Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3676 E. 2022/80 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, maden sahasındaki taşınmazların mülkiyetinin kendilerine ait olduğunu iddia ederek, davalılar adına kayıtlı tapuların iptali ve kendi adlarına tescilini talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlar üzerindeki tapu kayıtlarının geçerli bir hukuki sebebe dayanarak tesis edildiği, idare tarafından usulüne uygun bir kazanımın söz konusu olmadığı ve tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekilleri gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı şirket, madencilik faaliyetinde kullanılan 1054, 1055, 1062, 1063, 1067 sayılı parsellerin ruhsat ve işletme hakkının 2172 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce şirketin yöneticisi ve sahibi sıfatıyla ... ...'a ait olduğunu, anılan taşınmazların İİ 160 ve İİ 161 sicil nolu ruhsat sahası sınırları içerisinde yer aldığını, 09/04/1986 tarihinde ... ... ve davalı ...'ın şirket hisselerinin tamamını devrettiklerini, 2172 sayılı Kanun gereğince madenlerin devletçe işletilmesine karar verildiğini, bu nedenle taşınmazların fiili olarak TKİ’ye daha sonra da 2840 sayılı Kanun ile yapılan iade işlemleri neticesinde yeniden davacı şirkete intikal etmesi gerektiğini, ancak taşınmazların ... ...’dan davalılara veraseten intikal ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı şirket adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., husumetin dava konusu taşınmazın bedelinin ödendiği iddia edilen TKİ’ye yöneltilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını; davalı ..., davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların madencilik faaliyetlerinde kullanılmış olmasının taşınmazın ruhsat sahibine ait olduğu anlamına gelmeyeceğini, şirket hissesi dışında davacıya satışı yapılmış bir taşınmaz bulunmadığını, tapu siciline karşı zilyetlik iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca İİ:161 ve İİ:160 numaralı maden sahalarının 2172 sayılı Kanun uyarınca yapılan devletleştirmesi sırasında dava konusu taşınmazlar yönünden yapılmış herhangi bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı, işletme ile bütünlük teşkil eden taşınmazların kamulaştırma işlemine tabi tutulmadığı, idare tarafından usulüne uygun bir kazanımın söz konusu olmadığı, dava konusu taşınmazlara ilişkin mevcut tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 05/12/2019 tarihli ve 2016/10779 E., 2019/6330 K. sayılı ilamı ile; ‘‘...HMK'nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, tüm taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanun'un 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mengen Asliye Hukuk Mahkemesi 10/09/2020 tarihli ve 2020/8 E. 2020/69 K. sayılı kararıyla; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca İİ:161 ve İİ:160 numaralı maden sahalarının 2172 sayılı Kanun uyarınca yapılan devletleştirmesi sırasında dava konusu taşınmazlar yönünden yapılmış herhangi bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı, işletme ile bütünlük teşkil eden taşınmazların kamulaştırma işlemine tabi tutulmadığı, idare tarafından usulüne uygun bir kazanımın söz konusu olmadığı, dava konusu taşınmazlara ilişkin mevcut tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; deliller toplanmadan karar verildiğini, talep ettikleri belgelerin incelenmesi halinde maden sahasında bulunan yazıhane, kantar, fırın, atölye, elektrik santrali, demirhane vb. madencilik faaliyetlerinde kullanılan yapıların nitelikleri ve bedellerinin tek tek belirlenmiş olduğunun ve bedelleri alınmak suretiyle 2840 sayılı Kanun gereği davacı şirkete iade edildiğinin görüleceğini, TKİ kayıtlarında belirtilen taşınmazların dava konusu taşınmazlar olup olmadığının tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan ve tanıklar dinlenmeden hüküm kurulduğunu, çekişmeli taşınmazların davacı şirkete ait kömür maden sahası sınırları içinde kaldığını, devletleştirme ve devir sürecinin dikkate alınmadığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV.2.) no'lu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV.3.) no'lu bendinde yer verilen mahkeme kararının dayandığı (IV.6.2.) no'lu bentte belirlenen yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.