Logo

1. Ceza Dairesi2024/6694 E. 2025/1523 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık ...'in, diğer sanık ...'in işlediği nitelikli kasten öldürme suçuna yardım edip etmediği hususunda Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay 1. Ceza Dairesi arasında oluşan görüş ayrılığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'in, diğer sanık ile olay günü birlikte hareket etmiş olması, olay sırasında yakın mesafede beklemesi ve sonrasında aracı kullanarak sanık ...'e yardım etmiş olmasına rağmen, öldürme eylemine iştirak iradesinin bulunmadığı, eylemlerin suçluyu kayırma kapsamında değerlendirilebileceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına ve dosyanın Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2024/1090 E., 2024/1169 K.

SUÇ : Nitelikli kasten öldürme, nitelikli kasten öldürmeye yardım

KARAR : Mahkumiyet, Direnme

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması, bozma

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin,12.06.2024 tarihli ve 2024/1090 Esas, 2024/1169 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 08.02.2024 tarihli ve 2023/3195 Esas, 2024/831 Karar sayılı bozma kararına karşı verilen kısmi direnme ve kısmi uyma kararı üzerine dosyanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 307/4. maddesi uyarınca Dairemize gönderildiği belirlenmekle;

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kısmi direnme ve kısmi uyma kararının; 5271 sayılı Kanun’un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. maddesi gereği takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sakarya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.12.2021 tarihli ve 2020/154 Esas, 2021/398 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında maktuller ... ve Melahat'a karşı ayrı ayrı nitelikli kasten öldürme suçundan, sanık ... hakkında maktuller ... ve Melahat'a karşı ayrı ayrı nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, bu kararın katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili, sanıklar ... ve ... müdafileri tarafından istinafı üzerine, Sakarya Bölge Adliye Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesi'nin, 12.09.2022 tarihli ve 2022/1173 Esas, 2022/1335 Karar sayılı kararı ile; istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile;

a. Sanık ... hakkında maktul ...'e karşı nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 82/1-d, 53, 58. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

b. Sanık ... hakkında maktul ...'a karşı kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 81/1, 53, 58. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

c.Sanık ... hakkında maktuller ... ve Melahat'a karşı nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan, ayrı ayrı 5271 sayılı Kanun'un 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.

2. Sakarya Bölge Adliye Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 12.09.2022 tarihli ve 2022/1173 Esas, 2022/1335 Karar sayılı kararının katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili, sanık ... müdafileri, sanık ... ve müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 08.02.2024 tarihli ve 2023/3195 Esas, 2024/831 Karar sayılı kararı ile; tasarlamanın varlığı, sanık ...'ün nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 12.06.2024 tarihli ve 2024/1090 Esas, 2024/1169 Karar sayılı kararı ile;

a. Sanık ... hakkında maktul ...'e karşı nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 82/1-a-d, 53, 58. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

b. Sanık ... hakkında maktul ...'a karşı nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 82/1-a, 53, 58. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

c.Sanık ... hakkında bozma kararına direnilerek maktuller ... ve Melahat'a karşı nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan, ayrı ayrı 5271 sayılı Kanun'un 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz sebepleri özetle; sanık ...’ün yardım etmeden mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine, ilişkindir.

B. Katılanlar ..., ... ..., ... vekilinin temyiz sebepleri özetle; sanıkların iştirak iradesiyle hareket ettiklerine, sanık ...’ün mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine, ilişkindir.

C. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri özetle; sanıkların iştirak iradesiyle hareket ettiklerine, sanık ...’ün mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine, ilişkindir.

D. Sanık ... ve müdafilerinin temyiz sebepleri özetle; eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye, sanık hakkında haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, olayın ani gelişmesi nedeni ile tasarlamanın şartlarının oluşmadığına, ilişkindir.

III. GEREKÇE

1. Sanık ... Hakkında Maktuller ... ve Melahat'a Karşı Nitelikli Kasten Öldürme Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, eyleme uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, eksik incelemenin olmadığı, maktullerden sanığa yönelen haksız söz veya davranış bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanık ... Hakkında Maktuller ... ve Melahat'a Karşı Nitelikli Kasten Öldürme Suçundan Verilen Hükümler Yönünden

Dairemizce verilen bozma kararı usul ve yasaya uygun olup Bölge Adliye Mahkemesinin direnme gerekçesi yerinde görülmemiştir.

IV. KARAR

1. Sanık ... Hakkında Maktuller ... ve Melahat'a Karşı Nitelikli Kasten Öldürme Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden

Gerekçe bölümünde (1) nolu paragrafta açıklanan nedenlerle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 12.06.2024 tarihli ve 2024/1090 Esas, 2024/1169 Karar sayılı kararında sanık ... ve müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süreler dikkate alınarak sanık ... müdafilerinin tahliye taleplerinin REDDİNE,

2. Sanık ... Hakkında Maktuller ... ve Melahat'a Karşı Nitelikli Kasten Öldürme Suçundan Verilen Hükümler Yönünden

Gerekçe bölümünde (2) nolu paragrafta açıklanan nedenle direnme kararı yerinde görülmediğinden Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 08.02.2024 tarihli ve 2023/3195 Esas, 2024/831 Karar sayılı bozma kararının, Tebliğname'ye uygun olarak, oy çokluğuyla DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307/4. maddesi gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,

27.02.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Suça iştiraki için öncelikle faillerin bir suçu işlemek konusunda iştirak iradelerini ortaya koymaları ve anlaşmaları gerekir. İştirak iradesi suç işlenmeden önce veya en geç suçun işlenmesi sırasında ortaya çıkmış olmalıdır. İştirak iradesinin mevcudiyeti için, her şerikin diğer faillerle birlikte belirli bir suçun işlenmesine katıldığını bilmesi gerekir. İştirakin kabulü için failde, suça iştirak iradesi olSuça iştiraki için öncelikle faillerin bir suçu işlemek konusunda iştirak iradelerini ortaya koymaları ve anlaşmaları gerekir. İştirak iradesi suç işlenmeden önce veya en geç suçun işlenmesi sırasında ortaya çıkmış olmalıdır. İştirak iradesinin mevcudiyeti için, her şerikin diğer faillerle birlikte belirli bir suçun işlenmesine katıldığını bilmesi gerekir. İştirakin kabulü için failde, suça iştirak iradesi olmalıdır.

Yani suça katılanlar önceden, belli bir suçu işleme konusunda aralarında anlaşmalı, irade birliğine varmalıdırlar. Kararlaştırılan bir suç işlenirken, faillerden birisinin diğerlerinden habersiz bir başka suçu daha işlemesi halinde ise önceden anlaşma olmadığı için, ikinci failin icrasına yardım etmeyen diğer failler, bu suçtan sorumlu tutulmazlar.Herhalde failin başkasının fiiline katıldığını bilmesi ve bunu istemiş olması lazımdır. İstenmemiş olan neticenin husulünde her failin sadece tesadüfî olarak fiillerinin birleşmiş olması iştirake yeterli değildir. Bir suça iştirak ettiğini bilmeyen kimsenin bu cehaleti kastı ortadan kaldırır. İştirak halinde suç işlenmesi halinde, iştirakin nevini saptamak için faillerin karar verme ve icra safhalarındaki tüm hareketlerinin nazara alınması ve topluca değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kast insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olup, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir.

Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin saptanması için, eylemin bir evresindeki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Suç işleme kararının aynı suç konusunda alınması gerekir.Yeni ceza yasası kusur teorisini benimsediğini ileri sürmesine rağmen, iştirak konusunda irade teorisini esas almış gözükmektedir. Zira kusur teorisi nedensellik bağından sarfı nazar edemez. İştirak anlaşmasına konu hareket işlenirken kastı aşan bir netice meydana gelmişse, bundan tüm ortaklar kusurları derecesinde sorumlu olurlar.

Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira "yardım etme"yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.

Bu açıklamalar ışığında;

Her ne kadar Yargıtay 1. Dairesinin çoğunluk görüşüne göre,

Sanık ...'in olay günü yanında işçi olarak çalıştırdığı diğer sanık ... ile birlikte, silahı da yanına alarak üzerinde penye varken karnının ön tarafında kemerinin içerisine silahı koyduğu, sanık ...'ün de yanında olduğu, bu nedenle sanık ...'in karnının üzerinde üstünde sadece penye varken kemerinin içine koyduğu silahı görmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sanıkların birlikte ...'e gittikleri, sanık ...'in cinayeti işlediği kabul edilen saat 23:00 ile otelden ayrıldığı saat 24:00 arasında kamera kayıtlarına göre odada olduğu, bu süre zarfında sanık ...'ün de ...'de olduğu, cinayetin işlenmesinden sonra odaya gidip gitmediği hususu netliğe kavuştmasa da bu süre zarfında sanık ...'ün sanık ...'i beklediği ve kendi beyanına göre odaya yaklaşık 30-35 metre mesafede beklediğinin sabit olduğu, nitekim sanık ...'ün olayın başından sonuna kadar sanık ... ile birlikte hareket ettiği, sanık İsmal'in saat 22:45 civarlarında 14 dakika süre ile Termal'den kısa süreliğine ayrıldığı zaman diliminde de sanık ...'ün sanık ... ile birlikte olduğu, saat 23:04'te yeniden birlikte termale döndükleri ve sanık ...'in 56 dakika boyunca sanık ...'i beklediği, sanık ... her ne kadar ...'ün araç kullanamadığını ifade etmiş ise de, sanık ...'ün beyanında aracı kullanarak yakıt alıp geldiğini belirttiği, yine olaydan sonra sanık ...'in oğlu ...'ın tanık ...'i bırakırken de sanık ...'ün sanık ...'in yanında olduğu ve sanık ...'i Adapazarı Patates Haline bırakarak araç ile Geyve ilçesine döndüğü, olaydan sonra 11.07.2020 günü sabah 06:30 sıralarında sanık ...'in sanık ...'ü arayarak "arabayı istediği" bunun üzerine sanık ...'ün arabayı Adapazarı'na götürerek sanık ...'e teslim ettiği, bu hususun sanık ...'ün beyanından açıkça anlaşıldığı, ...'ün böylece araç kullandığı ve sanık ...'i olay yerinden kaçırarak olaydan 8 saat 21 dakika sonra 11.07.2020 günü sabahında dahi aracını götürerek yardımda bulunduğunun sanığın kendi beyanlarından sabit olduğu, sanık ...'ün ifadesinde her ne kadar olay yerine yaklaşık 30-35 metre mesafede beklediğini, çocuğun bağırma sesini duyduğunu, ancak silah sesini duymadığını ifade etmiş ise de; tanıklar ... ... ve tanık ... ...'in silah sesini duyduğunu ifade ettikleri de göz önüne alındığında sanık ...'ün silah sesini duymamasının mümkün olmadığı, nitekim olay yerinde yapılan keşifte de silah sesinin tam olarak duyulduğunun tespit edildiği, sanık ...'ün savunmalarının tamamen suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, sanık ...'ün her iki eylemden de yardım eden sıfatı ile sorumlu tutulması gerektiği hâlde yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, dolayısıyla olayın başından sonuna kadar diğer sanık ile birlikte hareket etmesi, bu haliyle maktullerin öldürülmesi eylemine yardımda bulunarak suçun icrasını kolaylaştırdığı anlaşıldığından, bağlılık kuralı da gözetilerek sanık ... hakkında maktul ...'e karşı 5237 sayılı Kanun'un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (d) bentleri, 39 uncu maddesi gereğince, diğer maktul ...'a karşı 5237 sayılı Kanun'un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 39 uncu maddesi gereğince "yardım eden" sıfatıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuş ise de;

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin gerekçesinde isabetle belirtildiği üzere;

Sanık ...'in olay günü yanında işçi olarak çalıştırdığı diğer sanık ...'ı alarak sanık ...'in beyanına göre; silahı da yanına alarak üzerinde penye varken karnının ön tarafında kemerinin içerisine silahı koyduğu, sanık ...'ün de yanında olduğu, sanıkların birlikte ...'e gittikleri, sanık ...'in cinayeti işlediği kabul edilen saat 23:00 ile otelden ayrıldığı saat 24:00 arasında kamera kayıtlarına göre odada olduğu, bu süre zarfında sanık ...'ın da ...'de olduğu, cinayetin işlenmesinden sonra odaya gidip gitmediği hususu netliğe kavuşturulamadığı, bu süre zarfında sanık ...'ün sanık ...'i beklediği ve kendi beyanına göre odaya yaklaşık 30-35 metre mesafede beklediği sabit ise de, sanık ...'in işçisi ve yanında çalışanı olan ...'ün olayın en başından beri öldürme kararını bilebilecek durumda olmadığı, sanık ...'in kendisine verdiği talimatla olay esnasında onu beklediği, sanık ... ile maktullere arasında çıkan tartışma neticesinde sanığın eylemini gerçekleştirdiği düşünüldüğünde sanık ... ile sanık ... arasında öldürme eylemlerine yönelik iştirak iradesinin bulunduğunun sabit olmadığı, fakat ... sonrası sanık ...'ün hareketlerinin ise suçluyu kayırma suçu kapsamında değerlendirilebileceği düşünülerek sanık ...'ün kasten öldürme suçlarına yardımıyla ilgili her türlü şüpheden uzak. Mahkûmiyete yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanık hakkında atılı suçlardan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmiş, suçluyu kayırma suçundan soruşturma yapılabilmesi amacıyla suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi,

Gerekçesine ilave olarak;

Sanık ... ile maktuller arasında herhangi bir husumet bulunmadığı, dolayısıyla sanık ...'ün maktullerin sanık ... tarafından öldürülmeleri suçlarına katılması için herhangi bir sebebin bulunmaması, bu eylemlere yardımcı olması için sanık ... tarafından sanık ...'e çok ciddi miktarda para verilmesi veya vaatte bulunması gerektiği halde bu şekilde aralarında bir anlaşma bulunduğuna dair herhangi bir delilin bulunmaması, toplam 25 yıl hapis cezası alabileceği bu suçlara patronun hatırına binaen katılmış olmasının akla mantığa uygun olmaması, sanık ...'in planını sanık ...'e açıkladığı hususunda da delil bulunmaması,

Sanık ...'in inceleme dışı sanık ... ...'ten temin ettiği tabanca ve tanık ...'den aldığı Volvo marka araçla gelip sanık ...'ü olay günü saat 19:00'da Geyve merkezde bulunan ... marketin önünden aldıktan sonra sanık ...'e yapmayı planladığı eylemler hakkında bilgi verip vermediğininde belirlenemediği, sanık ...'ün 8 yıldır sanık ...'in yanında çalışması nedeniyle patronunun yapmasını istediği suç oluşturmayan bazı eylemlerde bulunmasının gayet doğal olduğu,

Sanık ...'ün patronu olan Sanık ...'in üzerinde tabanca olduğunu bilmesi veya fark etmesinin daha sonra işleyeceğini bilemeyeceği suçlara yardım olarak değerlendirilemeyeceği,

Yine sanık ...'in kullandığı araca olay yerine 30-35 metre mesafede park edip nikahlı eşi ve kayın validesi ile daha önceki evliliğinden olan oğlunun kaldığı daireye doğru giderken hangi amaçla buraya gittiği hususunda sanık ...'e bilgi verdiği hususu net bir şekilde belirlenemediğinden sanık ...'e bu araca 50 liralık benzin alıp daha sonra yine burada kendisini beklemesini emretmiş olmasının suça katıldığını göstermeyeceği gibi, sanık ...'in sanık ...'e ihtiyaç duymadan olay yerine gelmeden önce veya olayı yaptıktan sonra benzin alabileceği, sanık ...'in suça konu daireye tek başına gittiği ve olayı tek başına yaptığı için sanık ...'ün kendisine yardım edemeyeceği dışarıda 30-35 metre mesafede araç içerinde beklemiş olmasının sanık ...'e bir cesaret verme olarak da yani suça yardım mahiyetinde olmadığı,

Sanık ...'ün maktullerin öldürüldüğü daireye hiç bir şekilde gitmediği veya gitme teşebbüsünde bulunmadığı, olay sonrası patronun isteği üzerine aracı kullanması ve yine patronun isteği üzerine telefonu ona kullandırmış olmasının suça katılma olarak kabul edilemeyeceği , sanık ...'in bu aracı kullanarak olay yerinden rahat bir şekilde uzaklaşabileceği, sanık ...'ün telefonunun cinayetler işlendikten sonra fotoğraf çekimi için kullanılmış olması ve olay sonrası yaptığı iletişimlerin işlenen cinayetlerin işlenmesini kolaylaştırma mahiyetinde olmadığı,

Dolayısıyla Sanık ...'ün gerçekleşen öldürme olaylarında 5237 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinde sayılan unsurlardan olan sanık ...'i hangi eylemiyle suç işlemeye teşvik ettiği, hangi eylemiyle suç işleme kararını kuvvetlendirdiği veya hangi eylemiyle fiillerin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat ettiği ya da hangi eylemiyle suçların nasıl işleneceği hususunda yol gösterdiği, hangi eylemiyle fiillerin işlenmesinde kullanılan araçları sağladığı ve yine hangi eylemiyle suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırdığının dosya kapsamından belli olmadığı,

Sonuç olarak patronunun talebi üzerine patronunun kullandığı araçla olay yerine gelen, olay yerine geliş amacı (öldürme suçlarının işleneceği) hususunda bilgilendirildiği hususunda şüpheden uzak delil bulunmayan sanık ...'ün talimat üzerine araca benzin aldıktan sonra araçta bekleyip, daha sonra aracı kullanmış olmasının 5237 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği,

Bu itibarla sanığın her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı somut deliller elde edilemediğinden maktullerin öldürülmelerine iştirak suçlarından CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.