Logo

1. Ceza Dairesi2024/5455 E. 2024/6622 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuğun, evde doğurduğu bebeğini ihmali davranışla öldürme suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuğun, doğum sonrası bebeğinin bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek bebeğin ölümüne sebebiyet veren ihmali davranışının, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu oluşturacağı gözetilerek, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/604 E., 2023/698 K.

SUÇLAR : Nitelikli kasten öldürme ve bu suça yardım

HÜKÜMLER : Beraat

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Onama

Yargıtay bozması sonrası Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. ve 307/3. maddeleri uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.09.2018 tarihli ve 2016/415 Esas, 2018/234 Karar sayılı kararı ile;

a. Sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçuna yardımdan, 5271 sayılı Kanun'un 223/2-e maddesi gereği beraatine,

b. Suça sürüklenen çocuk ...'nin ihmali davranışla öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37/1, 82/1-d delaletiyle 83, 31/3, 62/1 maddeleri uyarınca 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,

c. Sanık ... hakkında ihmali davranışla öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 37/1, 82/1-d delaletiyle 83, 62, 53/1. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 13.02.2019 tarihli ve 2018/2055 Esas, 2019/201 Karar sayılı kararı ile sanıklar ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik katılan bakanlık vekili, sanık ... müdafii, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca duruşma açılmaksızın sanıklar ... ve ... ile suça sürüklenen çocuk ...'nin beraatine karar verilmek suretiyle düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Hükümlerin katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 20.03.2023 tarihli ve 2022/3997 Esas, 2023/1145 Karar sayılı kararı ile "duruşma açılmaksızın karar verilmek suretiyle 5271 sayılı Kanun'un 289/1-h maddesine aykırı şekilde karar verildiği" gerekçesiyle bozulmasına ve dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 22.05.2023 tarihli ve 2023/604 Esas, 2023/698 Karar sayılı kararı ile sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında 5271 sayılı Kanun'un 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri özetle; ..., ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarının hatalı olduğuna, atılı suçlardan mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiğine,

2. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle; suça sürüklenen çocuk ... ve annesi ... hakkında kasten öldürmenin ihmali daranışla işlenmesi suçundan ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

1. Suça sürüklenen çocuk ... ile temyiz dışı sanık ...'in sevgili olup, birliktelikleri sonucu ...'nin hamile kaldığı, ...'nin durumu anne babasından gizlediği, olay günü evde doğumunun başladığı, bebeği banyoda doğurduğu, göbek bağını kesip bebeği poşete koyarak, mahallede bir duvar dibine bıraktığı, sevgilisi ...'e haber verdiği, ...'in sanık ...'nin kullandığı taksi ile olay yerine geldiği, mahalleden aldığı poşet içindeki bebeği gece vakti metruk bir binaya sakladığı, ertesi gün bulunduğu yerden alarak Ergene Nehri üzerinden geçtiği sırada bebeği poşetle nehre attığı, yapılan aramalara rağmen bebeğin bulunamadığı, tüm tıbbi evrak ve belgelerin incelenmesi sonucu "bebeğin bulunamaması nedeniyle sağ doğup doğmadığı, ölüm nedeni hususlarının tespitinin tıbben mümkün olmadığının" Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 10.07.2017 tarihli raporunda belirtildiği anlaşılmıştır.

2. Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, sanıklar ... ve ...'nin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair mahkûmiyetlerine yeterli delil bulunmadığı, bu gerekçe ile beraatlerine dair mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesinde;

Kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesiyle ilgili 5237 sayılı Kanun'un 83. maddesinde:

"1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.

2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;

a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,

b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir.

3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hâllerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir." hükmüne yer verilmiştir.

Belli bir icrai davranışta bulunmak hususundaki yükümlülüğüne ilişkin kanuni düzenlemelerin belirlenmesi açısından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun) hükümleri üzerinde de durulmalıdır. 4721 sayılı Kanun'un 335. maddesinde; ergin olmayan çocuğun, ana ve babasının velâyeti altında olduğu, 337. maddede; ana ve babanın evli olmaması halinde velâyetin anaya ait olacağı, velayetin kapsamına ilişkin olan 339. maddede; ana ve babanın, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alacağı ve uygulayacağı, 340. maddesinde; ana ve babanın, çocuğu imkânlarına göre eğiteceği ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlayacağı ve koruyacakları, 346. maddesinde; çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve babanın duruma çare bulamaması veya buna güçlerinin yetmemesi hâlinde hâkimin, çocuğun korunması için uygun önlemleri alacağı, 348. maddesinde; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması durumunda velayetin kaldırılacağı düzenlenmiştir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; bebeğini evde doğuran suça sürüklenen çocuk ...'nin bakım ve gözetime muhtaç yeni doğan bebeği bakımsız ve gözetimsiz bıraktığı, poşete koyup evin dışına götürdüğü, suça sürüklenen çocuk ...'nin anlatımlarına göre "bebeğin 5-10 dakika normal hareket edip ses çıkardığının anlaşıldığı, ... ile ... arasındaki ses kayıtlarının dinlenmesinde call-22-51-17-ın isimli kaydın 10.25 ve 12.05 dakikalarında bebeğin sesinin duyulduğu, bebeğin canlı olarak dünyaya geldiğinin ancak tespit edilemeyen şekilde öldüğünün anlaşıldığı olayda; evde doğan bebeğin banyoda makasla göbek kordonunu kestikten sonra bağlanması ve bebeğin beslenmesi gerekirken bunların yapılmaması biçimindeki ihmali davranışların ölüme sebebiyet verdiği, bebeğin hayatını korumak ve gözetmek yükümlülüğü altında olmasına karşın ...'nin bu yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk ...'nin 5237 sayılı Kanun'un 83/3 maddesi gereği ihmali davranışla kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

1. Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümleri yönünden;

Gerekçe bölümünde yer alan (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 22.05.2023 tarihli ve 2023/604 Esas, 2023/698 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

2. Suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen beraat hükmü yönünden;

Gerekçe bölümünde yer alan (3) numaralı paragrafta açıklanan "suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı Kanun'un 83/3 maddesi gereğince cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi" nedeniyle katılan Bakanlık vekili ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 22.05.2023 tarihli ve 2023/604 Esas, 2023/698 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, Başkan vekili sayın ... ve üye sayın ...'ın beraat hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.10.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

İncelenen davada hukukî uyuşmazlık konusu olan husus suça sürüklenen çocuk ...'in hukuki durumunun ne olduğu yolundadır.

Mevcut davada 17 yaşındaki SSÇ ... ile ... isimli erkek arkadaşından gayri resmi bir bebek doğmuştur. Dosya da mevcut tüm deliller ve kabule göre bebeğin canlı doğduğuna dair bir gerçeklik tartışmasızdır.

SSÇ hakkında TCK 83 veya TCK 82/1-d-e maddeleri uyarınca suç vasıflandırması dosya kapsamına göre heyette tartışılmıştır.

SSÇ doğumu evde yapmıştır. Bebeğin doğduktan sonra bir poşet içinde 45 dakika kadar evin balkonunda ...'e verilmek üzere bekletildiği açıktır. Bebeği bir poşet içinde alan ...'in bebeği canlı olarak alıp almadığı ve Ergene nehrine canlı olarak alıp atmadığı kesinlik kazanmamıştır. Elde edilen diğer delillere göre bebeğin gayri resmi babası ... doğum anında (dosyada mevcut ses kaydı çözümüne göre) çocuğun doğduğunu ve canlı olduğunu öğrenmiştir. Yine gerek ... gerek onu bir poşetle taşıyan sanık ... bu yolculuk esnasında bebeğin ağladığına, hareket ettiğine dair bir şey söylememiştir. Dolayısıyla bebeğin doğumdan kaç dakika sonra öldüğü belirsizdir. En önemli somut delil ise bebeğin canlı doğduğudur. Bu bilgiler ışığında ...'nin doğurduğu bebeği ...'e verirken kastı ve motivasyonu sadece bu durumu babasının öğrenmemesine yöneliktir. SSÇ ... bebeği ...'e verirken ona bebeği bir yere bırakması, nehire atması, yok etmesi konusunda bir telkinde ve tavsiyede bulunmamıştır. Sadece babasının korkusu ile ...'e bebeği vermek şeklinde bir eylemi vardır.

Tüm bu somut deliller karşısında SSÇ ...'nin kastının varsayımsal olarak bebeği öldürmeye veya terk etmeye yönelik olduğu söylenemez. Bu yorum sadece aleyhe zorlayıcı ve taşkın bir kabul olmaktan ileri gitmeyecektir.

Bu gerekçelerle SSÇ ... için verilen beraat kararının onanması gerekmekte iken SSÇ'nin TCK 83/3 madde uyarınca mahkûmiyeti yolunda görüş açıklayan Sayın çoğunluğa iştirak etmiyoruz.