"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hakimliği
SAYISI : 2023/5165 Değişik İş
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması talebinin reddine dair
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 04.03.2021 tarihli ve 2020/14666 Soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair ek kararının yeni delil ortaya çıktığından bahisle kaldırılması talebinin reddine dair merci Erzurum 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, 11.12.2023 tarihli ve 2023/5165 Değişik İş sayılı kararının kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 309/1. maddesi uyarınca, 22.10.2024 tarihli ve 2024/2600 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.11.2024 tarihli ve KYB-2024/109361 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.11.2024 tarihli ve KYB-2024/109361 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 173/6. maddesinde yer alan, 'İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır' şeklindeki ve 172/2. maddesinde yer alan, 'Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra
kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.' şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Dosya kapsamına göre, şüpheli ... ve ...'un karşılıklı iş yerlerinin bulunduğu, olay tarihinde taraflar arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, şüpheli ...'in ...'un çalışanı olduğu, soruşturma aşamasında beyanı alınan tanık ...'nın 01.12.2020 tarihli kolluk beyanında, ... ve yanında çalışanların, ...'nun oğlunu darp ettiklerini beyan ettiği, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04.03.2021 tarihli ve 2020/14666 soruşturma sayılı kararı ile şüpheli ...'in dosya içerisinde yer alan kamera görüntüleri çözüm tutanağından darp eyleminde bulunduğunun belirtilmediğinden bahisle şüpheli hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini müteakip, anılan Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2021 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında tanık ...'nın 30.06.2022 tarihli beyanında olayda kavgaya karışanlardan birininde ... olduğunu beyan etmesini takiben, Erzurum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2022 tarihli ve 2021/281 esas, 2022/1094 sayılı kararı ile tanık ...'nın beyanları doğrultusunda şüpheli ... hakkında yeni delil ortaya çıktığından bahisle ihbarda bulunulmasını müteakip, anılan Cumhuriyet Başsavcılığınca yeni delil nedeniyle şüpheli hakkında verilen 04.03.2021 tarihli ve 2020/14666 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına yönelik talebin, tanık ...'nın beyanlarının yeni delil niteliğinde olmadığı gerekçesiyle Erzurum 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 11.12.2023 tarihli ve 2023/5165 değişik iş sayılı kararı ile reddine karar verilmiş ise de, soruşturma aşamasında tanık ...'ya teşhis işlemi yaptırılmamış olması ve görüntü inceleme tutanağından Mehmet Necati Pimiroğlu, Hurşit Pimiroğlu ve ... dışında olaya karışan diğer şahıslara ilişkin bir değerlendirme yapılmamış olması karşısında tanık ...'nın 30.06.2022 tarihli beyanının yeni delil mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, talebin kabulüne, anılan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, hâkim veya mahkeme tarafından verilen, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümlerdeki gerek maddi hukuka ve gerekse usul hukukuna ilişkin hukuka ayrılıkların giderilmesi için, kural olarak Adalet Bakanlığı, istisnai durumlarda da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından başvurulan olağanüstü kanun yollarından birisidir.
5271 sayılı Kanun'da önce itiraz, istinaf ve temyiz olmak üzere olağan kanun yolları düzenlendikten sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, kanun yararına bozma, yargılamanın yenilenmesi olmak üzere olağanüstü kanun yolları düzenlenmiştir. Henüz kesinleşmemiş olup olağan kanun yolunun açık olduğu karar veya hükümlere yönelik olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna başvurulamaz. Ancak verildiği anda kesin olan veya olağan kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere yönelik anılan kanun yoluna başvurulabilir.
2. 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesinde yer alan; "(2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." şeklindeki düzenleme ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, yeni bir delil meydana çıkmadan Cumhuriyet savcısınca kendiliğinden kamu davası açılamayacağı hüküm altına alınmış, ancak 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 680 sayılı KHK ile ayrıca, elde edilen yeni delilin kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte olması ve sulh ceza hâkimliğince bu konuda bir karar verilmesi şartlarına bağlanmıştır.
3. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 04.03.2021 tarihli ve 2020/14666 Soruşturma sayılı kararı ile şüpheli hakkında kasten yaralama suçundan, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmesinden sonra Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesi kapsamında yeni delil elde edildiğinden bahisle anılan kararın kaldırılmasının talep edildiği, Erzurum 1. Sulh Ceza Hakimliğince talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
4. 5271 sayılı Kanun'un 267/1. maddesinde yer alan; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir." şeklindeki düzenleme gereği Erzurum 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesi kapsamında verdiği kararın, itiraz yoluna tabi olması nedeniyle henüz kesinleşmediği, Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.01.2024 tarihli yazı ile anılan karara yönelik kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulduğu belirlenmekle, 5271 sayılı Kanun'un 264. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan; "(1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz. (2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir." şeklindeki düzenleme gereği anılan karara yönelik Cumhuriyet savcısının itirazının incelenmesi için dosyanın itiraz merciine gönderilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
5. İnceleme konusu karara yönelik itiraz incelemesi yapılmadan anılan kararın olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, bu aşamada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.12.2024 tarihinde karar verildi.