"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, yurt dışında yaşadığını, kayden maliki olduğu 352 parsel sayılı taşınmazının teminat olarak kullanılması ve bir kısmının gerçek değerine uygun bir bedelle satılması için davalı kuzeni ...’i vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak bilgi vermeksizin taşınmazdaki 51/128 payını dava dışı kişilere, 65/128 payını da diğer davalı eşine satış suretiyle devrettiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek temlik alan dava dışı kişilere karşı dava açma hakkını saklı tutup, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa şimdilik 75.000,00 TL tazminatın devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalılar, zamanaşımı definde bulunmuş, davacının bilgisi ve talimatı dahilinde işlem yapıldığını, satış bedelinin de davacının annesi ödendiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir .
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "...tanıklar usulünce dinlenerek temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği..." gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
TMK'nın 6. maddesinde " Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür" hükmü " HMK'nın 190. maddesinde ise " İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir "hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda davacı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını ispatlamak zorundadır .
Somut olayda, dinlenen tanıkların beyanından temlikin iradi olduğu, vekilin asilin talimatına uygun hareket ettiği anlaşılmaktadır. Vekil tarafından, aynı taşınmazla ilgili dava dışı kişilere yapılan diğer pay temlikinin de dava konusu yapılmadığı gözetildiğinde, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir .
Kabule göre de, dava konusu taraflarca hazırlama ilkesine tabi olduğundan, mahkemece taraflarca tanık olarak bildirilmeyen kişilerin mahkemece resen seçilerek mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilmeleri de isabetsizdir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.