"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ...... ...... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...’nın 325 ada 10 parsel sayılı taşınmazını kızı olan davalıya mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak temlik ettiğini, taşınmazın üzerinde tavuk çiftliği bulunduğunu ve mirasbırakanın en değerli taşınmazı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 325 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazın devir tarihinde tarla vasfında olduğunu ve taşınmaz üzerindeki kümesin yangında zarar gördüğünü, taşınmazı devralmaktaki amacının da yangında zarar gören işletmeyi tekrar faaliyete geçirmek olduğunu, 9.000,00 TL satış bedeli ödediğini, mirasbırakanın tüm tedavi ve diğer ihtiyaçlarını karşıladığını, hastalığında kendisi ile ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/07/2019 tarihli ve 2018/39 E., 2019/92 K. sayılı kararıyla; iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın davacılar lehine de tasarrufta bulunduğunu, harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, davalının amacının taşınmazı satın alıp imar ve ihya etmek olduğunu, mirasbırakanın parkinson hastası olup bakıma muhtaç hale geldiğini, satış bedelini ödediğini, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23/10/2020 tarihli ve 2020/828 E., 2020/860 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın bir taşınmazını davalı kızına temlik ettiği, dava dışı 14 parça taşınmazının bulunduğu, bu taşınmazları da elden çıkarması mümkünken bunu yapmadığı dikkate alındığında temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının mirasbırakanın ikinci eşinden doğan çocuğu olduğunu, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi vermediğinden bildirdiği delillerin dikkate alınmaması gerektiğini, kararın HMK'nın 297. maddesine aykırı oluşturulduğunu, Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/115 Esas sayılı dosyasının delil olarak bildirilmediğini, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı ve eklentilerin değeri gözetilmeden karar verildiğini, mirasbırakanın tarla vasfındaki taşınmazlarının tamamının değerinin eşit kabul edildiğini, davalının paylaştırma savunmasında bulunmadığını, mirasbırakana eşinin baktığını, davacı ...'nın da mirasbırakanın ihtiyaçlarını temin ettiğini, hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V.3.2.1.) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından (IV.3) paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 10/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.