Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10806 E. 2022/2187 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasındaki tazminat istekli dava sonunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 14/10/2021 tarihli 2019/1508 Esas - 2021/1471 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 326 ada 79 parsel sayılı taşınmazını 30/12/2002 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, işlem tarihinde murisin satıştan elde edilecek gelire ihtiyacı olmadığını, o tarihlerde kendisi ile muris babasının küs olmaları nedeniyle taşınmazın davalıya devredildiğini, söz konusu taşınmazın davalı tarafından 05/03/2015 tarihinde dava dışı üçüncü şahsa satıldığını ileri sürerek çekişme konusu taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye devir tarihi olan 05/03/2015 tarihindeki gerçek değerinin tespiti ile payına düşen kısmın devir tarihi olan 05/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazı parasını ödeyerek satın aldığını, babasının ilgili tarihte başka taşınmazlarının da mevcut olduğunu, bunlardan bazılarını davacıya bağışladığını, rahatsız olan babasının bir taşınmazını tedavi giderleri için satmak istemesi üzerine satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/04/2018 tarihli ve 2016/476 E. - 2018/122 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalıya devredilmesi esnasındaki tapu satış bedeli, dinlenen tanık, mahalli bilirkişi beyanları, tapu ve banka kayıtlarında murisin taşınmazını satmasını gerektirecek bir durum olmaması, taşınmazın satışının yapıldığı yörede bu tarz satışların bağış mahiyetinde yapılıyor olması dikkate alındığında muvazaalı satış yapılmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı, Mahkemenin davacının talebini başkaca hiçbir karine aramaksızın kabul ettiğini, gerekçe dahi oluşturmadığını, bilirkişi raporuna, tanıklar ...'un beyanlarına atıf yapılarak hüküm kurulduğunu, bu uygulamanın Yargıtay’ın uygulamalarına, yerleşik kararlarına aykırı olduğunu, tazminata konu taşınmazın muris ... tarafından 30/12/2002 tarihinde bedeli karşılığında kendisine satıldığını, kendisine satılan bu taşınmaza sınır 81 parselde kayıtlı taşınmazın birbirine yakın tarihlerde davacıya babası tarafından verildiğini, bir nevi paylaştırma yapıldığını, davacıdan mal kaçırma işleminden söz edilemeyeceğini, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre söz konusu değilse de aradan bunca zaman geçtikten sonra dava açılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığının gözetilmesi gerektiğini, taşınmazın değerinin abartılı biçimde rayiçlerine aykırı tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14/10/2021 tarihli ve 2019/1508 E.- 2021/1471 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, dava konusu taşınmazın devir tarihindeki gerçek değerinin, tapuda gösterilen satış bedelinin 40 katı olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğini, murisin taşınmazını satmaya ihtiyacı olmadığı ve satış sözleşmesi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin olmadığı dosya kapsamında tespit edilmiş olup, davalının ne, "murisin rahatsızlığı sebebiyle bir taşınmazını tedavi giderleri için satmak istediği" , ne de "dava konusu taşınmazın satış bedelini murise ödediği" yönündeki soyut iddiasını ispata dair tek bir somut delili dosyaya sunmadığını, dosyada dinlenen tanıkların "yörede bir babanın evladına satış yapmasının görülen bir durum olmadığını, genelde bu tarz yapılan devirlerin bağış olduğunu" açık bir şekilde beyan ettiklerini, murisin sağlığında mirasçısı davalı oğlundan mal kaçırma amacıyla davacı oğlu lehine taşınmaz temliki gerçekleştirmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.