"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2024/175 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR: İtirazın kabulüne
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Akhisar Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ...'in, özel izne ayrılma talebinin, hükümlünün evvelce 15.06.2013 tarihli firar eylemi nedeniyle 14.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile eklenen 5275 sayılı Kanun 97/3. maddesi gereğince reddine dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 28.11.2023 tarihli ve 2023/4250 sayılı kararına yönelik şikâyetin kabulüne ilişkin Akhisar İnfaz Hâkimliğinin 08.12.2023 tarihli ve 2023/5740 Esas, 2023/5724 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne dair mercii Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 26.01.2024 tarihli ve 2024/175 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 18.09.2024 tarihli ve 94660652-105-45-14035-2024-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.10.2024 tarihli ve 2024/98279 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.10.2024 tarihli ve 2024/98279 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, Akhisar Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu tarafından; daha önceden 15.06.2013 tarihinde firar ettiğinden bahisle 5275 sayılı Kanun'un 97/3. maddesi uyarınca hükümlünün özel izne ayrılma talebinin reddine dair verilen karara karşı yapılan şikâyetin kabulü kararına yönelik itiraz başvurusunun mercii Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince kabulüne karar verilmiş ise de;
14.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 40. maddesi ile eklenen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 97/3. maddesinde yer alan, "İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmez." şeklindeki düzenlemenin mevcut olduğu, belirtilen düzenlemede firar eden hükümlüye sadece firarın gerçekleştiği infazın devamı süresince mi yoksa sonradan kesinleşip gelen tüm cezaların infazı aşamasında dahi izin verilmeyeceğine dair bir açıklık bulunmuyor ise de, 5275 sayılı Kanun'un 14/4. maddesindeki "Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar… kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler" ve Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 13/2. maddesinde yer alan "Açık kurumda cezası infaz edilmekte iken ilk kez firar edip yakalanan ve hücreye koyma disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı kuruma iade edilen hükümlüler, disiplin cezasının kaldırılmasından itibaren Yönetmelikte aranan diğer şartlara uyduğu ve bir daha firar etmeyeceği değerlendirildiği takdirde açık kuruma ayrılabilir." şeklindeki hükümler ile yukarıda ifade edilen 5275 sayılı Kanun'un 97/3. maddesinde yer alan hüküm birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucu tarafından; kınama dışında bir disiplin cezası gerektiren eylemlerin, hücre cezasını gerektirmesi sebebiyle birincilerle aynı kategoride yer alan firar eyleminden tefrik edilmesinin ve firar eden hükümlünün, yeniden açık ceza infaz kurumuna alınsa bile infazı devam ederken bir daha izne ayrılmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı, firar suçundan dolayı 5275 sayılı Kanun'un 44/3-ı maddesi uyarınca verilen hücreye koyma cezasının, aynı Kanun'un 48/4-f maddesi uyarınca infazdan itibaren 1 yıl geçmekle kaldırılacağının ve 48/3-b maddesinde ise disiplin cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverilme işlemi yapılmayacağının düzenlendiği, ancak bu sürenin hakederek salıverme tarihini geçemeyeceği de belirtilerek, söz konusu düzenleme ile hakederek tahliye edilmiş bir hükümlünün artık o infaz döneminde almış olduğu disiplin cezasını tamamlamasının gerekmediğinin anlaşıldığı, bu durumda 5275 sayılı Kanun'un, her infaz sürecini bihakkın tahliye tarihi ile sınırlı olarak ayrı ayrı değerlendirmeyi amaçladığı, kaldı ki şahısların işlemiş oldukları hapis ve adli para cezasını gerektiren suçların dahi belirli süreler geçtikten sonra tekerrüre esas alınamadığı ve adli sicil, arşiv kayıtlarının silindiği de nazara alındığında, daha hafif bir tedbir olan disiplin cezasının ömür boyu etkisini sürdüreceğini ileri sürmenin mümkün bulunmadığı ve hakkaniyete de uygun olmadığı,
Bu haliyle somut olay değerlendirildiğinde, hükümlünün firar eylem tarihinin 15.06.2013 olduğu ve halen infazı devam etmekte olan cezalarına dair düzenlenen ilk müddetname uyarınca ceza infaz kurumuna giriş tarihinin 28.06.2016 olduğu nazara alındığında, hükümlünün firar eylem tarihinde infaza konu cezasından hakederek tahliye olduğu, hükümlünün firar ettiği tarihte infaz etmekte olduğu cezaların infazının tamamlandığı, hükümlünün infazı tamamlanan cezalarını takiben kesinleşerek gelen başkaca cezalarının infazı kapsamında yeniden özel izinden yararlanmasına engel bir durum olmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
Kabule göre de,
4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar" başlıklı 6/4. maddesinin; "İnfaz hâkimi, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre inceleme ve işlemlerini yürütür ve kararını verir." şeklinde olması nedeniyle uygulanması gereken 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Karar" 271/2. maddesinde yer alan "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki düzenlemeye uyarınca, mercii Mahkemesince hükümlülerin şikâyetine ilişkin de bir karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulü ile infaz hakimliğinin kararının kaldırılması ile yetinilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. Hükümlünün infaza konu 19 yıl 21 ay 22 gün hapis cezasının infazına 28.06.2016 tarihinde başlandığı, bu cezasının infazı sırasında 27.11.2023 tarihli dilekçesi ile özel izne çıkmak istediğini bildirmesi üzerine, hükümlünün uyap kayıtlarında halen infaza konu içtimalı cezasına dahil olmayan, bihakkın tahliye tarihi geçmiş başka bir cezasının infazı sırasında 15.06.2013 tarihinde Açık Ceza İnfaz Kurumundan firar ettiğine dair kayıt bulunması nedeniyle 5275 sayılı Kanun'un 97. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, "(3) (Ek:14/4/2020-7242/40 md.) İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmez." hükmü uyarınca talebinin reddine karar verilmiş ise de, hükümlünün firar ettiği tarihte infaz edilmekte olan cezasının hükümlünün yakalanması sonrasında infaz edilerek ceza infaz kurumundan tahliye edildiği, bihakkın tahliye tarihinin dolduğu ve cezasının infazının tamamlandığı, infazı tamamlanan o cezasından dolayı tekrar ceza infaz kurumuna alınmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, somut olayda 97. maddenin üçüncü fıkrasının uygulanmasının yasal şartlarının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmeksizin itiraz merciince verilen karar Kanun'a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
3. Ayrıca, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun atıfta bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan "(2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki düzenleme dikkate alınarak, itirazın kabulüne karar verilmekle, hükümlünün şikayeti konusunda da bir karar verilmesi gerekirken, infaz hakimliğinin kararının kaldırılması ile yetinilmesi Kanun'a aykırı olup, bu hususa ilişen kanun yararına bozma talebi de yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.01.2024 tarihli ve 2024/175 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2025 tarihinde karar verildi.