Logo

1. Ceza Dairesi2025/1202 E. 2025/2816 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün, uzlaştırma teklifinin mağdura usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Uzlaştırma bürosu tarafından mağdura yapılması gereken uzlaştırma teklifinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılmadığı ve bu husus gözetilmeden yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verildiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/401 E., 2023/645 K.

SUÇ : Kasten yaralama

İNCELEME KONUSU

KARAR : Mahkûmiyet

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle verilen ilk karara hükümlü tarafından itiraz edilmesi üzerine verilen Amasya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.10.2023 tarihli ve 2023/401 Esas, 2023/645 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 62, 53, 58. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 29.11.2023 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309/1. maddesi uyarınca, 28.01.2025 tarihli ve 2024/14164 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/18190 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/18190 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 esas, 2020/3 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. madde bir ve ikinci fıkrasının, 'Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.' hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'a göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, 'Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması' gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında,

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/4. maddesinde, uzlaştırma bürosu tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaştırma teklifinde bulunacağı, uzlaştırma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceğinin düzenlendiği ve şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaştırma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağının belirtildiği, bu halde uzlaştırmacı taraflara ulaşamamış ise ancak açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla uzlaşma teklifinde bulunabileceği, uzlaştırmacının tarafların bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisinin de bulunmadığı ve uzlaştırmanın da yargı işlemi niteliğinde olması karşısında, anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligatın, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak olan tebligat olduğu ve normal posta yoluyla bu işlemin gerçekleştirilemeyeceği, bu kapsamda açıklamalı tebligat ya da istinabe işleminin ancak uzlaştırmacıya görev veren uzlaştırma bürosu aracılığıyla yerine getirilebileceği,

Somut olayda, 29.08.2022 tarihli telefon görüşme tutanağında tarafların birbiriyle uzlaştıklarının tutanak altına alındığı, uzlaştırma işlemlerinin yapılabilmesi için Amasya Cumhuriyet Başsavcılığından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazıldığı, sanığın uzlaşma teklif formunu imzalayarak uzlaşmak istediğini beyan ettiği, müştekiye ise uzlaştırma için davetnamenin tebliğe çıkarıldığı, telefonda uzlaşmak istediğini söyleyen müştekiye uzlaşma teklifinin tebliğine ilişkin tebligat parçasında, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama nedeni ile bu hususta bilgi veren ve kendisine haber verilen komşunun imzasının yer almadığı gibi imzadan çekinme nedeninin de belirtilmediği, bu sebeplerle tebliğin usulsüz olduğu anlaşıldığından, uzlaşma teklifinin taraflara yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapılmadığı gözetilmeden, yargılamaya devamla sanığın yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun'un 253/4. maddesinde yer alan; "(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren yedi gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır." şeklindeki düzenleme gereği uzlaştırmacı taraflara ulaşamamış ise ancak açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla uzlaşma teklifinde bulunabilecektir. Uzlaştırmacının tarafların bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olduğu nazara alındığında anılan maddede sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak olan tebligattır ve normal posta yoluyla bu işlem gerçekleştirilemeyecektir. Açıklamalı tebligat ya da istinabe işlemi ancak uzlaştırmacıya görev veren uzlaştırma bürosu aracılığıyla yerine getirilebilecektir.

2. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde, soruşturma aşamasında uzlaştırma işlemi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, hükümlünün uzlaşma teklif formunu imzalayarak uzlaşmak istediğini beyan ettiği, telefonda uzlaşmak istediğini söyleyen şikâyetçiye uzlaşma teklifinin tebliğine ilişkin tebligat parçasında, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama nedeni ile bu hususta bilgi veren ve kendisine haber verilen komşunun imzasının yer almadığı gibi imzadan çekinme nedeninin de belirtilmediği belirlenmekle şikâyetçiye yapılan tebliğ işleminin usûlüne uygun yapılmadığı dikkate alınmadan yargılamaya devam edilerek hükümlünün mahkumiyetine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan verilen Amasya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.10.2023 tarihli ve 2023/401 Esas, 2023/645 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.04.2025 tarihinde karar verildi.