"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2024/1528 E., 2024/1294 K.
SUÇLAR : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, kasten yaralama, mala zarar verme, 6136 sayılı
Kanun'a muhalefet
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi, düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmi iade, kısmi ret, kısmi temyiz başvurularının esastan reddi ile hükümlerin onanması
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı karar tarihi itibariyle itiraz yoluna tabi olup anılan karara yönelik itirazın mahallinde mercice incelenip reddine karar verildiği belirlenmekle bu karar inceleme dışı bırakılmıştır.
Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme ve sanıklar ... ve ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama suçlarından verilen beraat hükümleri hakkında tebliğnamede görüş bildirilmiş ise de; anılan hükümlere yönelik temyiz başvuruları bulunmadığından inceleme dışı bırakılmıştır.
Sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin, katılan vekilinin istinaf başvurusu hakkında Bölge Adliye Mahkemesince karar verilmesi unutulmuş ise de; zamanaşımı süresi içerisinde bu hususta karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet, sanıklar ..., ..., ... hakkında mala zarar verme, katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama, katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama ve katılan sanıklar ... ve ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin 5271 sayılı Kanun’un 286/2.a-d maddelerine göre, temyiz edilemez kesin nitelikte olduğu belirlenmiştir.
Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında katılan sanıklar ... ve ...'ya yönelik kasten yaralama, sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama, katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama suçlarından verilen beraat, sanıklar ... ve ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin niteliği gözetildiğinde kesin nitelikte olduğu ve temyizlerinin mümkün olmadığı anlaşılmış ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 tarihli ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; kesin nitelikteki hükümlerin suç vasfına yönelik aleyhe temyiz yasa yoluna başvurulması halinde temyize konu olabilecekleri kabul edildiğinden, katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısının anılan hükümleri "suç vasfına" ilişkin temyiz ettiği anlaşılmakla, "suç vasfı ile sınırlı olarak" temyiz yoluna tabi olduğu belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince sanıklar ... ve ... hakkında maktuller ... ve ...'ya yönelik kasten öldürme suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ... , ..., ..., ..., ..., ... hakkında maktuller ... ve ...'ya yönelik kasten öldürme ve katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların ise; 5271 sayılı Kanun'un 286/1.maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1.maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1.maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1.maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Bir kısım sanıklar müdafiilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. maddesi gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.03.2024 tarihli ve 2022/408 Esas, 2024/134 Karar sayılı kararı ile;
1) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
c) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
d) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
2) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
d) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
3) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
d) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
4) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Katılan ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86/1, 86/3.e, 87/3 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
5) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
6) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
c) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
d) Katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine,
7) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Katılan ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86/1, 86/3.e, 87/3 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
8) Sanık ... hakkında;
a) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Katılan ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86/1, 86/3.e, 87/3 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
9) Sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81, 35, 29, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
10) Sanık ... hakkında; katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223/2.e maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.
B. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 03.07.2024 tarihli ve 2024/1528 Esas, 2024/1294 Karar sayılı kararı ile katılan sanıklar ve sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılanlar vekili, Cumhuriyet savcısı, katılan sanıklar ve sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1.a maddesi uyarınca ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında maktullere yönelik kurulan hükümler yönünden katılanlar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi suretiyle düzeltilerek esastan reddine, diğer hükümler yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
Suç vasfına, sanıklar ... ve ... hakkında maktullere yönelik mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine, tüm sanıkların ... ve ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiğine, ... ve ... hakkında verilen mahkûmiyet kararlarının kaldırılarak beraatlerine karar verilmesi gerektiğine, teşebbüsün derecesine, vekâlet ücretine,
B. Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri
Sanık ... hakkında maktullere yönelik kasten öldürme ve katılan ...'ya yönelik kasten yaralama suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine, tüm sanıkların ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine, katılan sanık ...'nın katılan sanık ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğine,
C. Katılan sanık ... müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına,
D. Katılan sanık ... müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına,
E. Katılan sanık ... ve müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına,
F. Sanık ... müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına,
G. Katılan sanık ... müdafiinin Temyiz Sebepleri
... hakkında haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, ... hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine,
H. Sanık ... müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine, haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına,
I. Sanık ... müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına, ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, sanık ...'in maktul ...'ya yönelik verilen mahkumiyet hükmü haricinde eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, mahkemece yapılmış eksik bir incelemenin bulunmadığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, sanık ...'nın ...'ya yönelik eylemi haricinde suç vasıflarının tayininde isabetsizlik bulunmadığı, maktullerin bulunduğu taraftan sanık ... haricinde diğer sanıklara yönelen haksız bir davranışın bulunmadığı, katılan sanıklar ... ve ... yönünden, katılan sanıklara yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranlarının isabetli olduğu, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle katılan sanıklar ... ve ... hakkında uygulanmasına, katılan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında uygulanmamasına karar verildiği, beraat eden sanıkların mahkûmiyetlerine yeter her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde sanık ... hakkında maktul ...'ye yönelik kasten öldürme, sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve sanık ... hakkında maktullere yönelik kasten öldürme suçlarından kurulan hükümlerdeki bozma nedenleri dışında hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Dosya kapsamına göre; maktuller ile katılan sanıklar ... ve ...'nın olay yerinde bulunan evlerinin duvarının sanık ... tarafından yıkıldığını duyunca, köye geldikleri, bu sırada sanık ...'in kavgaya karışan sanık ... ve çocuklarının evinde olduğu, ...'in maktuller ve yanındakileri ilk gördüğü anda, sanık ... ve diğerlerinin yanından ayrılarak, önce evine gidip sonradan olay yerine geldiği, katılan sanıklar ... ve ...'nın anlatımları ve bu anlatımları doğrulayan, katılan sanık ...'nın yaralanması hakkında düzenlenen adli tıp raporu ile maktul ... hakkında tanzim edilen otopsi tutanağından anlaşılacağı üzere; sanık ... olay yerine geldiğinde maktul ...'nin vurulmuş olduğu, sanık ...'in geldikten sonra önce ...'yı ayağından yaraladığı daha sonra yerde yatmakta olan maktul ...'in karın bölgesine ateş ederek ölümüne sebebiyet verdiği anlaşılan olayda, maktul ...'nin sanık ... olay yerine gelmeden haklarında mahkûmiyet kararları verilen diğer sanıklarca öldürülmesi nedeniyle, sanık ...'in maktul ...'ye yönelik kasten öldürme suçundan beraatine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Katılan sanık ...'nın yanında kardeşleri katılan sanık ..., maktuller ... ve ... ile birlikte kendilerine ait ahır duvarının ... ailesine mensup kişi yada kişilerce yıkıldığını duymaları üzerine, olayın gerçekleştiği köylerine doğru yolda oldukları esnada, Jandarma ihbar hattını arayarak kavga çıkacağını ihbar etmeleri, arabayla köye geldiklerinde sanık ... ve çocukları olan ..., ..., ..., ... ve ...'in bulunduğu eve değil de; ahırlarının duvarını yıktığını düşündükleri sanık ...'ın evine yöneldikleri, bunu gören sanık ... ve çocuklarının da maktuller ve katılan sanıklara doğru silahlı vaziyette yöneldikleri, ilk anda katılan sanık ...'nın önde gelen katılan sanık ...'nın kafasına sopayla vurarak onu pariyetal kemikte lineer kırığa ve hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaraladığı olayda; sanık ... ve yanındakilerin husumetlerini sanık ...'a yöneltmiş olmaları, olay yerine gelirken durumu Jandarmaya ihbar etmiş olmaları, darbe sayısının tek olması ve yaralanmanın niteliği göz önünde bulundurulduğunda sanık ...'nın katılan sanık ...'ya karşı kastının öldürmeye yönelik olduğuna dair kesin bir delil bulunmadığından eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabulüyle; sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan hüküm kurulması yerine suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, hukuka aykırılık bulunmuştur.
4. Sanık ...'in katılan sanık ...'nın üvey annesi olduğu, ahırlarının yıkıldığını duyan maktuller ile kardeşleri katılan sanıklar ... ve ...'nın dosya kapsamında mevcut bir kısım tanık ifadelerinden anlaşılacağı üzere ellerinde sopalarla araçtan inerek, katılan sanık ...'ya karşı saldırmak amacıyla yöneldiklerinin anlaşılması karşısında, sanık ...'nın maktuller ve katılan sanıklar ... ile ...'nın, üvey oğlu ...'ya yönelen eylemleri nedeniyle haksız tahrik altında atılı eylemleri gerçekleştirdiği ve sanık ... hakkında maktullere yönelik kurulan hükümlerde asgari düzeyde haksız tahrik indirimleri yapılması yerine yazılı şekilde hükümler kurulması suretiyle fazla cezalar tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
A. Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet, sanıklar ..., ..., ... hakkında mala zarar verme, sanıklar ... ve ...'nın katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama, katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama ve katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar ..., ..., ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan kurulan hükümlere ilişkin sanıklar müdafilerinin sanık sıfatıyla yaptıkları temyiz istemleri yönünden;
5271 sayılı Kanun'un 286/2.a ve 286/2-d maddesindeki düzenlemeler karşısında, anılan hükümlerin temyiz incelemesine tabi olmadığı ve incelemeye konu suçların, aynı Kanun’un 286/3. maddesi kapsamında da bulunmadığı anlaşıldığından, katılanlar vekili ve sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298/1. maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında katılan sanıklar ... ve ...'ya yönelik kasten yaralama, sanık ...'in katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama, katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten yaralama suçlarından verilen beraat, sanıklar ... ve ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 03.07.2024 tarihli ve 2024/1528 Esas, 2024/1294 Karar sayılı kararında belirtilen beraat hükümlerinde beraat kararı verilmesinde ve mahkûmiyet hükümlerinde ise suç vasfına ilişkin bir isabetsizlik görülmediğinden, oy birliğiyle 5271 sayılı Kanun'un 298/1. maddesi uyarınca katılanlar vekili ve sanıklar müdafilerinin vasfa yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN REDDİNE,
C. Sanıklar ... ve ... hakkında maktuller ... ve ...'ya yönelik kasten öldürme suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında maktuller ... ve ...'ya yönelik kasten öldürme ve sanık ... hakkında maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden;
Gerekçe bölümünde yer alan (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 03.07.2024 tarihli ve 2024/1528 Esas, 2024/1294 Karar sayılı kararında katılanlar vekili, Cumhuriyet savcısı ve sanıklar ve müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, Üye ...; ..., ..., ..., ... hakkında maktuller ... ve ...'e yönelik kasten öldürme suçlarından kurulan hükümlerde asgari düzeyde haksız tahrik indirimi yapılmasına, sanık ... hakkında maktul ...'e yönelik kurulan hükümde asgari düzeyde haksız tahrik indirimi yapılmasına, Üye ...'ın sanık ...'ın maktul ...'e yönelik kasten öldürme suçundan beraatine karar verilmesine yönelen karşı oyları ve oy çokluğuyla, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümler yönünden oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
D. Sanık ... hakkında maktul ...'ya yönelik kasten öldürme, sanık ... hakkında maktuller ... ve ...'ya yönelik kasten öldürme ve katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'ya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönünden;
Gerekçe bölümünde yer alan (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle, katılanlar
vekilleri ile sanık ... müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 03.07.2024 tarihli ve 2024/1528 Esas, 2024/1294 Karar sayılı kararının sanık ...'in maktul ...'ye yönelik beraatine karar verilmesi, sanık ... hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve katılan sanık ...'nın eyleminde suç vasfı yönlerinden 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, Üye ...'in sanık ... hakkındaki hükümlerin onanmasına yönelen karşı oyu ve oy çokluğuyla, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümler yönünden oy birliğiyle BOZULMASINA,
Hükmolunan ceza miktarları ve tutuklulukta geçen süreler dikkate alınarak sanık ... müdafiinin tahliye talebinin oy birliğiyle, sanık ... müdafiinin tahliye talebinin üye ...'ın sanığın tahliyesine karar verilmesi gerektiğine yönelen karşı oyu ve oy çokluğuyla, REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.03.2025 tarihinde karar verildi.
K AR Ş I O Y
Sanık ...'nın dosya kapsamı ve delil durumu dikkate alındığında haksız tahrik altında kalmaksızın maktuller ... ve ...'nin öldürülmesi eylemlerine katıldığından cezalandırılmasına dair yerel mahkeme kararının sanığın bu suçları haksız tahrik altında işlediğine ve tahrik indirimi yapılması gerektiğine yönelen ve bu nedenle bozma kararı veren Dairenin çoğunluk görüşüne haksız tahrik bulunmadığı gerekçesi ile katılmıyorum.
K A R Ş I O Y
İnceleme konusu yapılan davada hukuki uyuşmazlık konusu yapılan husus sanıklardan ... hakkındaki eylem vasıflandırmasının nasıl yapılacağı yolundadır.
İnceleme konusu yapılan davada asıl husumet ... ve ... ailesi arasındadır. Aslında her ikisinin de haksız olarak köyün ortak merasına taşkın inşaat yapması sebebiyle ortak meraya aidiyet iddiası sonucu husumet oluşmuştur. Olay tarihinden önce ... ailesinin ... ailesine ait bir yapıya zarar vermesi sonucu olay günüde ...'nın, ...'nın yine ortak köy merasına yapılmış duvarını yıkması sonucu bunu haber alan ve o anda şehir merkezinde inşaatta çalışmakta olan maktul ve mağdur tarafın köye araçla gelmesi ile olaylar başlamıştır.
... ailesinin geldiği araçta maktuller ..., ... ile mağdurlar ... ve ... vardır. Ayrıca bu araçta maktul tarafça doğrulanmayan ama ... ailesinin iddia ettiği bir beşinci kişinin bulunduğu da söylenmektedir. Fakat maddi deliller ile bu beşinci kişinin varlığı ispatlı değildir.
... ailesi köye geldiğinde ellerinde sopalarla inerek doğrudan önünde durdukları ... ...'nın evinden içeri doğru saldırma girişiminde bulunmuşlardır. (Zira ... olay günü ... ailesinin ev duvarını yıktığı söylenen kişidir.)
Bu sırada ...'ın evinden 300 metre kadar uzakta ...'ın amcası ...'nın evinde oturmakta olan ... ailesinin diğer fertleri olay çıktığını görüp ...'ın evine doğru koşmaya başlamışlardır. Bu akrabalık ilişkisinde ... ...'ın amcası; ..., ..., ..., ... ve ... ise ...'ün oğullarıdır.
İşte bu amca ve amca çocukları ...'ın evine koşarken ... yanındaki sopa ile kendilerine koşmakta olan ...'nın başına sopa ile vurup onu hayati tehlike geçirecek ve vücudunda dördüncü derece kırık olup yüzünde sabit iz olacak şekilde yaralamış ve saf dışı bırakmıştır. Zaten bu neden ... beraat etmiştir.
Arkasından dairemizde görüntülerinde izlendiği üzere başlayan taşlı, sopalı, silahlı kavga yüzlerce kişinin katılımı ile devam etmiş olaya bir süre sonra çok yakında bulunan jandarma karakolunun müdahalesine rağmen ancak jandarmadan takviye kuvvet ve zırhlı araçlar istenerek ancak bastırılabilmiştir. Dolayısıyla aslında ilk jandarma grubu geldikten sonra taşlı sopalı kavga devam etmiştir.
... isimli sanık hem ... hem ... ailesinin ortak akrabası olup aynı zamanda yerel mahkeme kararına göre "köyün kanaat önderi" olarak tanımlanmıştır.
Bu çerçevede aşağıdaki tespitlerin yapılması zorunludur.
1) HUSUMET: Asıl husumet ... ile ... arasındadır. Dolayısıyla ... bu husumetin tarafı değildir.
Sanıklardan ..., ...'ın amcası ..., ..., ..., ..., ... ise ...'ün çocuklarıdır. Yani ...'ın evi baskına uğrayınca olay yerine ilk giderek eylemli olarak olaya ilk müdahil olanlar bu amca ve amca çocuklarıdır.
2) KULLANILAN SİLAHLAR: Tüm dosya kapsamı kriminal rapor ve tanık beyanlarına göre ..., ... ve ...'da silah vardır.
Bunlardan ...'da keleş, ...'da tabanca, (firar)
...'da tabanca olduğu konusunda tereddüt yoktur.
Yine tüm delillere göre olay yerinde elde edilen kovanlardan 9 mm ve 7. 65 mm olmak üzere iki tabanca ile toplam 13 adet kovanı bulunan 3 adet keleş cinsi silah vardır. Tabancalardan ise 9 mm olan 9 adet atış yapmış 7.65 mm olan ise 5 adet atış yapmıştır.
Dolayısıyla tabancaların ... ve ...'dan elde edildiği kesindir. Ve yine itibar edilen ... ve ... beyanlarına göer ... iki el ateş etmiş olup mevcut tabancalardan hiçbiri ile (ateş etttiği kabul edilse bile) eşleşme olmamaktadır.
...'ya ateş edenlerden birisi ... olup ona yapılan diğer atışın yani deforme mermi çekirdeğinin hangi silahtan olduğu daha önemlisi hangi cins silahtan olduğu da belli değildir.
Tüm dosya incelendiğinde svaplar ve silahlar eşleştirildiğinde olay yerinde bulunan iki tabanca ve üç keleşin kimde olduğu zaten bellidir.
Öte yandan ..., ...'da svap olup zaten firari ...'nın ateş ettiği tartışmasız olmakla ...'da herhangi bir atış artığına rastlanmamıştır.
Keza ...'nın hem ...'e hem ...'ye ateş ettiği ve her iki maktuldeki mermiler eşleştiğine göre beş atış yapan 7,65 mm çaplı tabanaca ...'ya aittir. Eğer ...'nın bu beyanlarına itibar edilip ...'ın ateş ettiği söyleniyor ise ya ... 9 el ateş etmelidir ya da sadece ...'in bilinmeyen bir silahla yaptığı atışa ait kovanlar özellikle toplanmış olmalıdır. İzlenen görüntü kayıtları dikkate alındığında neredeyse tüm köy halkının katıldığı taşlı sopalı kavga devam edip jandarma olaya müdahale ederken yerden özellikle belirli kovanların toplanması da mümkün görülmemiştir.
3) OLAY YERİNE İNTİKAL: Maktul tarafça ...'nın evinin bahçesine doğru bir saldırı olunca ... ailesi 150-200 metre ilerisindeki evin bahçesinden oraya doğru koşmaya başlamıştır. Bu ilk giden grubun içinde ... yoktur. ... bu ilk saldırı aşamasında vurulmuştur. Ardından taşlı sopalı grubunda katıldığı kavga başladığında ... ilk defa ... tarafından vurulmuştur. Bu aşamalarda ...'ın kendi evine doğru gidip geldiği yolunda açık beyanlar vardır. Mahkeme bu eve gitmeyi hiçbir maddi delile dayanmaksızın ...'in evden silah alıp geldiği şeklinde değerlendirmiştir.
4) ...'YA KİMİN ATEŞ ETTİĞİ HUSUSU: Beyanlarına itibar edilen veya edilmeyen tüm sanıklar ve tanıklar ...'ya ilk önce ...'nın ateş ettiğini söylemişlerdir. Yapılan her iki atışın her biri müstakilen ve müştereken öldürmeye elverişli bulunmuştur. Aslında ikinci atış kim tarafından yapılırsa yapılsın temelde işlenemeyen bir suçtan da bahsetmek mümkündür.
5) ...'IN OLAY YERİNDEKİ HAREKET ŞEKLİ: ... beyanına göre ... ilk önce kendisine darp etmiş ardından da ...'nın ayağına doğru tabanca ile ateş etmiştir. (sanık bunu olayı yatıştırmak için ...'ya tokat attığı şeklinde açıklamaktadır.) bazı tanıklara göre ... ondan sonra ...'in etrafına gitmiştir ve onu korumaya çalışmıştır. Bu kabulde dahi ...'in asıl ilk olarak müdahale ettiği ...'nın ayaklarına ateş edip arkasından yerde yatmakta olan ...'e bir kez daha ateş etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır zira, ilk ateş edilen ...'nın öldürücü bölgesine bir atış yoktur.
6) ... hem ...'ya hem zaten vurulmuş olan ...'ya yerde iken ateş ettiği bildirildiğine göre bu ikisinden elde edilen çekirdek parçaları ya da nüveler birbiri ile eşleştirilmiş olmalıdır. Bu eşleşme yapılmamıştır.
7) ...'A ATFEDİLEN TABANCANIN DURUMU: Sanığın kendisi zaten eve gidip geldikten sonra olay yerinde kanaat önderi olarak ...'ya tokat attığını ardından tabancasını bir ara çıkarttığını ama ortamın çok karışık olduğunu görünce geri beline soktuğunu söylemektedir. Bu süreç iki hususta ele alınmalıdır.
a) Gri renkli olduğu söylenen bu tabanca zaten ele geçmiş olup bundan yapılan herhangi bir atış yoktur.
b) Sanığın evden tabanca aldığı yolundaki tahmini anlatım dışında evden bu gri renkli tabancayı da almış olabileceği gözden kaçırılmıştır.
Öncelikle tüm bu anlatılanlardan dolayı;
Maktul ...'nın öldürülmesi eyleminde sanık hakkında aşılamayan çelişkiler ve maddi delillerle uyuşmayan varsayıma dayalı anlatım ve kabul nedeni ile beraat kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet yolunda oy kullanan Sayın çoğunluğa iştirak etmiyorum.
kabule göre de;
Sanık ...'ın maktul ... vurulduktan sonra olay yerine geldiğinin kabulü halinde sanığın kullandığı silahın ele geçmemesi ele geçen tek bir silahın maktul ... ve ...'in vücuduna giren mermi çekirdeğini atan tabanca olup onunda firari sanık ... ... tarafından kullanıldığının sabit olması sanık ...'in silahla yerde yatan ve o anda maktul olmuş olan ...'e ve ...'ya ateş ettiğinin sadece katılan taraftan ... ve ... tarafından bildirilmiş olması üstelik bu beyanlardan kovuşturma aşamasında dönülmüş olması aynı zamanda husumetin tarafı olmayan ...'in sadece her iki tarafla akraba olmakla olay yerinde bulunmasının belki sadece TCK 39 madde uyarınca ve sadece maktul ... yönünden değerlendirilebilecek olması olayda ölen ve yaralanan şahısların sadece silahlı atışlarla değil sopalı ve taşlı saldırılar nedeniyle de ölüm ve yaralanma sonuçlarının gerçekleşmesi yerel koşullara göre toplu kavgalarda her bir tarafın karşı taraftaki tüm kişileri ve mümkün olduğu kadar güçlü kişileri hedef göstererek kendilerine avantaj sağladıkları yolundaki biline gelen gerçeklik dikkate alındığında sanık savunmalarının da gözetilerek sanık hakkında mahkeme kabulünde dahi ... yönünden TCK 39 maddeyi aşan bir iştirakin söz konusu olamayacağının gözetilmeme, ayrıca bir bozma nedeni olarak görülmelidir.
K A R Ş I O Y
Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin 2024/6464 E. 2025/2174 K. sayılı kararının çoğunluk görüşüne, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 29. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza indirimi yapılması gerektiği düşüncesinde olduğumdan katılmamaktayım.
Dosya kapsamına göre; maktul ... ile sanık ... arasında mülkiyeti maliye hazinesine ait olan daha önce köy statüsünde olup sonradan mahalleye dönüştürülen ... Mahallesi sınırlarındaki mera arazisinin kullanımı hususunda husumet bulunduğu, olay tarihinden önce ...’ın ihtilaflı arazinin kenarına yaptırdığı duvarın tahrip edilerek yıkıldığı, bu nedenle ...’ın ... ve kardeşlerinden şikâyetçi olduğu, hemen sonrasında bu kez ihtilaflı arazi içinde bulunan ...’e ait ahırın zarar gördüğü ahırın zarar görmesi meselesinden ...’in, ... ailesini sorumlu tuttuğu anlaşılmaktadır. Olay günü maktul ... ve kardeşleri olan maktul ..., mağdurlar ... ve ...’in Viranşehir Bakımlı Mahallesinde bulunan bir inşaatta sıva işi yaptıkları, saat 13:00 sıralarında ...’in kendisinin kullanımındaki ahırın zarar gördüğünü öğrenmesi üzerine çok sinirlendiği, kardeşleri ve kimliği belirlenemeyen beşinci bir erkek şahsı da alarak kullanımındaki otomobil ile kavga etmek amacıyla ... Mahallesine doğru yola çıktıkları, yolda ...’in akrabalarını arayarak evinin yıkıldığını söyleyip olay yerine çağırdığı, ...’in amcasının oğlu ... oğlu ...’nın “sakın ... Mahallesine gitme, akşam ben gelirim karakola gideriz” demesine rağmen ... ve kardeşlerinin toplam beş kişi ... Mahallesine gittikleri, giderken yolda karakolu da arayarak kavga olacağını ihbar ettikleri, bu süreçte aynı mahallede oturan ve birbirlerini tanıyan birçok kişinin ... ve kardeşlerinin kavga etmek amacıyla yola çıktıklarını öğrendikleri bu nedenle gerek sanık ...’nın gerekse ...’ın hem komşusu he de amcası olan ...’nın evine tarafları barıştırmak amacıyla her iki tarafa da yakın birçok kişinin geldiği görülmektedir.
Olayın oluş şekli ise şu şekilde gerçekleşmiştir. Maktul ...’in, kullanımındaki araç ile hızlı bir şekilde ... Mahallesine gelip ...’nın evinin bahçesine girdiği, bahçenin evin müştemilatı olup olmadığının kesin olarak belirlenemediği, araçtan ... ve yanındakilerin ellerinde sopalar olduğu halde indikleri, ...’in küfür ederek ...’a yöneldiği, araçtan diğer inenlerin de saldırması üzerine ...’ın kendi evine kaçtığı, ...’ın eşi Medine’nin evin kapısını kapatarak ...’ın dışarı çıkmasını engellediği, ...’ın üvey annesi sanık ... ve kayınbabası ...’ın evin dışında kaldıkları, ...’ın evine tarafları barıştırmak için gelenlerin kavgayı aralayamadığı, bu sırada ...’ın amcası olan ... ve çocukları olan sanıkların tarafları barıştırmak için gelenler ile birlikte olay yerine doğru koştukları, ... ailesi mensupları olay yerine gelir gelmez ...’nın taş ve sopalar ile darp edildiği, darp nedeniyle kafatasında kırık ve beyin kanaması oluştuğu, hayati tehlike geçiren ...’ın yere düşüp kaldığı ve kavgaya hiç karışmadığı, bu nedenle ...’ın gerek öldürme gerekse öldürmeye teşebbüs eylemlerine katılmadığından bahisle beraatine karar verildiği ve beraat kararlarının Dairemizce oybirliği ile onandığı, ...’ın ağır şekilde yaralandığını gören babası ... ve kardeşleri ..., ..., ... ve ...’ın “... ailesi” mensuplarına zarar vermek amacıyla saldırdıkları, önce maktul ...’nın ateşli silah ile vurulduğu, ... vurulmasına rağmen taş ve sopalar ile darp edilmeye devam ettiği, bu sırada olay yerine sanık ...’ın geldiği, onun da ... ailesi tarafında olacak şekilde kavgaya karıştığı, kavga sırasında ... ailesi mensuplarından biri tarafından ...’in baş bölgesinden yaralandığı, ...’in de kavga sırasında kardeşi ... gibi ateşli silah ile vurulduğu, taş ve sopalar ile ağır şekilde darp edilerek öldürüldüğü anlaşılmaktadır.
Dairemiz çoğunluğunun görüşü ile uyuşamadığımız husus “... ailesi” tarafına bu olay nedeniyle verilen cezalarda 5237 sayılı Kanun’un 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indirimi yapılıp yapılmayacağıdır. Haksız tahrikin oluşup oluşmadığı değerlendirilirken olayın öncesi, oluş şekli ve taraflar arasındaki akrabalık bağları birlikte değerlendirilmelidir. Olayın öncesinde husumete konu olan arazi mera vasfında olup her iki taraf yönünden de tapuya tescil edilip edilmeyeceği, kullanımı, zilyetliği gibi hususlar hukuk mahkemelerinin görev alanında olup tarafların bu hususta tescil, zilyetlik, müdahalenin meni gibi dava açmaları da mümkündür. ... ailesinin kullanımında olan duvarın yıkılması gerekse ... ailesinin kullanımında olan ahırın yıkılması ancak bu tür davaların sonucuna göre sağlıklı bir biçimde değerlendirilebilir. Olay öncesinde karşılıklı olan bu eylemler bu haliyle ceza davasında haksızlık olarak değerlendirilse bile karşılıklı olarak gerçekleştiğinden her iki taraf yönünden de haksız tahrik hükmü uygulanmalıdır.
İlk haksız eylemin ... ailesinden geldiği kabul edilirse tahrikte etki-tepki dengesinin değişip değişmediğine bakılmalıdır. ... ailesi mensupları ...’in kullandığı araç ile ...’nın bahçesine girmiş ve toplu bir şekilde saldırıda bulunmuşlardır. Bu saldırıdan ... kaçmış, sonrasında olay yerine gelen ... hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmış, sonrasında büyüyen olayda ... ve ... ölmüş, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yaralanmıştır. Evinin bahçesinde topluca saldırıya uğrayan ...; sanık ...’un yeğeni, sanıklar ..., ... ve ...’ın amcaoğlu, ...’in yeğeni Medine’nin eşidir. Evi saldırıya uğrayan ... ise ...’ın üvey annesi olup kendisine verilen cezalarda haksız tahrik hükmünün uygulanması yönünden hükümlerin oyçokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir. Kaldı ki Mahkemenin kabulüne göre ... ailesi kavgaya karışmadan önce olay yerine gelen ... hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmıştır. Bu nedenlerle, ...’in kullanımındaki ahırın bir kısmının ... tarafından yıkılması nedeniyle ilk haksız hareketin ...’dan geldiği kabul edilse dahi maktul ...’in bu davranışa çok aşırı tepki göstermesi, kendi akrabalarının sakin olmaları yönündeki telkinine rağmen kardeşlerini de alıp kavga amacıyla ...’ın evinin bahçesine gitmesi, kardeşleri ile ... ve ailesine saldırması, olay yerine gelen ...’yı hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde darp etmeleri kanaatimizce tahrikteki dengeyi ... ailesi mensupları yönünden bozmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinde 5237 sayılı Kanun’un 29. maddesinin birinci fıkrası uyarınca indirim uygulanması ve bu nedenle hükümlerin bozulmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden hükümlerin onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.