Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2709 E. 2021/7859 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında yapılan ve "evlilik akdi" olarak adlandırılan sözleşmeye konu taşınmazın bağış niteliğinde olup olmadığı ve bağıştan rücu şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davalıya satış yoluyla devredildiği, davacı tarafından sunulan "evlilik akdi" başlıklı belgenin ise Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Tapu Kanunu'nda öngörülen şekil şartlarını taşımadığından mülkiyeti nakil borcu doğurmadığı ve bağıştan rücu iddiasının dinlenebilme olanağı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, davalı ile 05/06/2014 tarihinde beraber yaşamalarına ilişkin kuralları düzenleyen bir sözleşme yaptıklarını ve 16 nolu bağımsız bölümün beraberliklerinde güvence olması amacıyla davalı adına tescil ettirildiğini, anılan taşınmazın aile konutu olarak kullanılmasının kararlaştırıldığını, satış bedeli için Finansbank'tan 200.000,00 TL tüketici kredisi çektiğini, ancak davalının tescilden hemen sonra hayatını çekilmez hale getirdiğini, kendisine hakaret ettiğini, sözleşme kurallarına uymadığını, ortak yaşama son verdiğini, işlemin gerçekte bağış olduğunu ve bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, işlemin satış olduğunu, taşınmazın satın alınması için kullanıldığı ileri sürülen kredi bedelinin tahsili için davalının icra takibi başlattığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin durduğunu, bu dosya nedeniyle davacının bağıştan dönme şartlarının varlığını öğrendiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14.12.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümün 18.06.2013 tarihinde dava dışı ... tarafından davalı ...'a satış suretiyle devredildiği, tarafların ''evlilik akdi'' başlıklı belgede birlikte yaşayacakları süreçte aralarında geçerli olacak bir takım kuralları düzenledikleri, davacının bu sözleşmede davalıya yüklenen edimlerin davalı tarafından ihlal edildiğini ve bağışlamadan rücu koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; dava konusu taşınmaz resmi şekilde yapılmış bir "bağış" işlemi ile devredilmemiş olup, dava dışı 3. kişi adına kayıtlı iken davalıya satış suretiyle temlik edildiğinden davada bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğu iddiasının dinlenebilme olanağı bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, davacı tarafından sunulan ''evlilik akdi'' başlıklı adi yazılı belge, Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 288. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarını taşımadığından, anılan belgenin mülkiyeti nakil borcu doğurmayacağı açık olup, yazılı şekilde karar verilmesi bu gerekçe ve sonucu itibarıyla doğru olduğuna göre ve bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacının değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün değiştirilen bu gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 14.12.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.