Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10687 E. 2022/2140 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İstanbul Anadolu 27.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2020 tarihli 2018/134 Esas 2020/343 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 09/11/2021 tarihli 2021/613 Esas 2021/1672 Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı ...’in torunu ...’nın eşi olduğunu, 11645 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 no.lu bağımsız bölümün devri konusunda davalı ile aralarında kendisine bakılması karşılığında mülkiyetin kendisinde, intifa hakkının ise davalıda olması şartıyla anlaştıklarını, ancak davalı tarafından yaşlılığı ve okuma yazma bilmemesinden faydalanılmak suretiyle dava konusu taşınmazın satış suretiyle davalıya devredildiğini öğrendiğini, temlikin davalının hileli davranışları ile yapıldığını ileri sürerek, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, devrin bedeli karşılığında yapıldığını, davacının herhangi bir bankada hesabının olmaması nedeniyle ödemenin nakit olarak bizzat kendisine yapıldığını, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davacının birlikte yaşadığı Hamdi Bekleviç'in davalının eşi ...’nın biyolojik babası olduğunun iddia edildiği ve bu iddianın sonradan öğrenildiği, İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesinin 2018/288 E. sayılı dava dosyası ile babalığın tespiti için dava açıldığı, davacı tarafından söz konusu davanın geri çekilmesi için davalı ve eşine talepte bulunulduğu, talebinin kabul görmemesi üzerine eldeki davanın açıldığı, davacının dava konusu taşınmazı gerçek bir satış iradesi ile davalıya satış sureti ile devrettiği ve bedelini aldığı, davacının satış esnasında yanılgıya düşürülmediği, sözleşmenin geçerliliğini etkileyecek irade bozukluğu halinin mevcudiyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarıyla ve tapu kayıtları ile iddianın ispatlandığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, gerekçenin somut olay ile uyuşmadığını, davacının 87 yaşında yaşlı ve bakıma muhtaç halde iken tek başına Tapu Müdürlüğüne götürülerek devrin yapıldığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 09/11/2021 tarihli 2021/613 Esas 2021/1672 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın satışına konu resmi senette, taşınmaz bedelinin tamamen ve peşinen alındığının yazılı olduğu, resmi belgenin aksinin aynı kuvvette belge ile ispat edilebileceği, davacı tarafından bu iddiaların aynı kuvvette yazılı bir belge ile ispat edilemediği, aynı şekilde satış işlemi yapılması yönünde iradenin sakatlandığı iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının 87 yaşında oldukça yaşlı okuma ve yazma bilmeyen kişi olduğunu, yargılama aşamasında bu hususun üzerinde yeterince durulmadığını, davalı tarafından satış bedelinin davacıya elden nakit olarak verildiği belirtilmiş olmasına rağmen, bunu destekler bir delil ibraz edemediği dava konusu taşınmazın devrinin bulunduğu yerde değil de Maltepe ilçesinde özel yetki ile yapıldığını, oysa satışın yapılacağı tapu müdürlüğünün değiştirilmesi konusunda davacının hiç bir talebinin olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.2. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının 11645 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 no.lu bağımsız bölümü 07/03/2018 tarihinde davalı ...’e 70.100 TL bedelle satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Dinlenen davacı tanık beyanları ile davacının bakılmak vaadiyle Tapu Müdürlüğüne götürülerek dava konusu taşınmazın devrinin sağlandığı, taşınmaz bedelinin her ne kadar resmi senette ödendiği belirtilmiş ise de hile hukuksal nedenine dayalı davaların her türlü delille ispatlanabileceği gözetildiğinde, davanın hukuksal niteliği gereği resmi senetin tek başına yeterli olmadığı, davalının eşi ... tarafından açılan soybağının kurulması (babalığın tespiti) davasının eldeki davadan sonra açıldığı, bu nedenle bu savunmaya da itibar edilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...’in hileli hareketleri sonucu davacıyı kandırmak suretiyle kendi adına taşınmazın devrini sağladığı sonucuna varılmaktadır.

3.3.3. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 Sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.