"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, Hazine adına kayıtlı dava konusu 765 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 5737 sayılı Kanun’un 30. maddesi gereğince 565/963 payının ... ... Şerifinden vazeylediği Va ... adına, 575/1926 payının Dergah-ı ... ... Vakfı adına, 221/1926 payının ise ... adına tescil edildiğini, ancak taşınmazın eski tapu kaydındaki ölçü birimine göre tamamının ... arazisi olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazın ... yoluyla vücuda geldiğinin sabit olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın adı geçen üç vakfın aldıkları yıllık kira oranındaki katkıları ile vücuda getirildiği, tüm dosya içeriğine göre taşınmazın tamamının 5737 sayılı Kanun'un 30. maddesi kapsamında ... yoluyla meydana geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf itirazlarında; taşınmazın tamamının İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı iken, 1985 yılında kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiğini ve İçişleri Bakanlığına tahsis edildiğini, daha sonra ise 5737 sayılı Yasa'nın 30. maddesi kapsamında 565/963 payının ... ... Şerifinden vazeylediği Va ... adına, 575/1926 payının Dergah-ı ... ... Vakfı adına, 221/1926 payının ise ... adına tescil edildiğini, taşınmazın ilgili Vakıflar adına tescil edilen toplam hisse miktarının “mikyazı=400 zira” olarak belirtilmesine rağmen bu değerin 229,668 m2'ye karşılık geldiğini, ancak Tapu Müdürlüğünce dava konusu taşınmazın tamamının 1.404,51 m2 olduğu ve bu miktar üzerinden tescil işlemini yaptığını, bu durumda taşınmazın sadece 229,668 m2'lik kısmının ... yolu ile meydana gelmesine rağmen, taşınmazın tamamının Vakfı adına tescil edildiğini, taşınmazın adlarına tescil edildiği vakıfların türünün araştırılmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 16/11/2021 tarihli ve 2021/673 E., 2021/1722 K. sayılı kararıyla; taşınmazın kadastro tespitine dayanak belgelerde halen tescil kaydı bulunan üç ayrı ... tarafından meydana getirildiği, adı geçen vakıfların mazbut vakıflardan olduğu, mutasarrıflarının üç vakfa icar ödedikleri, taşınmazın vakıflara gelir sağlayan akar mülk olduğu, dolayısıyla ... yoluyla meydana getirildiğinin sabit olduğu, yine eski eser olan taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olduğu, taşınmazın eski kayıtlardaki sınırlarına göre tespit edildiği ve yüzölçümdeki küçük farklılığın kadastro ölçümü sebebiyle oluştuğu, taşınmazın tamamının ... mülkü olduğu, davacının iddiasına dayanak yaptığı zabıt kaydının tercümedeki mikyası 400 ibaresinin hisse oranı dikkate alınmadan tercüme edilmesi sebebiyle hatalı tercüme edildiği, belgeden ana taşınmazın 400 zira'lık kısmının teminat konusu yapılmış olduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın ... yolu ile meydana geldiği ve tescilli korunması gerekli kültür varlığı olduğu sabit olduğundan 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca ... yolu ile gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, Belediye, Özel İdarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş ... kültür varlıklarının, mazbut vakfına devir olunur hükmü gereğince taşınmazın korunması gerekli tescilli eser olması nedeniyle başka şekilde tasarruf edilmesine yasal imkan olmadığı ve mülkiyetin vakfa ait olduğu gözetilerek, davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 5737 sayılı Yasa'nın 30. maddesi ile “... yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, ... kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.” hükmüne, Yönetmeliğin 178. maddesinde ise “(1) ... yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş ... kültür varlıkları tapu sicil müdürlüğünce mazbut vakıfları adına tescil edilir. (2) ... yolu ile meydana gelen kültür varlıklarının tespiti; vakfiyeler, ... veya tapu kütüklerindeki kayıtlar, kadastro tespit evrakı, fermanlar, beratlar, atik senetler, yoklama kayıtları, kitabeler, tarihi kayıtlar, müze kayıtları, tescil kayıtları ile mülkname, temessük, tefviz, hazine-i hassa, mütevelli, mültezim, sipahi senetleri gibi belgelerden biri veya birkaçı ile yapılır. (3) Eserin ... yoluyla meydana gelmiş ... kültür varlığı olduğunun ikinci fıkrada belirtilen belgelerle tespiti halinde bölge müdürlüğünün talebi üzerine mazbut vakıfları adına tescili yapılır.”
3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1013/1. maddesinde "Tescil, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılır."
3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1025/1. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3.2) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.