Logo

1. Ceza Dairesi2024/6468 E. 2024/8183 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şartla tahliye edilen hükümlünün denetim süresi içinde işlediği suç nedeniyle geri kalan cezasının hangi yasal düzenlemeye göre hesaplanarak infaz edileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinde yapılan değişiklik sonrası düzenlemenin hükümlü lehine olduğu ve bu düzenlemeye göre hesaplanan cezanın infazına karar verildiği, itiraz merciince itirazın reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2022/721 değişik iş

İNCELEME KONUSU KARAR: İtirazın reddine

KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Kasten yaralama, hürriyeti tahdit ve silahla tehdit suçlarından Sarayköy Asliye Ceza Mahkemesinin 20.05.2016 tarihli ve 2016/60 değişik iş sayılı içtima kararı ile 6 yıl 13 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın, işbu cezasının infazı sırasında, 671 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen Geçici 6 ve 107/2. maddeleri uyarınca 14.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliyesine dair Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2019 tarihli ve 2019/16 değişik iş sayılı kararını müteakip, hükümlünün denetim süresi içinde 26.04.2019 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının iki katı olan 1180 günlük sürenin aynen infazına ilişkin Denizli İnfaz Hâkimliğinin 10.05.2022 tarihli ve 2022/6484 Esas, 2022/7177 Karar sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair mercii Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ve 2022/721 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 17.09.2024 tarihli ve 94660652-105-20-7788-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.10.2024 tarihli ve 2024/96189 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.10.2024 tarihli ve 2024/96189 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Denizli İnfaz Hâkimliğince hükümlünün denetim süresi içinde 26.04.2019 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının iki katı olan 1180 günlük sürenin aynen infazına karar verilmiş ise de;

5275 sayılı Kanun'un 107/13-a maddesinin, 7242 sayılı kanun'un 48. maddesi ile değiştirilmeden önceki halinin, koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün sonraki suçu işlediği tarihten itibaren kalan cezasının aynen, ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğine dair olduğu,

7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile 5275 sayılı Kanun'un 107. maddenin 13. fıkrasının (a) bendinde yer alan "kalan cezasının aynen" ibaresi "Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin" şeklinde değiştirildiği, yeni durumun hükümlünün lehine olup olmadığının tespiti hususunda Mahkemesince öncelikle, hükümlünün deneme süresinde işlediği her bir suçun iki katı sürenin suç tarihlerinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde bir hesaplama yapılarak gösterilmesi, hükümlü lehine olan düzenlemenin yapılacak bu hesaplama neticesine göre belirlenmesi gerektiği,

Somut dosyada, hükümlünün 14.01.2019 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, denetim süresi içerisinde 26.04.2019 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli ve 2020/120 Esas, 2021/644 Karar sayılı kararıyla 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum olduğu ve Manisa Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 18.08.2016 tarihli müddetnamesine göre bihakkın tahliye tarihinin 20.10.2020 olduğu gözetildiğinde,

7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/13-a maddesinin hükümlünün lehine olduğu anlaşılmakta ise de, hükümlünün denetim süresi içerisinde 26.04.2019 tarihinde işlemiş olduğu suç nedeniyle hakkında hükmolunan 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının iki katı sürenin bihakkın tahliye tarihi olan 20.10.2020'yi geçmemek şartıyla aynen infazına karar verilmesi gerektiği ve bu sürenin 1 yıl 5 ay 24 gün (539 gün) olduğu cihetle, itirazın süre yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;

(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

2. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesiyle değişik 107 nci maddesinin (13) üncü fıkrası;

(13) Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün;

a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin,

b) (Değişik bend: 25.05.2005-5351 S.K./8. md) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre (Ek ibare 14.04.2020 - 7242 S.K./48. md) takdir edilecek bir sürenin,

Ceza infaz kurumunda aynen (Ek ibare 14.04.2020 - 7242 S.K./48. md) çektirilmesine karar verilir. Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilmez.

Şeklinde düzenlenmiştir.

3. Hükümlünün, içtimalı 6 yıl 13 ay hapis cezasının infazı amacıyla Cumhuriyet savcılığınca düzenlenen 24.05.2016 tarihli ve 2015/7-4354, 2015/2-2479, 2016/7-3061 sayılı müddetnameye göre, 22.07.2015 tarihinde ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün, 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin ikinci fıkrasına göre 2/3 oranı esas alınarak şartla tahliye tarihinin 19.03.2020, bihakkın tahliye tarihinin 27.07.2022 olarak belirlendiği, cezanın infazı sırasında 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesiyle 5275 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6. madde hükmü uyarınca 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan 2/3 oranı yerine 1/2 oranı esas alınarak şartla tahliye tarihinin 14.01.2019 olarak yeniden belirlenmesi sonucu, hükümlünün 14.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, şartla tahliye tarihinin yeniden belirlendiği 18.08.2016 tarihli müddetnamede hükümlünün 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin 6. fıkrasına göre şartla tahliye edildikten sonra tabi olacağı denetim süresi bitim tarihinin bihakkın tahliye tarihi gibi gösterilmek suretiyle maddi hata yapıldığı, bihakkın tahliye tarihi 27.07.2022 olan hükümlünün, denetim süresi içerisinde 26.04.2019 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.

4. Denetim süresi içerisinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçtan mahkum olan hükümlü hakkında şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza dair karar verildiği sırada aynen infazına karar verilecek sürenin belirlenmesi bakımından 7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile 5275 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinde yapılan değişiklik öncesi ve sonrası düzenlemenin karşılaştırılması ve lehe düzenlemenin tespit edilerek ona göre uygulama yapılması gerekmektedir.

5. 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında yapılan değişiklik öncesi düzenlemeye göre hükümlünün hukuki durumu değerlendirldiğinde, şartla tahliyesine karar verilen ve bihakkın tahliye tarihi 27.07.2022 olan hükümlünün, denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı hapis cezasını gerektiren ikinci suç tarihi olan 26.04.2019 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi arasındaki 1188 günlük sürenin aynen infazına karar verilmesi gerektiği görülmektedir.

6. 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası düzenlemeye göre hükümlünün hukuki durumu değerlendirildiğinde ise denetim süresi içerisinde kasıtlı suçtan hapis cezası ile cezalandırılan hükümlü hakkında, işlediği suç tarihinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde işlediği suçun cezasının iki katı sürenin aynen infazına karar verilmesi gerektiği ve hükümlünün işlediği suçun cezasının 1 yıl 7 ay 15 gün olması nedeniyle aynen infazına karar verilmesi gereken sürenin 1180 gün olduğu ve bu hesaplamaya göre 7242 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinde yapılan değişiklik sonrası düzenlemenin lehe olduğu ve bu düzenleme dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmakla, itiraz merciince itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, şartla tahliye edilen hükümlünün 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin 6. fıkrasına göre hesap edilen denetim süresinin bitim tarihini bihakkın tahliye tarihi gibi kabul ederek yapılan, haklı sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.12.2024 tarihinde karar verildi.