"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SAYISI : 2024/936 E., 2024/1285 K.
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜMLER: Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması
Maktul ...'nin oğlu olup suçtan zarar gören sıfatı bulunan ...'nın temyiz dilekçesi vererek sanığın cezalandırılmasını talep ettiği, bu talebin kamu davasına katılma isteği niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla; suçtan zarar gören ...'nın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237/2. maddesi uyarınca "katılan" olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.03.2022 tarihli ve 2020/295 Esas, 2022/81 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık hakkında maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81, 29, 53, 58. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2. Sanık hakkında maktul ...'a yönelik kasten öldürme suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'un (765 sayılı Kanun) 448/1, 81, 53. maddeleri uyarınca 29 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
B. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 17.05.2023 tarihli ve 2022/1190 Esas, 2023/558 Karar sayılı kararı ile;
Sanık hakkında maktullere yönelik kasten öldürme suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında maktullere yönelik kasten öldürme suçundan, 765 sayılı Kanun'un 450/5, 31, 33, maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ve kısıtlılığına karar verilmiştir.
C. Diyarbakır Bölge Adliyesi Mahkemesi 1. Ceza Dairesi kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.02.2024 tarihli ve 2023/8781 Esas, 2024/912 Karar sayılı kararı ile; özetle sanığın maktullere yönelik eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Kanun'un 450/5. maddesi kapsamındaki suçu oluşturmayacağından bahisle lehe-aleyhe kanun değerlendirmesinin buna göre yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 05.06.2024 tarihli ve 2024/936 Esas, 2024/1285 Karar sayılı kararı ile;
Sanık ... hakkında maktuller ... ve ...'ya yönelik olarak 765 sayılı Kanun'un 450/5 kapsamında kalan "birden ziyade kimseler aleyhine adam öldürme" suçunun işlendiğinden bahisle kamu davası açılmış ise de; dosya kapsamında bulunan deliller ışığında eylemin her iki maktule yönelik olarak ayrı ayrı "kasten öldürme" suçunun basit haline vücut verdiği, 11.11.2004 tarihinde icra edilen eylemin suç tarihi itibariyle yürürlükteki 24 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasını gerektiren 765 sayılı Kanun'un 448. maddesi itibariyle yürürlükteki müebbet hapis cezasını gerektiren 5237 sayılı Kanun'un 81. hükmünü ihlal ettiği, zamanaşımı tarihinin hesaplanması açısından 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesi kapsamında lehe-aleyhe kanun değerlendirilmesi yapıldığında 15 yıl zamanaşımı öngören 765 sayılı Kanun'un 102. maddesinde 25 yıl zamanaşımı öngören 5237 sayılı Kanun'un 66. maddesine göre lehe olduğu, bu itibarla kasten öldürme suçunun 11.11.2004 tarihinde işlendiği, 765 sayılı Kanun'un 102. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu, sanık hakkında zamanaşımının ilk olarak soruşturma aşamasında 05.01.2005 tarihli gıyabi tevkif müzekkeresinin düzenlenmesi ve 15.02.2005 tarihli iddianame tanzimi ile kesildiği, en son zamanaşımını kesen 15.02.2005 tarihinden 15 yıl geçmesiyle eylemin 15.02.2020 tarihi itibariyle zamanaşımına uğramasının ardından sanığın 2021 yılında yakalandığı anlaşıldığından, sanık ... hakkında maktullere yönelik eylem sebebiyle açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan ...'ın temyiz istemi; verilen kararın bozulması ve sanığın cezalandırılması talebine, ilişkindir.
2. Katılanlar Süheyl ve ...'nın temyiz istemleri; verilen kararın bozulması ve sanığın cezalandırılması talebine, ilişkindir.
III. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosya tekemmül ettirilerek karar verildiğinden eksik inceleme bulunmadığı, eylemlere uyan suç vasıflarının doğru biçimde belirlendiği; suç tarihi 11.11.2004 olan eylemlerin bu tarih itibariyle yürürlükteki 24 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasını gerektiren 765 sayılı Kanun'un 448. maddesi ve karar tarihi itibariyle yürürlükteki müebbet hapis cezasını gerektiren 5237 sayılı Kanun'un 81. maddesindeki suçu oluşturduğu, zamanaşımı tarihinin hesaplanması açısından 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesi kapsamında lehe-aleyhe kanun değerlendirilmesi yapıldığında 15 yıl zamanaşımı süresi öngören 765 sayılı Kanun'un 102. maddesinin 2. fıkrası, 25 yıl dava zamanaşımı süresi öngören 5237 sayılı Kanun'un 66. maddesine göre lehe olduğunun tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı, sanık hakkında zamanaşımının ilk olarak soruşturma aşamasında 05.01.2005 tarihli gıyabi tevkif müzekkeresinin düzenlenmesi ve ardından 15.02.2005 tarihli iddianame tanzimi ile kesildiği, en son zamanaşımını kesen işlem olan iddianamenin düzenlendiği 15.02.2005 tarihinden itibaren 15 yıl geçmesiyle 15.02.2020 tarihi esas alındığında dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, Mahkemece yapılan uygulamada hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 05.06.2024 tarihli ve 2024/936 Esas, 2024/1285 Karar sayılı kararında katılanlar tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/4. maddesi uyarınca Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.03.2025 tarihinde karar verildi.