Logo

1. Hukuk Dairesi2021/274 E. 2022/375 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vekaleten sattığı taşınmazların ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebiyle tapu kayıtlarının iptali ve terekeye iadesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye iade talebinin tüm mirasçıların davaya dahil olmasıyla usulüne uygun hale geldiği, ancak mirasbırakanın fiil ehliyetine sahip olduğunun ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının esastan reddinin onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, tazminat davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı ve asli müdahiller tarafından istinafı üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve asli müdahiller tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 18.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve asli müdahil ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden asli müdahil ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’ın kardeşinden miras kalan dava konusu 284 ada 20 parsel ve 1, 5, 10, 31, 36, 40, 43, 49, 50, 53, 606, 48, 190 ve 265 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının satışı hususunda yeğeni olan davalı ...’e vekaletname verdiğini, ancak vekilin vekalet görevinin kötüye kullanarak taşınmazları akrabaları olan diğer davalılar...’e satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakana herhangi bir bedel ödenmediğini, ayrıca mirasbırakanın hukuki işlem yapabilme yeteneğine sahip olmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ve miras payı oranında adına tesciline, ayrıca kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazlar varsa bunlar yönünden bedelinin payı oranında tahsiline karar verilmesini istemiş, cevaba cevap dilekçesinde ise talebini terekeye iade istekli olarak değiştirdiğini bildirmiştir.

Asli müdahiller, davacı yanında aynı iddialarla müdahale talebinde bulunarak, tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacının miras payı oranında istekte bulunmasının mümkün olmadığını, öncelikle bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, mirasbırakanın hissedarı olduğu ancak fiilen hiç kullanmadığı dava konusu taşınmazların satılması amacıyla kendisine vekaletname verdiğini, geçerli vekaletnameyle işlemlerin yapıldığını, satış bedellerinin davacıların murisine ödendiğini, temlik tarihinden uzun süre geçtikten sonra şimdi kötüniyetli olarak dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuşur.

Diğer davalılar ...; mirasbırakanın terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan davacının miras payı oranında istekte bulunmasına olanak olmadığını, öncelikle bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazların davacının mirasbırakanın iradesi ile satıldığını, satış bedellerinin ödendiğini, davacının mirasbırakanının ölünceye kadar hiçbir itirazı olmamasına rağmen ölümünden sonra dava konusu taşınmazların değerlenerek organize sanayi bölgesi kurulacak olması sebebiyle davacının şimdi kötüniyetli olarak dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, öte yandan işin esası bakımından ise Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınan rapor ile mirasbırakanın vekaletname tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun saptandığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahiller istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

Davacı ve asli müdahil ... vekili, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlandığını, satış işleminin bedelsiz olduğunu, davalıların mirasbırakanlarına bedel ödediklerini ispatlayamadıklarını, davalının cevap dilekçesinde de devirlerin bağış olarak kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek bu hususu doğruladığını, ayrıca aleyhlerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

Asli Müdahil ... vekili, iddianın ispatlandığını, satış işlemi nedeniyle mirasbırakana bir bedel ödediğinin davalılar tarafından ispat edilemediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, dava konusu taşınmazların mirasbırakanın amca çocuklarına ve amca çocuğunun oğluna devredildiğini, mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesine rağmen aleyhlerine nispi vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23.11.2020 tarihli ve 2020/1393 E., 2020/1823 K. sayılı kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle, davacı ve asli müdahillerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1. madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahil ... vekili ile asli müdahil ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı ve asli müdahil ... vekili, dava dilekçesinde her ne kadar pay oranında tapu iptali ve tescil talep edilmişse de cevaba cevap dilekçesiyle talebin terekeye iade istekli olarak değiştirildiğini, ve tüm mirasçıların davaya muvafakat edip, davaya dahil edilerek davanın sürdürüldüğünü, Mahkemece usulden ret gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, tüm davalıların amca çocukları olup el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, mirasbırakanlarına satış bedelinin ödenmediğini, dava konusu taşınmazlardan bir kısmının davalı vekil Beşir tarafından diğer davalılara devredilip sonrasında geri alındığını, bu durumun dahi vekalet görevinin kötüye kullanıldığının göstergesi olduğunu, davalı tanığı ...’ın beyanlarının doğru olmadığını, anılan tanık hakkında yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca Mahkemece davalılar lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığını belirterek, kararının bozulmasını istemiştir.

Asli müdahil ... vekili, Mahkemece davanın pay oranında açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevaba cevap dilekçesiyle talebin terekeye iade istekli olarak değiştirildiğini ve diğer mirasçıların asli müdahil olarak davada yer aldığını, davalıların akraba olup el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, mirasbırakana satış bedellerinin ödenmediğini, davalı tanıklarının beyanlarının doğru olmadığını, davanın usulden reddine karar verildiği halde davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararının bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506. maddesi “Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” ,

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

3.2.4. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 3. maddesi "Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine ve özellikle 6100 sayılı HMK’nın 141. maddesi gereğince cevaba cevap dilekçesiyle talebin terekeye iade istekli olarak değiştirildiği, mirasbırakanın diğer mirasçılarının da davaya muvafakat ettiği gözetildiğinde davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, davanın esastan reddi doğru olduğuna göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının ve asli müdahillerin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ve asli müdahillerden ayrı ayrı alınmasına, 18/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.