"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 06/10/2020 tarihli 2020/151 Esas ve 2020/1043 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13/01/2022 Perşembe günü saat 10.35'de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu 98 parsel sayılı taşınmazın ilçe belediyelerin kurulduğu 1984 öncesinden bu yana belediye hizmetlerinde kullanıldığını, davalının mülga 3030 sayılı Kanun uyarınca devretmekle yükümlü olduğu dava konusu taşınmazı devretmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve ... Belediyesi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil müdahale dilekçesinde, taşınmazı ecrimisil ödemek suretiyle kullanmalarına rağmen davalının taşınmaza müdahalede bulunduğunu, davanın kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davacının yanında davaya katılma talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, idari başvuru yapılmaksızın doğrudan tapu iptal ve tescil davası açılmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, devir için 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, ... kararına göre 1986 yılında yapılan devir işlemlerinin sonuçlandırılıp kesinleştiği tarihten itibaren idari yargıda 60 gün içinde iptal davası açılabileceğini, davacının dayandığı kanun maddesinin yürürlükten kaldırıldığını, madde uygulanabilir olsa dahi dava konusu taşınmazın görev ve sorumluluk alanları itibarıyla kendilerine bırakılması gerektiğini ve 3030 sayılı Kanun'un 6/A maddesine göre devri gereken taşınmazlardan olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu taşınmazın 3030 sayılı Kanun'un 6/A maddesinde öngörülen taşınmazlardan olmadığı ve geçici 2. madde gereğince İlçe Belediyesine devri gereken taşınmazlardan olduğu, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin 1984 yılında kurulduğu gerekçeleriyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada tarafın Valilik ve İl İdare Kurulunun olması gerektiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 06/10/2020 tarihli, 2020/151 Esas ve 2020/1043 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacı ... sınırları içinde kaldığı, öteden beri özel şahısların ecrimisil karşılığı kullandığı ve halen müdahil özel şahıs tarafından ecrimisil ödenerek kafe olarak işletilmekte olan dolayısıyla, 3030 sayılı Yasa'nın 6/A maddesinde belirtilen hizmetlere tahsis edilen bir taşınmaz olmadığı açık olup, yasa hükümleri çerçevesinde 1986 tarihli İl İdare Kurulu kararı ile devri gereken taşınmazların belirlendiği, ekli taşınmaz listesi temin edilememiş olmakla birlikte, İBB tarafından 1987 tarihli yazı ile 3030 sayılı Yasa gereği devri yapılan taşınmazlara ilişkin ecrimisil dosyaları ilçe belediyesine gönderilerek fiilen devrin yapılmış olduğu, bu dosyalar arasında dava konusu taşınmazın da bulunduğu dikkate alındığında, 3030 sayılı Yasa'nın geçici 2. maddesinin 3. fıkrasında belirtildiği üzere devir komisyonlarınca yapılacak envanter İl İdare Kurulu kararı ile kesinleşeceğinden, çekişme konusu taşınmazın 1986 tarihli İl İdare Kurulu kararı ile devri gereken taşınmazlardan olduğunun kesinleştiği, niteliği itibariyle de taşınmazın Yasa gereği devri gereken taşınmazlardan olduğu, aynı yoldaki tespitin İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 2016/1183 E., 2016/2332 K. sayılı kararında da yer aldığı, dava konusu taşınmaz mülkiyetinin 3030 sayılı Yasa hükümleri ve kesinleşen idari karar ile hukuken davacı Belediyeye geçtiği, taşınmazın davacı Belediyeye devrine yasal bir engel bulunmadığı, aynı zamanda fiilen de davacının tasarrufuna bırakıldığı, bu haliyle davalı adına kayıtlı olan mevcut tescilin taşınmazın tapu dışı yolla el değiştirmesi nedeniyle sonradan yolsuz tescil halini aldığı, Yasa gereği mülkiyeti kazanan davacı adına yapılacak tescilin kurucu değil sadece açıklayıcı nitelik taşıyacağı, açıklayıcı tescili yaptırmamış olmanın mülkiyet hakkının davacıya geçtiği kuralına olumsuz bir etkisinin olamayacağı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; İl İdare Kuruluna başvurulmadan açılan davanın reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin önceki kararlarında idari başvuru şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, Kanun’un devir yükümlülüğü yüklemediğini, bu konuda Valilik bünyesinde kurulan Kurula yetki verildiğini, taşınmazın devrine ilişkin İl İdare Kurulu kararının dosyaya sunulmadığını, Danıştayın ... Belediyesinin açtığı bir davada sorunun İl İdare Kurulu ile çözülmesi gerektiğini belirttiğini, bu nedenle pasif husumet yokluğu olduğunu, İlgili İl İdare Kurulu kararı sunulmadığı sadece yazışmalar sunulduğu için envanter listesinde dava konusu taşınmazın olup olmadığının belli olmadığını, davacıda bu liste varsa bunu tapuya sunup devri sağlayabileceğini, konunun idari yargı görev alanında kaldığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, ... kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, ancak bir tane makul süre olarak gördüğü kararının esas alındığını, bir konuda emsal karar olmasının, Kanuna aykırı davranma sonucunu doğurmayacağını, Dairenin 2018/2826 E. davasının ret için emsal olduğunu, Kanunun kendiliğinden devir yükümlülüğü getirmediğini, 6/A maddesi yanında 5216 sayılı Kanun’un 27/2 maddesi ile ek madde 1/1’in de hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, 6/A uyarınca da taşınmazın kendilerinde kalması gereken taşınmazlardan olduğunu, taşınmazın ecrimisil ile kullandırılmasının bu madde kapsamından çıkmasına neden olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3030 sayılı Kanun'un geçici 2 inci maddesinde "Bu Kanun ile büyükşehir belediyesi statüsüne dönüştürülmüş bulunan belediyelerin, ana hizmet bina ve tesisleri ile 6 ncı maddenin (A) fıkrasında belirtilen hizmetlere bırakılması gerekenler hariç, her türlü tesis, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları ile bunlara ait hak ve borçlar belediye sınırları esas alınmak suretiyle ilçe belediyelerine devredilir." düzenlemesine yer verilmiş, 6/A maddesinde, ana hizmet binası ve tesisleri ile bu madde hükmünde özellik, nitelik ve vasıfları sayılan taşınmazların devire konu edilemeyeceği, bunun dışında kalan taşınmazların iadesinin gerekeceği öngörülmüştür.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (3.2) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 204.556,62 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.