"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/1330 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR: İtirazın kabulüne
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Rıza ile ırza geçme suçundan Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2012 tarihli ve 2012/248 Esas, 2012/382 Karar sayılı kararı ile 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın, işbu cezasının infazı sırasında 10.08.2017 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesine dair Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.08.2017 tarihli ve 2017/663 değişik iş sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 23.01.2021 tarihinde işlemiş olduğu trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 8 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edildiğinden bahisle şartla tahliye kararının geri alınmasına, 16 ay 20 gün sürenin ikinci suçun işlendiği 23.01.2021 tarihinden bihakkın tahliye tarihi olan 09.05.2021 tarihini geçmemek üzere aynen infazına ilişkin Mersin İnfaz Hâkimliğinin 22.06.2023 tarihli ve 2023/5896 Esas, 2023/6173 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın, ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmediğinden bahisle kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.11.2023 tarihli ve 2023/1330 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 03.07.2024 tarihli ve 94660652-105-33-31097-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.07.2024 tarihli ve 2024/77171 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.07.2024 tarihli ve 2024/77171 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, hükümlünün ceza infaz kurumuna giriş tarihinin 21.03.2015 olduğu ve Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlünün 12/2002 yılı olan suç tarihinde yürürlükte olan 647 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken 1/2 ve ayda 6 gün oranındaki süre gözetilerek hazırlanan 02.03.2016 tarihli ve 2016/2277 sayılı müddetnameye göre, hakederek tahliye tarihinin 09.05.2021, koşullu salıverilme tarihinin 27.03.2018 olarak belirlenmesini takiben, Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.08.2017 tarihli ve 2017/663 değişik iş sayılı kararıyla hükümlünün 10.08.2017 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesine karar verildiği,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02.04.2021 tarihli ve 2019/3614 Esas, 2021/5910 Karar sayılı ilâmında “…Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı TCK'nin 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu..” şeklinde belirtildiği,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2023/1330 değişik iş sayılı kararı ile ihlal sebebi olarak gösterilen hükümlünün işlediği ikinci suç tarihi olan 23.01.2021 tarihli suçun denetim süresi dolduktan sonra işlendiğinden bahisle hükümlü hakkında verilen şartlı tahliye kararını ihlal etmeyeceği, infaz hakimliği kararının bu nedenle yerinde olmadığı değerlendirilerek itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,
5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesindeki düzenleme ile toplam ceza miktarını aşabilecek şekilde mahrumiyetlerin önüne geçmenin amaçlandığı ve denetim süresinin cezaevinde geçirilecek sürenin yarısı kadar belirlendiği, hükümlünün cezasının, 647 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca 1/2 ve ayda 6 gün indirimli olarak infaz olacak şekilde tanzim olunduğu, bihakkın tahliye tarihinin 09.05.2021 olduğu, hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin hesabının 647 sayılı Kanun'a göre belirlendiği anlaşılmakla, infaz hukukunda hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımından lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, 647 sayılı Kanun’un hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre bakımından da lehe olduğu, çapraz ve karma bir uygulama yapılamayacağının anlaşılması karşısında, denetim süresinin 5275 sayılı Kanun'a göre tayin edilemeyeceği ve hükümlünün koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin 647 sayılı Kanun'a göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin ise bihakkın tahliye tarihi olan 09.05.2021 olacağı, bu
haliyle hükümlünün 23.01.2021 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı suçun denetim süresi içerisinde işlenmiş olacağı gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. Niğde Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2016 tarihli ve 2016/2277 sayılı müddetnamesine göre,
6 yıl 3 ay hapis cezasının infazı amacıyla, 21.03.2015 tarihinde ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün, cezasından 647 sayılı Kanunun 19 ve ek 2. madde hükümleri uyarınca ½ oranında ve ayda 6 gün indirim yapılmak suretiyle koşullu salıverilme tarihinin 10.08.2017, bihakkın tahliye tarihinin ise 09.05.2021 olarak belirlendiği, Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.08.2017 tarihli ve 2017/663 değişik iş sayılı kararıyla hükümlünün 10.08.2017 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesine karar verildiği, hükümlünün şartla tahliye edildikten sonra bihakkın tahliye tarihi olan 09.05.2021 tarihinden önce denetim süresi içerisinde 23.01.2021 tarihinde işlemiş olduğu trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçundan 8 ay 10 gün hapis cezasına mahkum olduğu anlaşılmıştır.
3. Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, denetim süresi ile ilgili 5275 sayılı Kanunun 107. maddesinin altıncı fıkrasında 7242 sayılı Kanunun 48. maddesi ile yapılan değişiklik öncesi "Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre şartla tahliye süresinin belirlenmesi ve şartla tahliye kararı verilmesi durumunda denetim süresinin uygulanmasının sözkonusu olabileceği, somut olayda hükümlü hakkında şartla tahliye süresi bakımından lehe kabul edilen 647 sayılı Kanun hükümleri uygulandığı anlaşılmakla, denetim süresinin 647 sayılı Kanun'a göre belirlenmesi ve bihakkın tahliye tarihine kadar devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu ve denetim süresi dolmadan kasıtlı suçtan hapis cezası ile cezalandırılan hükümlü hakkında daha önce verilen şartla tahliye kararının geri alınmasına, denetim süresi içinde işlediği suçun cezası dikkate alındığında ikinci suçun işlendiği 23.01.2021 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 09.05.2021 tarihi arasında kalan sürenin aynen infazına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 647 sayılı Kanun ve 5275 sayılı Kanun hükümleri karma uygulanmak suretiyle ikinci suçun denetim süresi dolduktan sonra işlendiği gerekçesiyle şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza dair verilen kararın kaldırılmasına ilişkin itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.11.2023 tarihli ve 2023/1330 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.11.2024 tarihinde karar verildi.