Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2972 E. 2020/5564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakandan vekaletname ile temlik edilen taşınmazların muvazaalı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescili davasında, vekalet ücretinin hangi değere göre hesaplanması gerektiği ve hükümdeki eksikliklerin düzeltilmesi hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet ücretinin, taşınmazın keşif bedeli üzerinden noksan harç tamamlanmadığı için dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanması gerektiği ve hükümde taraflar ile harç ve yargılama giderlerine ilişkin eksik hususların düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının kısmen düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Davacılar, davalı ...'in babasından kalan mirasın kendisine düştüğünü iddia ederek bütün taşınmazlarının satışı konusunda mirasbırakana kendilsini vekil tayin ettirdiğini, anılan vekaletname uyarınca mirasbırakan anneleri ... ...’un 520, 552, 553, 554 ve 555 parsel sayılı taşınmazlardaki payını eşi olan davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, annelerinin taşınmazlarını satmaya ihtiyacı olmadığını ve satıştan sonra malvarlığında herhangi bir artış olmadığını, mirasbırakanın çocuklarından mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak devrin yapıldığını, bölgede kadınların mirastan pay almamaları yaygın olduğundan davalı ...'in halası ...'ın taşınmazlarını muvazaalı olarak edindiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... adına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamadan ara karar uyarınca vekil ...’ın davalı olarak davaya dahil edilmesini istemişlerdir.

Davalı ..., taşınmazları usule ve yasaya uygun olarak satın aldığını, ...’ın taşınmazlardaki payını çocuklarına yardım edebilmek için sattığını, davacıların taşınmazların değerlenmesi üzerine eldeki davayı açtıklarını ve iyiniyetli olmadıklarını belirterek, dahili davalı ..., zamanaşımının geçtiğini, halası ...’ın davaya konu taşınmazların satışı için kendisini vekil tayin ettiğini, bir kaç ay sonra da taşınmazları davalı ...'ye temlik ettiğini, vekaletnamenin taşınmazların davalı ...'ye devrinin sağlanması için verildiğini, yaklaşık 45.000TL'ye davaya konu taşınmazların satın alındığını ve bedelin ...'a elden verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine.

Davalı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, konusu para olan veya parayla değerlendirilmesi mümkün bulunan davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır.

Öte yandan, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; konusu taşınmaz olan tapu iptali ve tescil istekli davalarda, vekalet ücretine esas olan değer, ya dava dilekçesinde gösterilen değer ya da mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan değerdir. Eğer, taşınmazın keşif sonucu saptanan değeri üzerinden noksan harç tamamlanmamış ise; vekalet ücreti dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden takdir edilir.

Somut olaya gelince; davanın, 10.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, ancak keşfen belirlenen değer üzerinden yargılama sırasında harç ikmali yapılmadan sonuca gidildiği, vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilirken iki davalı ve dokuz davacı olmasına rağmen davacı ve davalı denilmek suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda davada, kendisini vekille temsil ettiren davacılar yararına dava dilekçesinde gösterilen ve harçlandırılan 10.000,00 TL değer esas alınıp karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesi de gözetilerek maktu vekalet ücretinin altında kalmamak üzere 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; harcı tamamlanmayan keşifte tespit olunan değer üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi ve hüküm kısmında infazda tereddüt yaratacak şekilde davalı ve davacı şeklinde tarafların yazılması doğru değildir.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, yerel mahkeme kararının 4. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak “4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT uyarınca 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün 5. bendinin hükümden çıkarılarak, yerine 5. bent olarak “Yatırılması gereken 90.793,45 TL bakiye karar ve ilam harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 148,50 TL'nin mahsubu ile bakiye 90.644,95 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, Davacılar tarafından yatırılan ve mahsup edilen 148,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün 6. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 6. bent olarak “19 adet tebligat gideri 145 TL, posta gideri 57,55 TL, mahkeme keşif yolluğu 195,40 TL, bilirkişi ücreti 500 TL olmak üzere toplam 897,95 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.