"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
.-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacılar, muris ... ...'in mirasçıları olduklarını, muris ölünce mirasçıları .... ve .... kaldığını, ...'in davacıların dedesi olduğunu, ...'in ... ili ... ilçesi ... mahallesi 3441 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazda hissesinin olduğunu, ...'in babası olan ... 'in tapu kayıtlarında ve nüfus kayıtlarında soyadının bulunmadığını belirterek davacılar ile ... ... mirasçılarının aynı kişiler olduğunun tespiti ile tapu kaydının ... Mirasçıları ..., ..., ... ve ... olarak düzeltilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “Ne varki, mahkemece yukarda belirtilen ilkeler doğrultusunda hükme elverişli bir inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidilmiştir. Şöyle ki; davacıların murisi hakkında yapılan nüfus araştırmasının yeterli olmadığı gibi, dosyaya ibraz edilen ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.01.2004 tarih 2004/80 Esas, 2004/63 Karar sayılı veraset ilamına göre Muris ...'in 1943 doğumlu olduğu, tapu kayıt maliki ve adına kadastro tespiti yapılan ...’in ise 1935 yılında öldüğü anlaşılmıştır. Her iki şahsa ait vukuatlı nüfus kayıtlarının getirtilmediği, nüfus ve zabıta araştırmasının davacının murisi ile tam olarak irtibatı sağlayacak şekilde yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca; mahallinde keşif yapılarak, tanıkların dinlenilmesi, taşınmazın kim veya kimler tarafından kullanıldığının belirlenmesi, nüfus ve zabıta araştırmasının eksiksiz ve bağlantıyı sağlayacak şekilde yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmakla tarafları yararına usuli kazanılmış haklar doğar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bozmada işaret edilen ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak davanın sonuca bağlanmasından ibarettir.
Ne var ki; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, uyulmasına karar verilen bozma ilamından sonra dosya kapsamına alınan ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/625 E-2019-207 K sayılı veraset ilamına göre, davacıların murisi olduğu ve 1935 tarihinde öldüğü belirlenen muris ... (... ...) hakkında nüfus araştırmasının yapılmadığı, ayrıca bozma ilamında belirtilen diğer eksikliklerin de yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacıların murisi (...) ...’in nüfus kayıtlarına ilişkin araştırmanın Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden sorulmak suretiyle yapılması, ayrıca mahallinde keşif yapılarak tanıkların dinlenmesi, taşınmazın kim veya kimler tarafından kullanıldığının belirlenmesi, nüfus ve zabıta araştırmasının eksiksiz ve bağlantıyı sağlayacak biçimde yapılması,varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de; tapu maliki ...’in davacıların murisi olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, talep aşılmak suretiyle muris ... mirasçılarından ... hakkında da tescil ve tashih kararı verilmiş olması da doğru değildir.
Tarafların değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.