Logo

1. Hukuk Dairesi2021/2566 E. 2022/1143 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapulu taşınmaza harici satış ve zilyetlikle iktisap iddiasına dayalı tapu iptal tescil davası ile gaiplik ve Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptal tescil davasının birleştirilmesinden doğan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapulu taşınmazların harici satış ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, 20 yıllık zilyetliğin de TMK m.713/2'deki koşulları karşılamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - GAİPLİK

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil, gaiplik davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş, karar süresi içinde taraflarca duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 15/02/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılardan ... ve vekilleri Avukat ... ile temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat ...... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen başka gelen olmadı, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar, dava konusu 1145 ada 15 no.lu parselin mirasbırakanları tarafından haricen satın alındığını ve 1956 yılından itibaren zilyetliklerinin devam ettiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.

Birleştirilen davada davacı ... İdaresi, 1145 ada 15 parsel sayılı taşınmazın aslının vakıf olduğunu belirterek, kayıt maliklerinin gaipliğine ve Vakıflar Kanunu′nun 17. maddesi uyarınca tapusunun iptaliyle Vakfı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Taşınmaz yargılama sırasında kamulaştırılmış ve 460.164,00 TL kamulaştırma bedeli kayyımlık hesabına aktarılmıştır.

II. CEVAP

Davalı Kayyım, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22/02/2019 tarihli ve 2010/642 Esas, 2019/91 Karar sayılı kararında; TMK′nın 32. ve devamı maddelerine göre gaiplik koşullarının gerçekleştiği, diğer yandan taşınmazın aslının icareli vakıflardan olduğu, 5737 sayılı Kanun′un 17. maddesine göre davacı Vakıf adına tescil koşullarının oluştuğu; Vakfa ait taşınmazların zilyetlikle edinilmesinin de mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüyle 1145 ada 15 parsel sayılı taşınmazın malikleri olan ...'nın gaipliğine, taşınmazın kamulaştırılması nedeni ile kayyım hesabına aktarılan 460.164 TL'nin varsa faiz getirisi ile birlikte birleştirilen davada davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davanın davacıları ve birleştirilen davanın davalısı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Taraflar, davada dayandıkları iddia ve savunmalarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11/02/2021 tarihli ve 2019/1522 Esas, 2021/232 Karar sayılı kararında; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeleri benimsenmek suretiyle tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davanın davacıları ve birleştirilen davanın davalısı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Taraflar, davada dayandıkları iddia ve savunmalarını tekrarlayarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapulu taşınmaza yönelik haricen satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali-tescil; birleştirilen dava, gaiplik ve Vakıflar Kanunu′nun 17. maddesine dayalı tapu iptali-tescil isteklerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) ″Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.″ şeklindeki 706. (743 sayılı Medeni Kanunu′nun 634.), 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) ″Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır.″ şeklindeki 237. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213.) ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun ″Mülkiyete, mülkiyetin gayrı ayni haklara ve müşterek bir arzın hissedarları veya birbirine muttasıl gayrimenkullerin sahipleri arasında bunlardan birinin veya bir kaçının o gayrimenkul üzerinde mevcut veya inşa edilecek binanın, muayyen bir katından veya dairesinden yahut müstakillen istimale elverişli bir bölümünden munhasıran istifadesini temin gayesiyle Medeni Kanun'un 753. maddesi hükümlerine göre irtifak hakkı tesisine veya tesisi vadine mütedair resmi senetler tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından tanzim edilir.″ şeklindeki 26. maddeleri uyarınca hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz.

Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de ″Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da (″ölmüş ya da″-AYM'nin 17.03.2011 tarihli kararıyla iptal edildi) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir″ şeklindeki TMK'nın 713/2. maddesidir.

3.2.2. Diğer taraftan, 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde ″Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.″; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde, ″Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.″ hükümleri düzenlenmiştir.

3.3. Değerlendirme

Somut olayda, dava konusu taşınmaz ″... Vakfından″ icareli şerhiyle 1940 yılında kadastro suretiyle tapuya tescil edilmiş olup, asıl davada davacılar harici satın alma ve zilyetliklerinin 1956 yılında başladığını ileri sürmüşlerdir.

Tapulu taşınmazların harici satın alma ve zilyetlik yoluyla kazanılması hukuken mümkün olmadığı gibi; 1956 yılında başladığı ileri sürülen zilyetliğin, eski Medeni Kanun′a vakıf taşınmazlarının zilyetlikle edinilemeyeceği hükmünü getiren 903 sayılı Kanun′un yürürlüğe girdiği 1967 yılına kadar 20 yılı doldurmadığı ve TMK'nın 713/2. maddesindeki iktisap koşulunun gerçekleşmediği açıktır.

VI. SONUÇ:

Dosya içeriğine, toplanan delillere, yukarıda değinilen ilke ve olgulara, kararın (III) ve (IV/3) no.lu bentlerindeki gerekçeye göre, yazılı biçimde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, tarafların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL. bakiye onama harcının temyiz eden asıl davanın davacılarından, aşağıda yazılı 23.575,35 TL. bakiye onama harcının temyiz eden birleştirilen davanın davalısından alınmasına, 15/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.