"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2024/1402 Değişik İş
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair ek karara itirazın reddi
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.10.2024 tarihli ve 2022/555 Esas, 2024/223 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 311. maddesi uyarınca reddine ilişkin ek karara itirazın merci Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.11.2024 tarihli ve 2024/1402 Değişik İş sayılı kararı ile reddine ilişkin kararın kesin olmakla 18.11.2024 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 14.02.2025 tarihli ve 2025/1963 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.03.2025 tarihli ve KYB-2025/22854 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.03.2025 tarihli ve KYB-2025/22854 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, mağdurun yüzünde sabit iz kalacak ve organlardan birinin işlevinin yitirilmesine sebep olacak şekilde yaralanması olayı ile ilgili olarak nitelikli kasten yaralama suçundan yapılan yargılama sonunda, Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesinin 14.05.2024 tarihli kararı ile sanığın mahkûmiyetine dair kararın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 11.07.2024 tarihli ve 2024/1861 esas, 2024/1620 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleşmesini takiben, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesinin 25.10.2024 tarihli ek kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmış ise de,
Somut olayda, tanık ...'ın 18.10.2024 tarihli dilekçesinde, yargılama aşamasında, katılan tarafından kendisine yöneltilen tehdit ve baskı altında ifade verdiğini, olayda katılanın sanığa karşı haksız tahrik gerektirecek sözler söylediğini beyan ettiği, tanık ...'ın yeniden alınacak ifadesi ile haksız tahrik indirim oranlarının alt sınırdan uzaklaşılarak sanık lehine uygulanabileceği ve sanığın daha az cezayı almasına sebep olabileceği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, yargılamanın yenilenmesi talebi olarak ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 318 ilâ 321. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olup olmadığının tespiti bakımından, kabule değer görülerek, toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, yargılamanın yenilenmesinin kabul veya reddine karar verilmesinin uygun olacağı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309. maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan;
"(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar."
Şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
2. 5271 sayılı Kanun’un, Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri başlıklı 311. maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan birinci fıkrasının (b) ve (e) bentleri; "(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
...
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa,
...,
(e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa,..." şeklinde düzenlenmekle, mezkûr maddenin (b) bendi kapsamındaki neden yönünden yalancı tanıklık, kesin hükümle belirlenmiş olmalı ve (e) bendi yönünden ise yeni olay ve delil mahkemeye bildirilmemiş veya bildirilememiş bu nedenle hükümde nazara alınamamış önemli derecede bulunmalıdır.
3. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasında; hükümlünün mahkûmiyetine karar verilmesinden sonra hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi istemi tanık ...'ın mahkemeye verdiği dilekçe ile olay gününe ilişkin yargılama sürecinde yaptığı tanıklığı tehdit ve korku içerisinde yaptığını bildirmesi ve bu nedenle haksız tahrik yönünden adı geçen tanığın yeniden beyanının alınması gerektiğine ilişkindir. Mahkemece hükümlü müdafiinin talebi 5271 sayılı Kanun'un 311. maddesindeki koşulları taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu karara yapılan itiraz da merci tarafından yerinde görülmemiştir.
4. Olay günü hükümlü ile yargılama aşamasında vefat eden şikâyetçi arasında bir sebeple çıkan tartışma sırasında hükümlünün şikâyetçiye vurarak yaraladığı olayda Mahkemece tanık ... dışında başka tanıkların da dinlendiği, nihayetinde hükümlü lehine asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanarak ceza belirlendiği, tanık ... yalan tanıklık suçundan ceza almadığı gibi hükümden sonra verdiği dilekçedeki olay anlatımının haksız tahrik nedeniyle belirlenen indirim oranı yönünden yeni delil niteliğinde de bulunmadığı anlaşılmakla yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürülen tanık beyanının değiştiği iddiasının, Mahkemece ve bu kararı denetleyen mercice, yargılamanın yenilenmesini gerektirecek nitelik ve ciddiyette görülmemesinde isabetsizlik bulunmadığından kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.04.2025 tarihinde karar verildi.