Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3817 E. 2022/1712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın tescili davasında, davacıların mülkiyet iddiasında bulundukları alanın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı ve tescile konu olup olamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacıların tapu kaydıyla belirlenen mülkiyet alanının bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kamu malı niteliğinde olduğu, bu kısmın tescile konu olamayacağı, ancak kıyı kenar çizgisi dışında kalan kısmın davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davacı ve dahili davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., Görele ilçesi Çavuşlu beldesi Şahali köyünde yapılan kadastro çalışmalarında kendisi ve kardeşi ...'e ait taşınmazın hatalı şekilde kıyı kenar çizgisine dahil edilerek kendi adlarına tespit görmediğini, oysa Görele ilçesi Şahali köyü Yolönü mevki sayfa no: 273, sıra no: 110 ve 12.06.1963 tarih ile yine sayfa no: 53, sıra no:161 ve 30.03.1965 tarihli tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza ait olduğunu, dava konusu taşınmazın 1996 yılında Karayolları tarafından kamulaştırıldığını, 53 parsel numarası verildiğini, kendilerinin kamulaştırma bedeli alamadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın kendileri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı 01/05/2007 tarihli duruşmadaki beyanında, dava konusu taşınmaza bildirmiş olduğu tapu kaydının uygulanarak babasının mirasçıları adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, ......, ...... ve ... aynı nedenlerle davaya dahil edilmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Görele Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine yargılama yapan görevli Görele Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2009 tarihli ve 2006/295 E., 2009/256 K. sayılı kararıyla; ilk keşifte uygulanan davacılara ait tapu kaydının dava konusu yere uyduğu ancak hudutlarının tam olarak gösterilemediği, tapu kaydında bir hududun lebiderya (deniz) olarak gösterildiği, Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğünden dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin hazırlanan kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın getirtildiği, taşınmaz sahiplerine tebliğ edilmediğinden kesinleşmediğinin anlaşıldığı, Mahkemece yapılan keşif ile uzman bilirkişi kurulundan dava konusu yere ilişkin kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinin istendiği, bilirkişi kurulunca belirlenen kıyı kenar çizgisine göre fen bilirkişilerince dava konusu yerde davacıların talep edebilecekleri miktarın belirlendiği ve hazırladıkları krokide bu yeri (A) harfi ile 156.68 m² ve (B) harfi ile 67.56 m² olarak gösterdikleri, uzman bilirkişi kurulu raporunun bilimsel, gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişileri ...... ......'ın 19/10/2009 tarihli rapor ve krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 156,68 m² 'lik yer ve (B) harfi ile gösterilen 67,56 m²lik yerin, yeni parsel numaraları verilerek, 5/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin davacı ... ..., 3/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin ... adına tapuya tesciline dair karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve dahili davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen karar Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 31/10/2012 tarihli ve 2012/7011 E., 2012/8479 K. sayılı ilamı ile; “... Davanın, tapu kaydına dayalı tescil istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının, Şubat 1289 tarih ve 20 sıra numaralı sicilden ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1963/662-1964/86 Esas ve Karar sayılı ilamı ile yüzölçümü 4415 m2'ye çıkartılan 30 Nisan 1964 tarih ve 224 sıra numaralı tapu kaydından geldiği, dayanılan tapu kaydının kamulaştırma suretiyle 1964, 1968 ve 1996 yıllarında ifraz gördüğü, taşınmazın bir kısmının kamulaştıran idareye geçip bir kısmının davacı taraf uhdesinde kaldığı, ne var ki, Mahkemece kamulaştırma sonucu yapılan ifraza ilişkin harita getirtilip zemine uygulanmadığı gibi; keşif sırasında uygulanan 53 numaralı kamulaştırma parselinin davacıların dayandığı tapu kaydından ifrazen oluşan parsel olup olmadığının da belirlenmediği, doğru sonuca varılabilmesi için yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılması, 3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesine göre temyize konu taşınmaz bölümünün yani dosyadaki hükme dayanak yapılan bilirkişi krokisinde 53 numaralı parsel olarak (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümler dışında kalan bölümlerin tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmek suretiyle toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Görele 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2013/15 E., 2019/182 K. sayılı kararıyla; keşif sırasında uygulanan 53 numaralı kamulaştırma parselinin A ve B harfleri dışında kalan C harfi ile gösterilen bölümün tapu kapsamında bulunduğu 24/07/2018 tarihli fen bilirkişileri raporunda ve ekli krokisinde gösterilmiş ise de C harfi ile gösterilen kısmın kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunduğu, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kamu malı niteliğinde yerlerden olduğu ve tescile tabi yerlerden olmadığı gerekçesiyle Giresun ili, Görele ilçesi, Çavuşlu beldesi, Şahali Mahallesinde kain 243 ada 1 parselin bitişiğine bulunan ve tespit dışı bırakılan fenni bilirkişiler ... tarafından düzenlenen 24/07/2018 tarihli rapora ekli krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 156,68 m² 'lik yer ve (B) harfi ile gösterilen 67,56 m²lik yerin, yeni bir adada ayrı ayrı yeni parsel numaraları verilmek suretiyle, 5/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin davacı ... ..., 3/20 hissesinin dahili davacı ..., 3/20 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve dahili davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı ve dahili davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle,mevcut tapu kayıtlarının halihazırda fen teknik bilirkişi raporunda işaret edilen ve A ile B harfleri ile gösterilen alanlardan çok daha fazlasını kapsadığı, bu alanların bir kısmının kamulaştırma yapılması nedeniyle taşınmazın toplam yüzölçümünde daralma meydana gelmiş ise de, kamulaştırılan alanlardan başka fen teknik bilirkişi raporunda C harfı ile gösterilen alanın da davacılara ait olduğunun dosya kapsamıyla sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

Davalı Hazine temsilcisi, Mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

6.2.Hukuki Nitelendirme

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3.Değerlendirme

6.3.1. (IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı ve dahili davacılar vekili ile kısmen kabule yönelik ilk hükmü temyiz etmeyen davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ve dahili davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.