Logo

1. Ceza Dairesi2024/5733 E. 2024/6066 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Basit yargılama usulü ile verilen ve itiraz edilmeyen hüküm kesinleştikten sonra, aynı sanık hakkında aynı suçtan tekrar hüküm kurulup kurulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulü ile verilen ilk hükme sanık tarafından itiraz edilmediği ve hükmün kesinleştiği, mahkemenin itiraz olmayan sanık hakkında yeniden yargılama yaparak hüküm kuramayacağı ve bu nedenle ikinci hükmün hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

K A N U N Y A R A R I N A

B O Z M A

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2022/249 E., 2023/697 K.

ŞİKÂYETÇİ : ...

HÜKÜMLÜ : ...

SUÇ : Kasten yaralama

İNCELEME KONUSU

KARAR : Mahkûmiyet

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle verilen ilk karara itiraz edildiği kabul edilerek Karabük 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.12.2023 tarihli ve 2022/249 Esas, 2023/697 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 29, 62, 52/2. maddeleri gereğince 1.120,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 272/3-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 11.12.2023 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 05.06.2024 tarihli ve 2024/3240 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.07.2024 tarihli ve KYB-2024/65776 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.07.2024 tarihli ve KYB-2024/65776 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Dosya kapsamına göre; Karabük 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2021 tarihli kararına inceleme dışı diğer katılan sanık ... müdafii tarafından yalnızca kendi müvekkili hakkındaki mahkumiyet hükmü yönünden itiraz edildiği gözetilmeden, itirazı bulunmayan sanık hakkında genel hükümlere göre yeniden duruşma açılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun'un 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmekle, 5271 sayılı Kanun’un Kanun yararına bozma başlıklı 309. maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan;

"(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar."

Şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için, bu karar veya hükmün hukuken geçerli olması ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.

2. Hâkim veya mahkemenin, kovuşturma aşaması sonucunda verdiği karar ya da hüküm, kanun yolu incelemesi ile ortadan kaldırılmadıkça veya yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü söz konusu olmadıkça aynı davaya bakma imkânı olmadığı hâlde, mahkemenin, yeniden dosyayı ele alarak verdiği karar ya da hüküm hukuken geçersizdir. Bu hüküm veya karar, kural olarak olağan kanun yolu olan itiraz, istinaf ve temyiz yoluna konu olamayacağı gibi olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna da konu olamaz.

3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 27.10.2009 tarihli ve 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında; "...Hukuken geçerli olmayan karar ve hükümlere karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklı olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu nedenlerle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin bu nedenlerle reddine karar verilmesi" gerektiği kabul edilmiştir.

4. 5271 sayılı Kanun'un, Basit yargılama usûlü başlıklı 251. maddesinin inceleme konusu ile ilgili bölümleri; "(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.

...

(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir." şeklinde düzenlenmişken aynı Kanun'un, Basit yargılama usûlünde itiraz başlıklı 252. maddesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan inceleme konusu ile ilgili bölümleri; "(1) 251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.

(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.

...

(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir." şeklinde hükümleri haizdir.

5271 sayılı Kanun'un, İtiraz usulü ve inceleme mercilerini düzenleyen 268. maddesinin ilgili bölümleri uyarınca; "(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.

(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir."

5. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında açılan davanın basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle yürütülüp Mahkemenin 08.11.2021 tarihli ve 2020/386 Esas, 2021/514 Karar sayılı kararı ile hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 62, 5271 sayılı Kanun'un 251/3, 5237 sayılı Kanun'un 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mezkur karar ile dosya kapsamında aynı zamanda sanık sıfatını haiz olan şikâyetçi ... hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara ... müdafiinin sadece Mustafa hakkındaki karar yönünden itiraz ettiği, hükümlü ... yönünden ise itiraz etmediği tespit edilmiştir.

Mahkemece itiraz üzerine hükümlü hakkında genel yargılamaya göre yapılan yargılama neticesinde inceleme konusu karar verildiği anlaşılmış ise de anılan hükme yönelik itiraz bulunmadığı, mezkûr hükmün itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.

Böylece Karabük 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.11.2021 tarihli ve 2020/386 Esas, 2021/514 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olduğu hâlde; aynı Mahkemece 11.12.2023 tarihli ve 2022/249 Esas, 2023/697 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında ikinci kez kasten yaralama suçundan hüküm kurulmuş olması nedeniyle bu ikinci hükmün hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde bulunduğu belirlenmiştir.

Hukuken varlık kazanmayan bir kararın kanun yararına bozma istemine konu edilmesi de olanaklı değil ise de mevzuatta hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Hukuken geçersiz ve yok hükmündeki kararlar, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla, hukuken geçersiz olduklarına ilişkin bir tespit yapılmadıkça şeklen varlığını koruyacaktır.

6. Yukarıda (3) numaralı paragrafta zikredilen YCGK, 2009/206 E., 2009/250 K. sayılı kararında açıklandığı üzere hukuken geçerli olmayan, yok hükmünde olan inceleme konusu kararın kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

30.09.2024 tarihinde karar verildi.