Logo

1. Hukuk Dairesi2021/2810 E. 2022/1846 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında nehir yatağı olarak tescil harici bırakılan taşınmazın, nehrin yatak değiştirmesiyle oluşan yeni arazi üzerinde tapu kaydı ve zilyetlik iddiasına dayalı tescil talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, nehir yatağının zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle tescil talebini reddetmesi, yeterli araştırma ve uygulamaya dayanmadığı, yasal hasımların davaya dahil edilmediği ve taşınmazın tapu kaydı kapsamında olup olmadığının belirlenmesi için gerekli incelemelerin yapılmadığı gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair verilen karar bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, çekişme konusu yerin kadastroca Menderes Nehir yatağında kaldığından tescil harici bırakıldığını, oysa 26.6.1943 tarihli 71, 26.10.1943 tarihli 11 no.lu tapularının kapsamında olduğunu, nehrin yatak değiştirmesi ile taşınmazın yeniden ortaya çıktığını, imar ihya ile tarım arazisi haline getirildiğini ileri sürerek, tescil isteğinde bulunmuşlardır.

II. CEVAP

Davalı Hazine cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın kamunun menfaatine bırakılmış yerlerden olduğunu, taşınmazın zilyetlikle özel mülkiyete konu teşkil edecek yerlerden olmadığını ve davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının da oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2014 tarihli ve 2012/438 Esas, 2014/123 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Bir kısım davacılar vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacıların tapu kayıtlarının kapsamında olduğunu ve üzerinde iktisap koşullarının müvekkilleri lehine gerçekleştiğini, Mahkemece yetersiz bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulduğunu, taşınmaz bölümlerinin dere yatağı olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu kaydı ve zilyetliğe dayalı olarak tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi, "Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. "

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "

3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

3.2.5. 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi " (1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.

(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.

(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. "

3.2.6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartlarından olduğu hükümlerini içermektedir.

3.2.7. Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın 1955 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında Menderes Nehri yatağı niteliğiyle tescil harici bırakıldığı, daha sonra Menderes Nehri’nin yatak değiştirdiği, nehrin yatak değiştirmesi üzerine ortaya çıkan çekişme konusu taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Davacılar, taşınmazın mirasbırakanları adına kayıtlı 26.06.1943 tarihli 71 ve 26.10.1943 tarihli 11 no.lu tapu kayıtlarının kapsamlarında ve zilyetliklerinde olduğunu, kadastro sırasında nehir geçtiğinden adlarına tespit edilemediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.

3.3.3. Mahkemece, davanın zilyetliğe dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, taşınmazın Menderes Nehri'nin yatak değiştirmesi sonucu oluştuğu nehir yataklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen hükmün yeterli bir araştırma ve uygulamaya dayalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.

3.3.4. TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişilerin davaya katılımları sağlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir.

3.3.5. O halde Mahkemece, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, komşu parsellere ait tutanak örneği ve varsa dayanağı kayıtlar ile tapu kayıtlarının dayanağı tescil ilamına ait dava dosyası ve krokisi getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra taşınmaz başında fen bilirkişi, Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü öğretim üyesi ziraat bilirkişisi ve jeolog bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, öncelikle teknik bilirkişi eliyle davacı dayanağı tapu kayıtlarının haritaları zemine uygulanarak tapu kayıtlarının kapsamı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritalarına göre belirlenmeli, haritaların uygulanamaması durumunda ise, sınırlar tek tek okunarak bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, kapsam tayininde komşu parsellerin dayanak kayıtlarından da yararlanılmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, tapu kaydının ve haritasının kapsamında kaldığının tespiti halinde davanın kabulüne, tamamı veya bir kısmı tapu kapsamının dışında kaldığının tespiti halinde zilyetlik durumunun araştırılması gerekli olup, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği dere veya dere yatağı niteliğinde olup olmadığı, taşınmaz üzerinde ne olduğu, imar-ihya edilip edilmediği edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiye büro incelemesine dayalı hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazın konumu ve hangi hava fotoğrafında hangi nitelikte olduğu konusunda, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği, imar-ihya edilip edilmediği edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı ve kullanım durumunu kesin olarak belirtir şekilde, jeolog mühendisi bilirkişiden ise çekişmeli taşınmazların aktif nehir yatağı niteliğinde olup olmadığı aktif nehir yatağı değil ise nehirin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli raporlar alınmalı, tescil davasının Hazine ile birlikte ilgili kamu tüzel kişiliği aleyhine yürütülmesi yasal zorunluluk olduğu ve bu sebepten 6360 sayılı Kanun gereğince Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Koçarlı Belediye Başkanlığının da davada taraf olması gerektiği düşünülmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle Mahkemece, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.