"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar ve bir kısım feri müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Malatya ili, Battalgazi ilçesi, Meydancık Köyünde bulunan gayrimenkullerin bir kısmının 1974 yılında yapılan kısmi kadastro çalışması ile tespit edildiğini, ekte sunduğu tapu ve vergi kayıtlarında sınırları belirtilen alanın müvekkilerinin dedelerine ait olduğunu, müvekkillerinin dedelerinin şu anda arazide bulunan şahıslar ile kan davaları olduğundan buradan göçtüğünü, ancak davaya konu taşınmazları kiraya vererek zilyetliğini sürdürdüğünü, davacıların köyde olmayışını fırsat bilen davalıların 60 parça taşınmazı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak açtıkları davalarla hileli olarak adlarına tapuladıklarını, bir kısmı davalılar adına bu şekilde tapulanan bir kısmı da tescil harici alanda kalan taşınmazların davacıların dedeleri tarafından taşları ayıklanarak imar ihya edildiğini, ancak davalıların açtıkları davalarda birbirlerine şahit olduklarını ve köy muhtarlığının da bu hususa göz yumduğunu, dilekçe ekinde sunulan tapu ve vergi kayıtlarının davaya konu taşınmazları kapsadığını ve taşınmazların davacıların mirasbırakanları tarafından 50-60 yıl kullanıldığını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı 60 parça taşınmazın tapularının iptali ile davacılar adına tescilini, kadastro görmeyen bölümde ise tapu ve vergi kayıtlarının kapsadığı taşınmaz bölümlerinin davacılar adına tescilini talep etmiştir.
Davacılar ve bir kısım feri müdahiller vekili Av. ... aşamada sunduğu 14/07/2015 tarihli dilekçesinde; tapu maliki olarak görülen ve davacıların mirasbırakanı olan ... ... mirasçılarının bir kısmının vekaletini sunarak bu kişilerin de miras payı bulunduğundan bahisle davacılar yanında feri müdahil olarak dahil edilmelerini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; hükmen davalılar adına tescil edilen taşınmazların Hazine ile bağlantısının bulunmadığını, davanın süresi içerisinde açılmadığını, davaya konu yerin 1975 yılında tescil harici bırakılmasına ilişkin işlemin de kadastro işlemi olduğunu, davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03/04/2008 tarihli ve 2006/210 E., 2008/158 K. sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil istemi yönünden davalılar adına kayıtlı taşınmazların hükmen oluştuğu, yargılama sırasında yapılan ilanlara itiraz edilmediği, tapu kayıtlarının oluşumuna esas yargılama ve kadastro çalışmalarına ilişkin şikayetler hakkında takipsizlik kararı verildiği, tescil istemi yönünden ise davalı Köy Tüzel Kişiliği ve Hazine adına oluşan tapu kaydı bulunmadığından bunlar yönünden husumet bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09/12/2010 tarihli ve 2010/2617 E., 2010/5958 K. sayılı ilamıyla; tapu iptali ve tescil istemine ilişkin kararın kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiş, eldeki davanın konusunu oluşturan tescil istemi yönünden ise; “Dava konusu taşınmazların bulunduğu Meydancık Köyünde 1974-75’li yıllarda baraj inşaatı nedeniyle kısmi kadastro çalışmaları yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlar Battalgazi ve Malatya Asliye Hukuk Mahkemelerinin muhtelif tarih ve sayılı tescil davalarının kabulü ve kesinleşmesi ile davalı gerçek kişiler adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacılar vekilinin tescil davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacılar dava dilekçesinde Meydancık Köyünün kadastro çalışması yapılmayan bölümünde yer alan miras bırakanları adına tapu ve vergi kayıtları bulunan taşınmaz bölümlerinin adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir. TMK'nın 713. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre, tescil davasının Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine karşı açılması gerekir. Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliği bu tür davalarda yasal hasımdır (TMK.m.713/3.fıkra). Mahkemece, istek göz ardı edilerek Hazine ve Meydancık Köyü aleyhine açılan davanın esası incelenerek hüküm kurulması gerekirken, husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir. Dava konusu-tescili talep edilen taşınmaz bölümünün keşfen belirlenmesi, TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları uyarınca gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması, yukarıda açıklandığı üzere köyde kadastro çalışmalarının devam ettiği bildirildiğine göre, nizalı kısım bakımından kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti, kadastro tutanağı düzenlenmişse 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesine göre kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte genel mahkemelerin görevi sona ereceğinden ve göreve ilişkin kurallar kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında göz önünde tutulacağından, görev hususunun da düşünülmesi gerekir.” gerekçesiyle, Hazine ve Meydancık Köyü taraf gösterilmek suretiyle açılan tescil davasının reddine ilişkin hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, tescil talebine konu taşınmazlar hakkında bu taşınmazların Kadastro Mahkemesinde görülen davalara konu olduğu gerekçesiyle ara karar ile tefrik kararı verildikten sonra, 15/11/2018 tarihli ve 2018/233 E., 2018/595 K. sayılı kararla; davaya konu taşınmazların Malatya Kadastro Mahkemesinin 2015/33 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle çekişmeli 101 ada 401 ila 581 parsel sayılı taşınmazlar hakkında Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmeksizin 28/12/2018 tarihinde kesinleştiğine ilişkin şerh hazırlandıktan sonra dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesi üzerine Malatya Kadastro Mahkemesinin 2019/6 E., 2019/9 K. 19/02/2019 tarihli kararıyla HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünde talep olmadığı takdirde mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, eldeki dosyanın talep olmaksızın Kadastro Mahkemesine gönderildiği gerekçesiyle dosyanın Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/02/2019 tarihli ve 2018/233 E., 2018/595 K. sayılı ek kararıyla süresi içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünde talepte bulunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve bir kısım feri müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Temyiz dilekçesinde özetle; görevsizlik kararının davacı tarafa usulsüz tebliğ edildiği, bu nedenle süresinde talepte bulunma imkanının olmadığı, görevsizlik kararında kanuna aykırı olacak şekilde dosyanın resen mahkemesine gönderileceğinin belirtildiği, bu nedenle kesinleşme şerhi kaldırılarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin gerektiği ileri sürülmüştür.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca;
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda re'sen karar verilir.
Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca;
Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine resen devrolunur.
Ayrıca müracaata kalmış davaların yenilenmesi halinde de yukarıdaki hüküm uygulanır.
Kadastro hakimi, devredilen bu dava dosyaları ile 5. madde gereğince müdür tarafından gönderilen kadastro tutanaklarını birleştirerek 11. maddede yazılı şekle uygun olarak askı ilanını yaptırır.
İlan süresi bitmeden duruşmaya başlanamaz. Henüz kesinleşmemiş olan davalara, kaldıkları noktadan bu Kanunda öngörülen esas ve usul dairesinde devam olunur.
Kadastro komisyonları tarafından 10. madde uyarınca gönderilen tutanaklar için de hemen askı ilanı yaptırılarak 28. maddenin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılır. Hakim, usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemez.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğinden, dava konusu taşınmazların bulunduğu Meydancık Köyünde 1974-75’li yıllarda baraj inşaatı nedeniyle kısmi kadastro çalışmaları yapıldığı, kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan ve davacı tarafın tescil talebine konu olan taşınmazların 18/09/2006 tarihinden başlayan kadastro çalışmalarında 101 ada 401 ila 581 parsel numaralarıyla tespit edilen taşınmazlara tekabül ettiği, bu nedenle genel mahkemenin görevinin Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca sona erdiği anlaşılmaktadır.
6.3.2. Mahkemece HMK’nın 20. maddesi uyarınca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için süresinde talepte bulunulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Kadastro Kanunu’nun 27. maddesinde bu tür dosyaların mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiş olup, bunun için tarafların talebine gerek bulunmamaktadır. Anılan hüküm, HMK'nın 20. maddesine nazaran özel hüküm niteliğinde olduğundan mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması isabetsizdir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar ve bir kısım feri müdahiller vekilinin temyiz itirazının bu yönden kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.