"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/235 E., 2019/7 K.
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.02.2019 tarihli ve 2018/235 Esas, 2019/7 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 272/2-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 14.02.2019 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 01.11.2024 tarihli ve 2024/4144 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.11.2024 tarihli ve KYB-2024/112966 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.11.2024 tarihli ve KYB-2024/112966 sayılı kanun yararına bozma isteminin; denetim süresi başlamadan işlenen suç nedeniyle hükmün açıklanmasına ve hükümlünün kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun cebir unsurunu oluşturduğundan ayrıca kasten yaralamadan mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan sekizinci fıkrasının birinci cümlesi ve onbirinci fıkrasının birinci cümlesi; “(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. ...
(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. ...” şeklinde düzenlenmiştir. Denetim süresi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, bu karar usûlüne uygun bir şekilde kesinleştikten sonra, beş yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve tabi tutulduğu denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi hâlinde hüküm açıklanacaktır.
2. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 04.04.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Hükümlünün denetim süresi içerisinde işlediği ihbar olunan Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.01.2015 tarihli ve 2014/115 Esas, 2015/1 Karar sayılı kararına konu suçun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden önce 16.03.2012 tarihinde işlenmiş olduğu belirlenmekle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmesinden önce işlenmiş olan suç nedeniyle hükmün açıklanamayacağı dikkate alınmadan hükümlünün tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine dosyanın ele alınarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi Kanun’a aykırı olup (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
3. Bununla birlikte, kabule göre de; hükümlü hakkında Göle Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.05.2010 tarihli ve 2010/699 Soruşturma, 2010/350 Esas, 2010/61 İddianame numaralı evrakı ile düzenlenen iddianamede hükümlünün mağdura yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs ve kasten yaralama suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesi talep edilmiş, Mahkemece hükümlünün kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına, kasten yaralama suçundan adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesinde Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2022/1011 Esas, 2022/1034 Karar sayılı kararı ile kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs suçunun cebir unsurunu oluşturduğu belirlenerek özetle; sanığın eski kız arkadaşı olan Pınar'ı elinde bıçak ile zorla evinin önünden alarak şehir çıkışına doğru götürmesi ve Pınar'ın akrabaları olan Günay ve
Sedat'ın araya girmesi ile Pınar'ı bırakmak zorunda kaldığı, elinde olmayan sebepler ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini tamamlayamadığı gibi Pınar'ın adli tıp raporunda anlatımına uygun olarak boynunda ve baş kısmında morluklar ve ekimozlar olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ölçüde yaralandığı anlaşılmakla, eylemin teşebbüs aşamasında kalması ve mağdurun vücuduna zarar vermesi nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanun'un 110. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden uygulanmasına karar verilmek suretiyle eksik ceza tayini ve etkin pişmanlık hükmü olan 5237 sayılı Kanun'un 110. maddesinin aynı Kanun'un 35. maddesinden önce uygulanması nedenleriyle anılan hükmün bozulması üzerine hükümlü hakkında Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.01.2024 tarihli ve 2022/216 Esas, 2024/10 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği belirlenmekle, kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir unsurunu oluşturup oluşturmadığının mahallinde Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi de yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan verilen Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.02.2019 tarihli ve 2018/235 Esas, 2019/7 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.12.2024 tarihinde karar verildi.