"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalı ...'in istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalı Tapu Müdürlüğünün istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile; davanın davalı ... Tapu Müdürlüğü yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden kabulüne dair verilen karar süresi içinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14.02.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile davalı Hazine vekili Avukat Ulviye Sarp temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat ...geldiler, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 8780 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 04.09.2013 tarihinde davalı ...’e sahte işlemler ile temlik edildiğini, bu işlemle ilgili olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, davalının mirasbırakanın hasta ve yaşlı oluşundan, tek çocuğu ...’in de Almanya'da ikamet etmesinden yararlanarak taşınmazın adına tescilini sağladığını, mirasbırakanın alzhimer hastası olması sebebiyle kendi resmi işlerini göremez durumda olduğunu, Sapanca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/163 Esas - 2013/196 Karar sayılı kararı uyarınca ...'in mirasbırakana vasi olarak atanmasına karar verildiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., yapılan işlemlerde sahtecilik bulunmadığını, davacı ...'in Kadıköy 1. Aile Mahkemesinin 2010/67 Esas sayılı dosyasında mirasbırakana karşı boşanma davası açmış olduğunu, bu tarihten itibaren de müşterek haneyi terk ettiğini, mirasbırakana uzun zamandır kardeşi ...'in baktığını; davalı Tapu Müdürlüğü, vekaletname ile yapılan işlemlerde, vekalet verenin temyiz kudretine sahip olup olmadığı hususunun araştırılması ve tespit edilmesi görevinin vekaleti düzenleyen notere ait olduğunu, bu nedenle dava konusu satış işlemini düzenleyen ve tescili yapan Tapu Müdürlüğünün ihmal ve kusuru bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/01/2020 tarihli ve 2014/52 E., 2020/17 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı gerekçesi ile davanın davalı Tapu Müdürlüğü yönünden reddine, diğer davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davalı ... Tapu Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın bu kısmı kaldırılarak nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmadan eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, davacının dava dilekçesinde ...'e satılan payın iptalini talep etmiş olmasına rağmen; dosyaya sunulan bilirkişi raporunda hem arsanın bedeli hem de arsa üzerinde tapu kaydında görünmeyen binanın bedelinin tespit edildiğini, arsa ve bina bedeli toplamı olan 330.000,00 TL üzerinden dava değerinin arttırıldığını, davacıların sahtecilik iddiasına dayandıklarını, yapılan işlemlerin tamamının hukuk kurallarına uygun olarak yapıldığını, sahtecilik olmadığını, daha sonra iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına aykırı olarak, uyuşmazlığın mirasbırakanın fiil ehliyetinin yerinde olup olmadığı noktasına getirildiğini, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun raporunu kabul etmediklerini, 22.08.2013 tarihinde İstanbul Maltepe Devlet Hastanesi raporunda, mirasbırakanın akli melekelerinin yerinde olduğunun belirtildiğini, çelişkili rapor düzenlendiğini, çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilmesi yönündeki taleplerinin karşılanmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/03/2021 tarihli ve 2020/1113 E., 2021/440 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunun sabit olduğu gerekçesi ile HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davalı ...'in istinaf isteminin esastan reddine, davalı Tapu Müdürlüğünün istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile; davalı Tapu Müdürlüğü yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin doğu olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş, davanın davalı ... Tapu Müdürlüğü yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve sahtecilik hukuki nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi, şahsın hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış. 10. maddesi de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü” eylem ve işlem ehliyeti olarak da tarif edilerek, aynı Yasa'nın 13. maddesinde “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu Yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, TMK'nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. Bu ilke 11.6.1941 tarihli ve 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsenmiştir.
3.2.2. Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar.
Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta gözlem (müşahede) kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282. maddesinde belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşü” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesinden rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK'nın 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine ve özellikle dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş biçiminden ehliyetsizlik hukuki nedenine de dayanıldığı gözetilerek davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı Tapu Müdürlüğü yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 17.005,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına, 14/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.