Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10717 E. 2022/1458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın, muris muvazaasına dayalı tazminat davasında temyiz dilekçesini değerden reddetmesi üzerine davacı vekilinin, davanın miras sebebiyle istihkak ve miras paylaşım davası olduğunu ileri sürerek maddi hata düzeltmesi talebinde bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın muris muvazaasına dayalı tazminat davası olarak açıldığı, davacı vekilinin de Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunda hukuki nitelemeye itirazda bulunmadığı ve Yargıtay kararında maddi hata bulunmadığı gözetilerek maddi hata düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Dairemizce verilen 01.11.2021 tarihli ve 2021/2052 E., 2021/6218 K. sayılı dilekçenin değerden reddine ilişkin olan kararın maddi hata nedeniyle düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakan...’ın 11 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı annesi Saime’ye, onun da dava dışı üçüncü kişiye devrettiğini, taşınmazda kendilerinin oturduğunu ve taşınmazı tahliye etmeleri için davacıların kendilerini rahatsız ettiklerini ileri sürerek, payları oranında maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.

İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle, maddi tazminata yönelik davanın kabulüne, manevi tazminata yönelik davanın reddine karar verilmiş; davalı ... mirasçıları tarafından maddi tazminat isteğinin kabulüne yönelik kısım yönünden yapılan istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, ...'a yapılan satış işleminin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığının TMK'nın 6., HMK'nın 190. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1).b.2 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, davacılar tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Dairece; "davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında açılmış tazminat davası olduğu ve her bir davacı payının 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı" gerekçesiyle temyiz dilekçesinin değerden reddine karar verilmiş, hüküm İlk Derece Mahkemesince 01.11.2021 tarihi itibariyle kesinleştirilmiş, hükmün kesinleşmesi üzerine davacılar vekili Daire kararına karşı, davanın miras sebebiyle istihkak ve miras paylaşım davası olduğu, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bu durumda dava değerinin taşınmazın tamamı üzerinden hesaplanması gerektiği iddiası ile tavzih isteminde bulunmuştur.

Bilindiği üzere; hükmün tashihi ve tavzihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 304. (1086 sayılı HUMK'nın 455.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK'nın 304. maddesinde "(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." şeklindeki hükmün tashihi; 305. maddesinde de "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müesseseleri düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 306. maddesinde de "Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." düzenlemelerine yer verilmiştir.

İddianın ileri sürülüş biçimi ve özellikle dilekçenin içeriğindeki açıklamalardan davacılar vekilinin talebinin tavzih isteği değil, maddi hatanın düzeltilmesi isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince dava muris muvazaası olarak nitelenerek davanın reddine karar verildiği, davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunda hukuki nitelemeye yönelik itirazda bulunmadığı, ayrıca dosya kapsamı itibariyle de iddianın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tazminat isteğine ilişkin olduğu ve Dairemiz kararında maddi hata bulunmadığı anlaşılmaktadır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, Dairemizin 01.11.2021 tarihli ve 2021/2052 E., 2021/6218 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından verilen maddi hatanın düzeltilmesi isteğine ilişkin talebin REDDİNE, 23/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.