye tarihi arasında kalan süreyi aynen infaz etmektedir. Bu durum uygulamada, verilen cezanın neticeleri bakımından adaletsiz bir sonuç doğurduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir. Fıkrada yapılan değişiklikle, koşullu salıverilme sürecinde denetim süresi içinde suç işleyen hükümlünün sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı süreyi ceza infaz kurumunda geçirmesi öngörülmektedir. Başka bir ifadeyle, geri alınan süre bakımından yeni bir kriter belirlenmekte ve ikinci suçun cezasının iki katı sürenin aynen infaz edilmesi amaçlanmaktadır. Ancak bu süre, hakederek tahliye tarihini geçemeyecektir. Diğer yandan, denetim süresi içinde işlenen ikinci suçun cezası, genel hükümlere göre ayrıca infaz edilecektir." şeklinde açıklamaların yer aldığı,

Dosya kapsamına göre, hükümlünün ... Ağır Ceza Mahkemesinin 30.11.2001 tarihli kararı ile 02.10.2001 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesini takiben, denetim süresi içerisinde 27.01.2004 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûm edilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınmasına karar verilmesi sonrasında, hükümlü müdafii tarafından yapılan, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesiyle değişik 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında yer alan, "Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün; a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, b) (Değişik: 25/5/2005-5351/8 md.) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin, Ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir." şeklindeki yeni düzenleme uyarınca hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik talebinin, Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.06.2020 tarihli ek kararı ile yeni düzenlemenin hükümlü lehine olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de,

15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun'un 107 nci maddenin 13 üncü fıkrasının (a) bendinde yer alan "kalan cezasının aynen" ibaresinin "başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin" ibaresi şeklinde değiştirildiği nazara alındığında, somut olayda hükümlünün 27.01.2004 tarihinde işlediği kamu malına zarar verme suçundan Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.09.2005 tarihli ve 2005/125 Esas, 2005/295 Karar sayılı kararı ile 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle bu sürenin 2 katı olan 6 ay 20 günlük süreye tekabül eden 200 günlük sürenin ve 04.09.2008 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 29.09.2009 tarihli ve 2008/1111 Esas, 2009/693 Karar sayılı kararı ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle bu sürenin 2 katı olan 10 aylık süreye tekabül eden 300 günlük sürenin aynen infazına karar verilmesi gerektiği, Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin ve koşullu salıverilmenin geri alınması ile aynen infaza ilişkin 07.03.2017 tarihli değişik iş kararında kabul edilen sonraki suçun işlendiği 27.01.2004 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 18.10.2017 tarihleri arasındaki sürenin ise 5013 gün olduğu ve hükümlünün kapalı ceza infaz kurumda geçireceği toplam sürenin 4513 gün aleyhine olduğu anlaşıldığından, bu yeni durum karşısında anılan düzenlemenin hükümlü lehine değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;

(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

2. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesiyle değişik 107 nci maddesinin (6), (12), (13) ve (14) üncü fıkraları;

(6) Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez.

(12) Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararı geri alınır.

(13) Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün;

a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin,

b) (Değişik bend: 25.05.2005-5351 S.K./8. md) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre (Ek ibare 14.04.2020 - 7242 S.K./48. md) takdir edilecek bir sürenin,

Ceza infaz kurumunda aynen (Ek ibare 14.04.2020 - 7242 S.K./48. md) çektirilmesine karar verilir. Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilmez.

(14) Denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.

Şeklinde düzenlenmiştir.

3. Hükümlünün infaza konu içtimalı 15 yıl 26 ay 20 gün ağır hapis, 1 yıl 3 ay 18 gün hapis ve 6 yıl 24 ay hapis cezasının infazı sırasında 02.10.2001 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, bihakkın tahliye tarihi 18.10.2017 olarak tespit edilen hükümlünün, denetim süresi içerisinde 27.01.2004 tarihinde işlemiş olduğu kamu malına zarar verme suçundan 3 ay 10 gün hapis, 04.09.2008 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan 5 ay hapis, 08.03.2002 tarihinde işlediği çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi olmak suçundan ve adam kaçırmaya eksik teşebbüs suçundan 8 yıl 17 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı ancak İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2017 tarihli ve 2002/125 Esas sayılı ek kararı ile çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi olmak ve adam kaçırmaya eksik teşebbüs suçlarından verilen hapis cezalarının infazının durdurulmasına ve bu suçlar yönünden yapılan

yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verildiği ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.02.2019 tarihli, 2017/198 Esas, 2019/77 Karar sayılı kararı ile beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.

4. Mahkemesince, aynen infaz kararında, 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrası uyarınca denetim süresinde işlenen her bir suç için kendi suç tarihinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmemek üzere iki katı sürenin ayrı ayrı hesaplanarak ne kadar sürenin aynen infaz edileceğinin kararda açıkça gösterilmesinin, yanlış hesaplamaların ve infazda oluşabilecek tereddütlerin önüne geçilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

5. 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında yapılan değişikliğe bakıldığında, şartla tahliye kararının geri alınması durumunda, şartla tahliye edilen hükümlünün, denetim süresi içerisinde işlediği her bir suç için suç tarihinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde, işlenen her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin geri alınması yönünde yasa koyucunun iradesini ortaya koyduğu, denetim süresi içerisinde işlenen suçların birden çok olması durumunda aynı tarihte işlenmesi ile farklı tarihte işlenmeleri arasında farklı uygulama yapılması yönünde herhangi bir irade ortaya koymadığı, bu durumda denetim süresinde birden çok suç işlemesi durumunda işlenen suçların aynı tarihte işlenmesi ile farklı tarihte işlenmeleri arasında, verilen hapis cezalarının sürelerine göre geri alınması gereken süreler suç tarihinden başlayarak ayrı ayrı hesaplama yapıldığında bihakkın tahliye tarihini geçmiyor ise herhangi bir fark bulunmadığı, farklı uygulama yapılmasının eşitlik ilkesine, yasa koyucunun amacına ve hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

6. Somut olayda; mahkemece denetim süresi içinde işlemiş olduğu hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçlar nedeniyle hükümlü hakkında verilen hapis cezalarının süreleri esas alınarak daha önce verilen şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza dair karar verildiği sırada hükümlünün denetim süresinde işlediği her bir suç için suç tarihinden başlayarak hak ederek tahliye tarihini geçmemek üzere iki katı sürenin ne kadar olduğunun ayrı ayrı hesaplanarak her bir suç için aynen infazına karar verilecek sürenin ve hangi tarih aralığını kapsadığının kararda denetime imkan verecek şekilde açıkça gösterilmeksizin, 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 13 fıkrasında yapılan değişiklik öncesi ve sonrası düzenlemeye göre lehe aleyhe yasa karşılaştırılması yapılmak suretiyle aynen infazına karar verilmesi gereken toplam sürenin ne kadar olduğu belirlenmeksizin verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi açıklanan bu nedenle yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.06.2020 tarihli ve 2020/801 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.04.2024 tarihinde karar verildi.