Logo

1. Ceza Dairesi2025/107 E. 2025/3071 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şartla tahliye edilen hükümlünün denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi üzerine şartla tahliyenin geri alınması talebinin reddine ilişkin itirazın reddinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Şartla tahliye ve denetim süresinin hesabında 7242 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesi hükümlerinin lehe olanlarının hükümlü yararına uygulanması gerektiği, bu durumda hükümlünün denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2021/301 değişik iş

İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın reddine

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Nitelikli hırsızlık suçundan İstanbul 1. Çocuk Mahkemesinin 24.01.2019 tarihli ve 2018/544 Esas, 2019/6 Karar sayılı kararıyla 1 yıl 15 gün hapis cezasına hükümlü ...'in, bu cezasının infazı sırasında, İstanbul Anadolu 2. Çocuk Mahkemesinin 20.04.2020 tarihli ve 2020/47 değişik iş sayılı kararı ile 26.02.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesini müteakip, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlünün denetim süresi içerisinde 13.05.2020 tarihinde işlemiş olduğu nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından hapis cezalarına mahkûm edilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınmasına yönelik talebinin reddine ilişkin İstanbul İnfaz Hakimliğinin 25.02.2021 tarihli ve 2021/3520 Esas, 2021/3581 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2021/301 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 28.12.2024 tarihli ve 94660652-105-34-15596-2021-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.01.2025 tarihli ve 2025/3065 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.01.2025 tarihli ve 2025/3065 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"İstanbul İnfaz Hakimliğince "hükümlünün İstanbul 1.Çocuk Mahkemesinin 2018/544 Esas sayılı ilamındaki 1 yıl 15 gün hapis cezasından koşullu salıverilme için 6 ay 7 gün süreyi yatması gerektiği, 18 yaşına kadar yattığı sürelerin 1 günün 2 güne karşılık gelmesi sebebiyle 93 gün cezaevinde kalmasının koşullu salıverilme için yeterli süreyi oluşturacağı, hükümlünün koşullu salıverilme tarihinin 26.02.2020 olduğu, cezaevinde kaldığı sürenin 1/2'sinin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un değişiklikten önceki 107/6. maddesine göre denetim süresi olacağı, koşullu salıverilme tarihinden itibaren başlayacak 1/2'lik 46 günlük sürenin bitiminin 12.04.2020 olduğu ve savcılığın talebine esas hükümlünün yeniden suç işlediği 13.05.2020 tarihinden olduğu" gerekçesiyle şartla tahliyenin geri alınmasına yönelik talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de,

Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16.04.2021 tarihli ve 2019/3620 Esas, 2021/7036 Karar sayılı ilamında, “…Yukarıda açıklandığı gibi koşullu salıverilen hükümlü hakkında infaz işleminin özgürlüğü bağlayıcı cezanın kanun gereği yerine getirilmesi tarihine kadar kesintisiz sürdüğünün kabul edilmesinin zorunlu olduğu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesinin 6. fıkrasında koşullu salıverilen hükümlünün denetim süresine tabi tutulacağı, bu denetim süresinin infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemeyeceği,..”şeklinde belirtildiği üzere,

5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesine göre denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı olduğu, hükümlünün denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde koşullu salvermenin geri alınacağı, somut olayda, hükümlünün şartla tahliye edilmesini müteakip, nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.11.2020 tarihli ve 2020/217 Esas, 2020/569 Karar sayılı kararı ile 4 yıl 2 ay hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, suç tarihinin 13.05.2020 olduğu belirtilen suçların denetim süresi içerisinde işlendiği, bu halde söz konusu suçlar sebebiyle şartla tahliyenin geri alınmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;

(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

2. 22.12.2018 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezasına mahkum olan hükümlünün, bu cezasının infazı sırasında Cumhuriyet savcılığı tarafından düzenlenen 16.04.2020 tarihli müddetnameye göre 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezasından 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle şartla tahliye tarihinin 26.02.2020 olarak tespit edildiği ve İstanbul Anadolu 2. Çocuk Mahkemesinin 20.04.2020 tarihli ve 2020/47 değişik iş sayılı kararı ile 26.02.2020 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, bihakkın tahliye tarihi 07.12.2020 olan hükümlünün 13.05.2020 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan 4 yıl 2 ay hapis, konut dokunulmazlığını bozma suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.

3. Şartla tahliye edilen hükümlü hakkında infaz işleminin özgürlüğü bağlayıcı cezanın kanun gereği yerine getirilmesi tarihine kadar kesintisiz sürdüğünün kabul edilmesinin zorunlu olduğu, 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile yapılan değişiklik öncesi 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin altıncı fıkrasında şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün denetim süresine tabi tutulacağı, bu denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemeyeceği öngörülmüştür.

4. 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile yapılan değişiklik sonrası 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresinin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadar olacağı ve süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemeyeceği öngörülmüştür.

5. 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 12 nci fıkrasında şartla tahliye edilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde şartla tahliye kararının geri alınacağı, aynı maddenin 14 üncü fıkrasında, denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı kabul edilmiştir.

6. Hükümlünün infaza konu suçun işlendiği suç tarihinden sonra şartla tahliye süresinin ve buna bağlı olarak denetim süresinin hükümlü lehine düzenleme getiren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un geçici 6 ncı madde hükmü dikkate alınarak yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu, ancak bu belirleme yapılırken daha önceki şartla tahliye tarihinin değiştirilmesinin mümkün olmadığı, belirlemenin lehe yapılan değişiklik nedeniyle ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin tespiti ve bu tespite göre denetim süresinin belirlenmesi ile sınırlı olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca lehe kanun uygulamasında temel kural, eski ve yeni kanun hükümlerinin ayrı ayrı bir kül olarak değerlendirilip, hangi kanunun lehe olduğunun belirlenmesi ve şartla tahliye edilen hükümlünün hapis cezasını gerektiren ikinci suçu bu belirlenen denetim süresi içinde işlemesi halinde şartla tahliye kararının geri alınmasına karar verilmesi gerekmektedir.

7. Bu açıklamalara göre; 22.12.2018 tarihinde işlemiş olduğu suç nedeniyle verilen ve kesinleşen 1 yıl 15 gün hapis cezasının infazı sırasında 26.02.2020 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verilen hükümlünün 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişiklik yapılmadan önceki mevcut düzenlemeye göre hukuki durumu değerlendirildiğinde, hükümlünün şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre 2/3 oranı üzerinden hesaplama yapılarak şartla tahliye tarihinin tespit edilmesi gerektiği, 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre tabi olacağı denetim süresinin ise ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olacağı ve hükümlünün şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre açısından hükümlünün aleyhine olduğundan uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

8. 7242 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişiklik sonrası duruma göre hükümlünün hukuki durumu değerlendirildiğinde, hükümlünün şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre ½ oranı üzerinden hesaplama yapılarak belirlenmesi gerektiği gibi suç tarihi dikkate alındığında yasa gereği tabi olacağı denetim süresinin de 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre kadar olduğu ve denetim süresinin başlangıcının hükümlünün fiilen şartla tahliye edildiği tarih esas alınarak belirlenmesi gerektiğinden, hükümlünün denetim süresinin bihakkın tahliye tarihi olan 07.12.2020 tarihine kadar devam ettiği ve bu tarihte tamamlandığı anlaşılmaktadır. Şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre açısından lehe olması nedeniyle hükümlünün şartla tahliye tarihinin ve buna bağlı olarak denetim süresinin 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesine göre belirlenmesi gerekmektedir.

9. Hükümlünün, şartla tahliyeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre ile buna bağlı olarak belirlenmesi gereken denetim süresinin sadece yapılan yasal değişikliklerin bir bölümü esas alınarak tespit edilmesi ve uygulanmasının mümkün olmadığı, yasal düzenlemenin bir bütün halinde olaya uygulanarak hükümlünün hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği, bihakkın tahliye tarihi 07.12.2020 olan hükümlünün 13.05.2020 tarihinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçlardan mahkum olduğu anlaşılmakla, şartla tahliye kararının geri alınmasına ve aynen infaza ilişkin karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karma uygulama yapılmak suretiyle denetim süresinin dolmasından sonra ikinci suçun işlendiği gerekçesiyle şartla tahliye kararının geri alınmasına ilişkin talebin reddine dair İnfaz Hakimliğince verilen karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.04.2021 tarihli ve 2021/301 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.04.2025 tarihinde karar verildi.