"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın davacı tarafından istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinden davalı ...’ın sorumlu tutulmasına ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ..., görev alanında bulunan taşınmazlarla ilgili evrakta sahtecilik yapılmak suretiyle bazı işlemler gerçekleştirildiğini, bu hususta Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/757 Soruşturma sayılı dosyası bulunduğunu, dava konusu 325 ada 319 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken, kütükte malik isimlerinin bulunduğu bölümde Maliye Hazinesinin yazılı olduğu satırın hemen altına ve bilahare onun da alt satırına başka kişilerin isimlerinin ve taşınmazla hiçbir ilgisi bulunmayan tarih ve yevmiye numaralarının yazıldığını, ilk yazımda 21.11.2013 tarih 611 yevmiye numarası, ikinci yazımda 21.11.2013 tarih 675 yevmiye numarasının kalemle yazıldığını, ancak isimler karalandığı için okunamadığını, zira bu yazıların siyah mürekkepli kalemle karalanmak suretiyle okunmaz hale getirildiğini, tahrif edilen malik isimlerinin bulunduğu alanın üzerine kağıt parçası yapıştırıldığını, yapıştırılan kağıdın üzerine taşınmazın gerçek maliki olan Maliye Hazinesinin tescil edildiğini, taşınmazın hem elektronik sicilde hem de kütükte gerçek maliki Maliye Hazinesi adına göründüğünü, ancak kütük sayfasının kağıt yapıştırılarak ve karalama yapılarak tahrif edildiğini, karalanan isimlerin davalılar ... ve ... olduğunun tahmin edildiğini, lehine yolsuz tescil gerçekleştirilen kişilere ulaşılamadığı için TMK’nin 1027. maddesine göre dava açma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, dava konusu 325 ada 319 parsel sayılı taşınmazın yolsuz olarak davalılar adına tescil edilen tapu kaydının iptali ile önceki haliyle Maliye Hazinesi adına tescilini istemiş; dava, Hasanbeyli Mal Müdürlüğüne de ihbar olunmuştur.
Davalı ..., diğer davalı tarafından kimlik bilgileri kullanılarak usulsüz işlemler yapıldığını, işlemlerden sorumlu olmadığını, Tapu Müdürlüğünde herhangi bir işlem yapmadığını, dava konusu taşınmazda hak iddiası bulunmadığını, taşınmazın halen Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını; ön inceleme duruşmasındaki beyanında, diğer davalının kendisini arayarak uygun bir arsa olduğunu söylediğini ve almak isteyip istemediğini sorduğunu, daha sonra bu yere bakıp beğendiğini, kimlik fotokopisini diğer davalıya verdiğini, satış bedelini tamamlayamadığı için diğer davalının satıştan vazgeçtiğini ve işlemleri tapuda iptal ettireceğini söylediğini, kendisinin tapu dairesine gitmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., diğer davalının tapuya hiç gitmediğini, davacının bir zararı oluşmadığını, zira taşınmazın halen davacı adına kayıtlı olduğunu belirterek, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; tescil kaydının, son olarak Maliye Hazinesi adına tescil edilmek suretiyle düzeltildiği gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın davacı tarafından istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinden davalı ...’ın sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 325 ada 319 parsel (eski 2337 parsel) sayılı taşınmazın 15.10.1997 tarihli hükmen tescil işlemiyle davacı Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup, kütük fotokopisine göre, Maliye Hazinesi adının çizildiği, alt tarafa iki isim yazıldığı ancak üzeri karalandığı için okunamadığı, üzerine kağıt yapıştırıldığı, ancak fotokopi olduğu için kağıtta ne yazdığının anlaşılamadığı; ceza soruşturması kapsamında alınan 27/02/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre, dava konusu 325 ada 319 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken, taşınmazın kayıtlı olduğu 2694 numaralı kütük sahifesinde malik isimlerinin bulunduğu bölümde Maliye Hazinesinin yazılı olduğu satırın hemen altına ve bilahare onun da alt satırına başka kişilerin isimlerinin ve taşınmazla hiçbir ilgisi olmayan tarih ve yevmiye numaralarının (ilk yazımda 21/11/2013 tarih 611 yevmiye numarası, 21/11/2013 tarih 675 yevmiye numarası kalemle yazılmış, ancak isimler karalanmış olduğundan okunamadığı) yazıldığı, bilahare bu yazıların siyah mürekkepli kalemle karalanarak okunmaz hale getirildiği, bu suretle tahrif edilen malik isimlerinin bulunduğu alanın üzerine kağıt yapıştırıldığı, yapıştırılan kağıdın üzerine taşınmazın gerçek maliki olan Maliye Hazinesinin tescil edildiği, hem elektronik sicilde hem de tahrif edilmiş kütükte taşınmazın gerçek maliki olan Maliye Hazinesi adına kayıtlı göründüğü, bu işlemlerle ilgili herhangi bir belgeye rastlanmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1027. maddesinde, “ İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğünün 5. maddesine göre, “Tapu sicili, Devletin sorumluluğu altında, tescil ve açıklık ilkelerine göre taşınmazlar ile üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere tutulan sicildir.”, 16. maddesine göre, “ Kanunlarda veya bu Tüzükte belirlenen istisnalar dışında, yazılı istem olmadıkça tapu sicili üzerinde işlem yapılamaz. İstem, tescili bozucu veya hükümsüz kılıcı kayıt ve şarta bağlanamaz. Müdürlüklere her türlü tapu işlemi için yapılacak istemde, başvuru istem belgesi düzenlenir. Tapu sicilinde yapılacak haciz dahil her türlü kayıt sorgulaması istemlerinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya taşınmazın ada ve parsel numarasının belirtilmesi zorunludur. Aksi hâlde istem reddedilir.”, 27. maddesine göre, “ İstem, yevmiye defterine kaydedildikten sonra, aynı tarih ve yevmiye numarası ile kütüğe tescil edilir. Tescil, siyah veya mavi mürekkepli kalemle ve kitap harfleriyle okunaklı şekilde yazılır. Kütük üzerinde kazıntı, silinti ve çıkıntı yapılamaz.” 72. maddesine göre, “ Tapu sicilinde değişiklik, hak sahibinin istemine ya da yetkili makam veya mahkeme kararına istinaden yapılır. Tapu sicilindeki değişiklikler, üzerinin kırmızı mürekkepli kalemle çizilip, değişiklik tarih ve yevmiye numarasıyla yeni kaydın yazılması suretiyle yapılır. Önceki kayıt bir harfle yazılı ise, değişiklikte de aynı harf kullanılır. Rehinli alacağın kısmen ödenmesi veya rehnin miktar, faiz, derece, süre gibi unsurlarında yapılacak değişiklikler, düşünceler sütununda ilgili rehnin harfi kullanılmak suretiyle belirtilir.”, 74. maddesine göre, “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re'sen düzeltme yapılır. İstem belgesinde yapılan yanlışlık veya eksiklik düzeltilerek belgenin uygun bir yerine yazılmak suretiyle taraflar ve tapu görevlilerince imzalanır ve sicilde buna uygun düzeltme yapılır. Ana veya yardımcı siciller üzerinde yapılmış hata veya eksikliklerin, ilgililerce sunulan veya başka idarelerce düzenlenen belgelerden kaynaklanması hâlinde, ilgililerin gerçek durumu kanıtlayıcı belgelere dayalı başvuruları üzerine, istem yevmiye defterine kaydedilerek gerekli düzeltme yapılır. Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya esaslı yazım hatasının düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması gerekir. İlgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26/9/2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır. Yapılacak düzeltmeler hatalı yazımdan sonra hak sahibi olmuş kişilerin hakkını etkileyici nitelikte ise, bu hak sahiplerinin de yazılı olurları aranır. Müdürlük, ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri tebliğ etmekle yükümlüdür.”, 76. maddesine göre, “Yanlış yazım okunacak şekilde, kırmızı mürekkepli kalemle çizilir ve ilk boş satıra doğrusu yazılır. Kazıntı, silinti, satır aralarına veya sayfa kenarına çıkıntı veya kayda ek yapılmak suretiyle düzeltme yapılamaz. Yevmiye defterine kaydedilerek yapılan düzeltmelerde tarih ve yevmiye numarası, düzeltmeler siciline kaydedilerek yapılanlarda ise, bu sicilin numarası düzeltilen işlemin üzerine “D.S.” şeklinde başlayarak yazılır. Düzeltme ile ilgili belgeler taşınmaza ait dosyada saklanır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, tapu sicili ve kütük üzerinde ne şekilde işlem yapılacağı sıkı kurallara bağlanmıştır.
Somut olaya gelince; davacı ..., davalılar adına kütükte yazılan tescil kaydının tahrif edilmek suretiyle üzerine yeniden kağıt yapıştırılarak Hazine adına tescil kaydı yazılmasının yolsuz tescil sonucunu doğurduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere, tapu kütük sayfasına kağıt yapıştırılmak suretiyle işlem yapılamayacağı, kütük üzerinde kazıntı, silinti ve çıkıntı yapılamayacağı, kazıntı, silinti, satır aralarına veya sayfa kenarına çıkıntı veya kayda ek yapılmak suretiyle düzeltme yapılamayacağı, yapılması halinde kağıt üzerine yazılan tescil kaydının hüküm ifade etmeyeceği ilgili yasal düzenlemeler ve tüzük hükümleriyle sabit olup, bu düzenlemeler nazara alınarak davanın kabulü ile Hazine adına yeniden tescil hükmü kurulması gerekirken; kütük sayfası üzerine kağıt yapıştırılarak taşınmazın son olarak Maliye Hazinesi adına tescil edilmek suretiyle sicilin düzeltildiği şeklindeki hatalı değerlendirme ile işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; davalıların yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekirken sadece bir davalının sorumlu tutulması da isabetsizdir.
Davacı vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, aynı Kanunun 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.