Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10252 E. 2022/1323 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS

Taraflar arasında görülen, tapu iptali ve tescil, tenkis istekli davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...'nın paydaşı olduğu 488 ada, 51 parsel sayılı taşınmazdaki (300/1280) payını gelini ...'nin babası ...'ya satış suretiyle, kalan 490/1280 payını çocukları ...'e bağış şeklinde devrettiğini, daha sonra ...'a devredilen payın oğlu ...’ın eşi davalı ...'ye temlik edildiğini, imar uygulaması sonucu 2757 ada 4, 7 ve 8 parsel olarak davalılar adına tescil edilen taşınmazların temliklerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, tapu iptal ve tescil davasında kayıt maliki olmayan davalılar ... ve ... ... yönünden husumetten, tenkis davasının da zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26/03/2014 tarihli ve 2011/242 E., 2014/245 K. sayılı kararıyla;davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 21.03.2016 tarihli ve 2014/14726 E., 2016/3328 K. sayılı kararıyla; ‘’...Mirasbırakanın, davalılar ...’ye 14.06.1967 tarihinde bağış suretiyle (490/1280) pay temliki işleminde, 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Ancak, davacı tenkis isteminde de bulunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki; mirasbırakan ...'nın ölüm tarihi olan 21.08.1967 tarihinde yürürlükte bulunan 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin tenkisle ilgili hükümlerinin davada dikkate alınacağı kuşkusuzdur. 743 sayılı Yasa'nın 513. maddesi ile “Tenkis davasının mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir sene içinde açılabileceği, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinden itibaren beş yıl geçmesiyle düşeceği" hükme bağlanmıştır. Davalılar, ... süresinde zamanaşımı definde bulunmuşlardır. Mahkemece, mirasbırakanın ölüm tarihi gözetilmek suretiyle 01.06.2011 tarihinde açılan tenkis davasında, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, mirasbırakanın 25.11.1965 tarihinde oğlu ...’ın kayınpederi ve gelini davalı ...'nin babası ...'ya, ondan da davalı mirasçılara yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülmüş, Mahkemece temlikten 44 yıl sonra açılan davanın TMK'nın 2. maddesi hükmüyle bağdaşmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda, zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmadığı, davanın niteliğine göre bu tür iddiaların süreye tabi kılınmaksızın her zaman ileri sürülmesinin olanaklı bulunduğu açıktır. Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler ve maddi olgu gözetilmek suretiyle toplanan deliller değerlendirilerek, işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir‘’ gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 05/03/2021 tarihli ve 2016/425 E., 2021/191 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan ile davacı dahil tüm çocuklarının ilişkilerinin oldukça iyi olduğu, davalı ...'nin gelini olması ve o tarihte 18 yaşından küçük olması sebebiyle düğün hediyesi (altın hakkı) olarak dava konusu taşınmaz hissesinin ileride davalı gelin ...'ye verilmek suretiyle ...'nin babası ...'ya satış suretiyle devredildiği, arada gerçek bir satış bulunmadığı ancak murisin iradesinin mirasçıları miras hakkından yoksun bırakmak olmadığı, ...'nin yaşının küçük olması nedeniyle yerel örf ve adetler gereğince ...'nin babası adına tescilin yapıldığı, mevcut taşınmaz hissesinin sonraki yıllarda davalı ...'ye geçirildiği anlaşılmış olup, mirasbırakanın asıl irade ve amacının bu yönde ilerlediği kanaatine varılarak muris muvazaası nedeniyle tapu iptal tescil koşulları oluşmadığından davanın reddine, karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, murisin iradesinin davalı ...’nin yapacağı evliliğin garantisi amacıyla hediye amaçlı olduğunun kabulünü gerektirir delil bulunmadığını, murisin iradesinin bağış olduğunu, ancak işlemin satış şeklinde yapıldığını bu nedenle geçersiz olduğunu, murisin ikinci evliliğinden olma çocuklarını kayırdığını, dava konusu taşınmazın muristen kalan diğer mallara kıyasla çok daha değerli olduğunu, hükümde davalı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de yüksek hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Kararın (IV/2.) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.