Logo

1. Ceza Dairesi2024/6473 E. 2024/7254 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra denetim süresi içinde yeni bir suç işleyen sanık hakkında, hükmün açıklanması yerine davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesi gerektiği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihinden, denetim süresi içinde işlenen suç tarihinden itibaren 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, yerel mahkemenin hükmün açıklanmasına ilişkin kararı bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2021/541 E., 2021/1295 K.

SUÇ : Kasten yaralama

KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.10.2021 tarihli ve 2021/541 Esas, 2021/1295 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında mağdur ...'a karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-e maddeleri uyarınca 180 gün adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 16.08.2023 tarihli ve 2022/191 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.10.2024 tarihli ve KYB-2024/100608 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyasının sureti Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.10.2024 tarihli ve KYB-2024/100608 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.03.2009 tarihli anılan kararı ile adı geçen sanığın müştekiler ... ve ...'a yönelik kasten yaralama eylemleri nedeniyle ayrı ayrı mahkumiyetlerine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içinde 27.03.2014 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, mağdur ...'a yönelik eylem yönünden Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2021 tarihli ve 2020/971 esas, 2021/64 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, mağdur ...'a yönelik eylem yönünden ise inceleme konusu yapılan Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.10.2021 tarihli ve 2021/541 esas, 2021/1295 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, mağdur ...'a yönelik eylem yönünden Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/971 esas sayılı dosya aslının 12.07.2021 tarihli ve 94660652-105-06-10672-2021-Kyb sayılı yazımız ekinde kanun yararına bozma talebi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği cihetle, onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede,

Dosya kapsamında göre;

1) Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi kapsamında bulunan kasten yaralama suçunun, 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, sanığın atılı suçu 28.05.2007 tarihinde işlediği, 18.12.2007 tarihinde iddianame düzenlendiği, sanığın savunmasının alınmadığı, 12.03.2009 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 14.05.2009 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün 27.03.2014 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8. maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi uyarınca zamanaşımının 14.05.2009 ilâ 27.03:2014 tarihleri arasında 4 yıl 10 ay 13 gün süreyle durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 27.03.2014 tarihinden itibaren yeniden işlediği anlaşılmakla; zamanaşımını kesen son işlem tarihi olan iddianamenin düzenlendiği 18.12.2007 tarihinden itibaren durma süresi de gözetildiğinde hükmün açıklandığı 04.10.2021 tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 31.10.2020 tarihinde dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,

2) Sanık hakkında Ankara (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.03.2009 tarihli ve 2007/1513 esas, 2009/305 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararına konu yargılama dosyasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.03.2014 tarihli ve 2013/12-74 Esas, 2014/140 karar sayılı ilamı ile istikrarlı diğer kararlarında da vurgulandığı üzere; ceza yargılanmasında sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulabileceğine ilişkin kuralın, fiilin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir durumun varlığı halinde, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesi ile sınırlı olarak uygulanabileceği, delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda ise sanığın savunması alınmadan hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, sanığın sorgusu yapılmadan eksik yargılama ile karar verilmesinde,

Kabule göre de,

3) 5237 sayılı Kanun'un 52. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında yer alan 'Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olamamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.' şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece 180 gün adli para cezasına

hükmedildikten sonra, takdir edilen gün adli para cezasının bir gün karşılığı olarak takdir edilecek miktar ile çarpılması suretiyle para cezasının hesaplanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1.5271 sayılı Kanun’un 309/4-d maddesinin; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.

2. Olay günü taraflar arasında araç park etme meselesinden çıkan tartışmada hükümlünün mağdur ... ile inceleme dışı annesi ...'yi kesici alet ile vurmak suretiyle yaraladığı, mağdur ...'ın yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.

3. 5237 sayılı Kanun'un Dava zamanaşımı başlıklı 66/1-e maddesine göre; "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

(e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

Geçmesiyle düşer." Hükümlü hakkında açılan kamu davasına konu suçun, 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi kapsamında bulunduğu ve 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı sürelerine tabi olduğu belirlenmiştir.

4.Hükümlünün atılı suçu 28.05.2007 tarihinde işlediği, 18.12.2007 tarihinde iddianame düzenlendiği, savunmasının alınmadığı, 12.03.2009 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 14.05.2009 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün 27.03.2014 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi uyarınca zamanaşımının 14.05.2009 ilâ 27.03.2014 tarihleri arasında 4 yıl 10 ay 13 gün süreyle durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 27.03.2014 tarihinden itibaren yeniden işlediği anlaşılmakla; zamanaşımını kesen son işlem tarihi olan iddianamenin düzenlendiği 18.12.2007 tarihinden itibaren durma süresi de gözetildiğinde hükmün açıklandığı 04.10.2021 tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 31.10.2020 tarihinde zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle hükümlü hakkında açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309/4-d maddesi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Hükümlü hakkında mağdur ...'ı kasten yaralama suçundan verilen Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.10.2021 tarihli ve 2021/541 Esas, 2021/1295 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. 5271 sayılı Kanun’un 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.11.2024 tarihinde karar verildi.