Logo

1. Ceza Dairesi2025/49 E. 2025/1760 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın, yeğeninin maktul tarafından yaralanması üzerine işlediği kasten öldürme suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olaya sonradan dahil olması ve maktulden kendisine veya yakınına yönelik bir haksız fiil bulunmaması gözetilerek haksız tahrik indirimi uygulanmaması gerektiğine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/1456 E., 2023/1434 K.

SUÇ : Kasten öldürme

HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı

İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İTİRAZA KONU KARAR : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması

İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 28.11.2024 tarihli ve 2024/1174 Esas, 2024/7881 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.01.2025 tarihli ve KD-2024/1808 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 308/1. maddesine göre yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ

Sanık ...'in eylemini yeğeni olan suça sürüklenen çocuk ...'ın maktul tarafından yaralanmasının yarattığı öfke ve elemin etkisi altında gerçekleştirdiği anlaşıldığından lehine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 29/1. maddesi uyarınca, haksız tahrik oluşturan eylemin ulaştığı boyuta göre asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinden bahisle temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına ilişkin ilamın kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE

Somut olayda, suça sürüklenen çocuk ... ve arkadaşları ile maktul ve arkadaşları arasında ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı kesin olarak belirlenemeyecek şekilde tartışma ve kavganın yaşandığı, suça sürüklenen çocuk ...'ın durumu dayısı sanık ...'i arayarak bildirmesi üzerine sanık ...'in olay yerine yanında arkadaşı sanık ...'le geldiği, olay yerinden ayrılmakta olan maktul ve arkadaşlarını durduran sanık ...'in "Yeğenime hanginiz saldırdınız?" diyerek ..., ... ve ...'la birlikte maktul ve yanındakilere saldırdıkları gözetildiğinde, olaya sonradan dahil olan sanık ...'e yönelik maktulden kaynaklanan haksız söz ve davranış bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR

1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,

2. 5271 sayılı Kanun’un 308/3. maddesi uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 28.11.2024 tarihli ve 2024/1174 Esas, 2024/7881 Karar sayılı temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına ilişkin karar ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.03.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Birinci Kitap, İkinci Kısımda, “Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler” başlıklı İkinci Bölümde yer alan "haksız tahrik" 29. maddede;

“Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.

Ceza Genel Kurulunun çeşitli kararlarında tartışmasız olarak benimsendiği üzere, tahrik nedeniyle yapılacak indirimin oranı belirlenirken, haksız tahriki oluşturan hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yöresel şartlar ve tahrik eden ile edilenin durumları göz önüne alınıp değerlendirilmelidir.

Yargıtay haksız tahrik indirimine ilişkin oran belirlenirken olaya ve taraflara ilişkin tüm koşulların gözetilmesi gerektiğini belirtmekle birlikte, Yargıtay Mahkemenin tahrik nedeniyle uyguladığı indirim oranının somut olaya uygun olup olmadığını denetlemektedir.

Mağdurun haksız bir fiili sonucunda hiddet veya şiddetli elem etkisinde kalan failin, tahrik edene karşı bir suç işlediğinde kusurunun azaldığı, iradesinde bir zayıflama meydana geldiği, suç işlemekten kendini alıkoyma yeteneğinin ve ceza sorumluluğunun azaldığı kabul edilmiştir.

Haksız tahriki oluşturan ve faili öfke veya şiddetli elem etkisi altında bırakan haksız fiilin, failin huzurunda veya ona yönelik olarak gerçekleştirilmesi şart olmayıp, faile yönelik olarak gerçekleştirilebileceği gibi, yakınlarına, tanıdıklarına, sevdiği kişilere veya tanımamakla birlikte durumundan etkileneceği üçüncü kişilere karşı da gerçekleştirilmesi mümkündür. Böylece failden başkasına yöneltilen haksız bir fiilin de faili öfke veya elem durumuna sokabileceği kabul edilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 2-42 sayılı kararında; Haksız tahrik nedeniyle indirim yapılabilmesi için, haksız hareketin bizzat maktulden gelmesi ve bizzat sanığa ya da etkileneceği bir yakınına yönelmesi gerektiğine işaret edilmiştir.

Dairemizce olayın başlangıcına ilişkin taraf anlatımlarının farklılık arz ettiği ve suça sürüklenen çocuk ... 'nun parmağında kırık meydana gelebilecek şekilde yaralandığı gözetildiğinde 5237 sayılı Kanun'un 29/1. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun cezasında asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunması nedeniyle hakkındaki mahkumiyet hükmünün bozulmasına göre suça sürüklenen çocuğun dayısı olan sanık ... hakkında da dayı yeğen ilişkisi sebebiyle maktulden kaynaklanan haksız tahrik etkisi altında suça katıldığı anlaşılmakla sanık ... için Yargıtay Ceza Daireleri ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun uygulamaları dahilinde dayı yeğen ilişkisi durumunda haksız tahrik indirimi kabul edildiği için bu olayda da sanık ... hakkında haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmesi görüşündeyim.