"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/3105 E., 2022/567 K.
SUÇLAR : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi
İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması
İTİRAZA KONU KARAR : Bozma
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 19.11.2024 tarihli ve 2023/1582 Esas, 2024/7549 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 13.01.2025 tarihli ve 1-2022/57248 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308/1. maddesi uyarınca yapılan itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu;
"Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; Olay tarihinde katılan ...'in eşi ... ile birlikte katıldıkları düğünden ayrıldıkları sırada ...'ın kullandığı aracın yoldaki taşları yolun kenarında yürüyenlere fırlatması üzerine ... ile aralarında sözlü olarak tartışmaya başladıkları, bu tartışma sırasında sanık ... ile ...'ın da olay yerine geldikleri ve ...'a saldırdıkları, yaşanan arbede sırasında ...'ın 7 aylık hamile eşi ...'nin karnına tekme isabet ettiği ve yere düştüğü, ...'ın tartışmayı bırakarak eşi ile ilgilendiği ve bu sırada aynı düğünden aracı ile ayrılan amcası katılan ...'i arayarak yanlarına gelmesini istediği, ...'in ...'ın araba kullanamayacağını düşünerek ...'a ait olan aracı kullanarak ...'yi hastaneye götürmeyi teklif ettiği, katılan ...'nin ...'ın aracının arka koltuğuna bindirildiği, aracı ...'in kullandığı, ... ile kardeşi ...'in ise katılan ...'in arabasına bindikleri ve arkasından aracı takip etmeye başladıkları, hareket etmelerinden kısa bir süre geçtikten sonra olay yerinde bulunan bağımsız tanık ...'ün görgüye dayalı beyanına göre sanığın ...'a ait olan aracın arkasından sinkaflı sözlerle bu "a... k... oğlunu vursam ne olur" diyerek bir el silahla ateş ettiği, yanında bulunan abisi ...'ın sanığın elini indirmesi ile eylemini sonlandırdığı, yapılan atış sonucu aracın arka camının sol kısmından giren kurşunun sol ön kapı direğine saplandığı anlaşılan olayda;
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin benzer olaylardaki uygulamaları da nazara alındığında, araç içindeki hedeflere yönelik silahlı saldırı eylemlerinde, kullanılan silahın niteliğine göre mermi veya saçma tanelerinin isabet ve yoğunlaşma bölgeleri sanığın suç kastını belirlemede ölçüt olarak ele alınmakta, özellikle aracın kapıları, cam bölgeleri gibi yerlere kaydedilen isabetlerde araç içinde bulunan şoför veya yolcuların isabet almasının hedeflendiği kabul edilmektedir.
Somut olayda, Sanığın ... ile yaşanan tartışmanın ardından gelişen kasıt altında ...'a ait olup ...'ın kullandığını düşündüğü ancak ... tarafından kullanılan ve içinde ...'ın eşi ...'in de bulunduğu aracın arkasından şoför mahallini hedef alarak ve bu "a... k... oğlunu vursam ne olur" şeklindeki sözlerle tabanca ile bir el ateş etmesinden sonra abisi Menderes'in elini indirmesi ile eylemini sonlandırdığı, aracın arka camının sol kısmından giren kurşunun sol ön kapı direğine saplandığı, aracı kullanan ...'in ve aracın arka koltuğunda oturan ...'nin isabet almadıkları sabit olup, sanığın aracın ... tarafından kullanıldığı düşüncesiyle ateş ettiği ancak aracı kullananın ... olması karşısında kendi kusurlu hareketi ile katılanın şahsında hataya düşen sanığın kaçınılmaz bir hataya düştüğünün kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Bu açıklamalara göre;
Sanığın ...'e yönelik eylemi bakımından; aracın şoför mahalli hedef alınarak etkili mesafeden yapılan atış, merminin araca girdiği ve araçta saplandığı yer ve kullanılan silahın öldürmeye elverişliliği bir arada değerlendirildiğinde, sanığın isabet kastı ile hedef gözeterek ateş ettiği ancak elinde olmayan nedenlerle neticenin gerçekleşmediği, eyleminin korkutma ve gözdağı vermenin çok ötesine geçerek öldürmeye teşebbüs boyutuna ulaştığı zira tehdit kastı ile hareket etse idi, havaya veya başka bir istikamete doğru ateş etmesinin mümkün bulunduğu, böylece eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu dolayısıyla sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün hukuka uygun olduğu,
Sanığın ...'e yönelik eylemi bakımından; hedef şahıs olarak ... zannettiği aracı kullanan kişiyi belirlediği, araç içerisinde kaç kişi olduğunu bildiği ve ilk atıştan sonra atışa devam edip etmeyeceği hususlarının kesin olarak tespit edilemediği, ...'ye karşı doğrudan kastla hareket ettiği kanıtlanamayan sanığın gerçekleşebilecek muhtemel sonuçlar bakımından olası kastının söz konusu olabileceği, "olası kast netice ile belirlenir" ilkesi gereğince de sanığın eyleminin hedef şahıs olmayan ... bakımından bir netice doğurmamış olması karşısında; sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçundan kurulan beraat hükmünün hukuka uygun olduğu kanaatine varıldığından;
Bu durumda sanık ...'ın ...'i kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçundan beraatine, ...'i kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına karar verilmesi yerine eylemin zincirleme şekilde silahla tehdit suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesinin isabetli olmadığına" ilişkindir.
II. GEREKÇE
Olay tarihinde katılan ...'in eşi ... ile birlikte katıldıkları düğünden ayrıldıkları sırada ...'ın kullandığı aracın yoldaki taşları yolun kenarında yürüyenlere fırlatması üzerine ... ile aralarında sözlü olarak tartışmaya başladıkları, bu tartışma sırasında sanık ... ile ...'ın da olay yerine geldikleri ve ...'a saldırdıkları, yaşanan arbede sırasında ...'ın 7 aylık hamile eşi ...'nin karnına tekme isabet ettiği ve yere düştüğü, ...'ın tartışmayı bırakarak eşi ile ilgilendiği ve bu sırada aynı düğünden aracı ile ayrılan amcası katılan ...'i arayarak yanlarına gelmesini istediği, katılan ...'in ...'ın araba kullanamayacağını düşünerek ...'a ait olan aracı kullanarak ...'yi hastaneye götürmeyi teklif ettiği, katılan ...'nin ...'ın aracının arka koltuğuna bindirildiği, aracı katılan ...'in kullandığı, ... ile kardeşi ...'in ise katılan ...'in arabasına bindikleri ve arkasından aracı takip etmeye başladıkları, hareket etmelerinden kısa bir süre geçtikten sonra olay yerinde bulunan bağımsız tanık ...'ün görgüye dayalı beyanına göre sanığın ...'a ait olan aracın arkasından sinkaflı sözlerle bu "a... k... oğlunu vursam ne olur" diyerek bir el silahla ateş ettiği, yanında bulunan abisi ...'ın sanığın elini indirmesi ile eylemini sonlandırdığı, yapılan atış sonucu aracın arka camının sol kısmından giren kurşunun sol ön kapı direğine saplandığı olayda, olay yerinde bir adet kovanın bulunduğu, sanığın olay öncesinde çok sayıda mermisinin bulunduğunun tanık Dursun'un beyanı ile anlaşıldığı halde daha fazla ateş etmediği anlaşıldığından; sanık hakkında katılanlar ... ve ...'e karşı zincirleme şekilde silahla tehdit suçundan cezalandırılması gerekirken, suç vasfında hataya düşülerek katılan ...'e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyet hükmü, katılan ...'ye karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraat hükmü kurulması hukuka aykırı bulunduğundan, Dairemizce verilen bozma kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının sayın üyeler ... ve ...'ün hükümlerin onanması gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
III. KARAR
1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ sayın üyeler ... ve ...'ün hükümlerin onanması gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla REDDİNE,
2. 5271 sayılı Kanun’un 308/3. maddesi uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 19.11.2024 tarihli ve 2023/1582 Esas, 2024/7549 Karar sayılı bozma kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.04.2025 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
İnceleme konusu yapılan davada hukuki uyuşmazlık konusu yapılan husus sanığın üzerine atılı suçun nasıl vasıflandırılacağı yolundadır.
İncelenen davada sanık ... ile dava dışı ... arasında düğün yerinde bir tartışma ve karşılıklı darp olmuştur. Akşam saatlerinde (22.30) ...'ın amcası katılan ... olay yerine gelmiş olup ...'ın karısı ve aynı zamanda hamile olan ...'de bu düğün yerinden ayrılmak üzere oradadır. Amca ... ...'a hitaben kendi arabasından inmesini şahsına ait olan (yani amca ...'e ait) araca binmesini zira hem kendisinin darp edilmiş olduğunu hem de hamile karısı ile aynı araçla yolculuk yapmasının bu halde doğru olmayacağını söylemiş olup bunun üzerine ...'a ait olan aracın şoför koltuğuna amcası olan katılan ... binmiş ve katılan ... ile birlikte ...'ın arabası ile yolculuğa başlamışlardır. ...'da amcasının arabası ile öndeki aracı takip edecektir. Çok kısa bir süre sonra sanık ...'ın aracının hareket ettiğini görünce aracı ...'ın kullandığını düşünerek ...'ın aracının arkasından "bu a....k... oğlunu vursam ne olur" diyerek tabanca ile bir el ateş etmiştir. Sanığın yanında bulunan abisi Menderes sanığın elini tutarak eyleme devam etmesini engellemiştir.
İşte bu atışta ateşli silahtan çıkan mermi aracın arkadan bakıldığında arka camının sol tarafından araç içine girerek şoför tarafındaki sol ön kapı direğine saplanmıştır.
Maddi delillerle desteklenen bu kabulde sanık aracın şoför koltuğunda oturan şahsı (aslında ...'ı) hedef alarak onun öldürücü bölgesine doğru atış yapmış ve icra hareketini tamamlamıştır. İcra hareketlerinin devamına sanığın elini tutan abisi Menderes engel olmuştur. Bu hali ile eylem adam öldürmeye teşebbüs olarak vasıflandırılmalıdır.
Bu hali ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabulü gerekir iken eylemin silahlı tehdit olarak vasıflandırılması yolunda görüş açıklayan ve dosyayı Ceza Genel Kuruluna gönderen Sayın çoğunluğa iştirak etmiyoruz. 17.04.2025