"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kabul kararının Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin kararın süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I.DAVA
Davacı vekili, temyize konu Pazar ilçesi, Güney köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 293 ada 2 ve 329 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalı ... mirasçıları adına tespit ve tescil edildiğini, ancak bu taşınmazların davacının dedesi ... ...’dan geldiğini, terekesinin taksim edilmediğini, davacının halalarının hissesi ile kız kardeşlerinin hissesini satın aldığını ileri sürerek, bu taşınmazların tapu kaydının 15/60 oranında iptali ile bu payın davacı adına tescilini istemiştir.
II.CEVAP
Davalılar ... ve müşterekleri, dava konusu taşınmazların 30 yılı aşkın zamandır mirasbırakanları ... tarafından kullanıldığı için kadastroda murisleri adına tespit ve tescil edildiğini, halen zilyet olduklarını, davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, kök muris ...’un terekesinin taksim edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/09/2014 tarihli ve 2009/429 Esas - 2014/669 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne temyize konu çekişmeli 293 ada 2 ve 329 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının 15/60 oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma İlamı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.04.2016 tarihli ve 2015/3632 Esas - 2016/3609 Karar sayılı kararıyla, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri gereğince bütün mahkeme kararlarının gerekçeli yazılmasının zorunlu olduğu halde Mahkemece delillerin tartışılarak değerlendirilmesinin yapılmadığı, kararda sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer almadığı ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı yani kararın gerekçe içermediği belirtilerek" bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Pazar ( Rize ) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/01/2019 tarihli ve 2016/411 Esas - 2019/31 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne temyize konu çekişmeli 293 ada 2 ve 329 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, taşınmazların toplam 4 pay olduğu kabul edilerek 1 payın davacı adına tapuya tesciline, kalan 3 payın verasete iştirak şeklinde davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5.Temyiz Nedenleri
Davalı tarafın şahitlerinin mahkemece dinlenmediğini, Yargıtay bozma ilamından sonra ikinci bir keşfin yapılmadığını, kök muris Maksut Kanberoğlun’dan intikal eden tüm malların tespit edilerek hepsinin mirasçıları adına eşit miktarda pay edilmesi taleplerinin Mahkemece değerlendirilmediğini, davacının hiçbir bedel ödemeden kız kardeşlerinin hisselerini satın alarak diğer mirasçıların hakkına girdiğini, davacının yargılamanın başında kendi üzerindeki taşınmazları torununa devir ederek mahkemeyi yanılttığını, dava konusu edilen taşınmazların yüz ölçümlerinin çok küçük olduğu hususunun Mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, Mahkemenin kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu 293 ada 2 ve 329 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik nedeniyle belgesizden ... mirasçıları adına verasete iştirak halinde tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 01.12.2009 tarihinde açıldığı, davalıların cevap dilekçesinde tanık deliline dayandığı, Mahkemece tensip tutanağında “Taraflara tanık dahil her türlü delillerini bildirmeleri için gelecek celseye kadar kesin mehil verilmesine” yönelik ara karar kurulduğu, tensip zaptı davalılara tebliğ edilirken ‘varsa delillerinin ilk duruşma gününde ibraz etmeleri ’ ihtar edilmiş, ancak açıkça tanık delilinden bahsedilmemiştir.
Yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, sadece davacıya 21.12.2009 tarihli oturumda delillerini bildirmesi için kesin süre verildiği, davalı tarafa delillerini sunması için herhangi bir süre ve imkan tanınmadığı, sonuçlarının da hatırlatılmadığı belirlenmiştir. Davalı tanıkları dinlenilmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, iddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkını" da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır.
Öte yandan, tanık delili, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 240 ile 266. maddeleri arasında düzenlenmiş olup HMK’nın 240/2 maddesinde; ''Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar...” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer yandan; “Tarafa verilen kesin sürenin, tanık göstermek için verildiği kararda açıkça belirtilmelidir. Tanık göstermeden (tanık listesi verilmesinden) söz edilmeden ‘delillerin gösterilmesi için kesin süre verilmesine’ biçiminde genel bir ifade ile verilen kesin süre içinde tanık göstermeyen tarafın, tanık gösterme hakkı düşmez.” (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul, ... Aş., 6.Baskı, 2001, III.Cilt, s 2582 ve 2583)
Ne var ki; Mahkemece, delil bildirimi için HMK’nın 140/5. maddesi uyarınca verilen kesin süreye ilişkin ihtaratın içeriğinde tanık listesi yer almadığından davalı tarafa tanık isimlerini bildirmek üzere usulünce verilmiş bir kesin sürenin varlığından bahsedilmesi mümkün değildir.
Bu durumda davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı söz konusu olmaktadır. Davalı ... bu hususu temyiz sebebi yapmıştır. Bu bakımdan davalının temyiz itirazları yerinde bulunmaktadır.
Hâl böyle olunca; Mahkemece davalı tarafa dava ile ilgili delillerini bildirmek için süre ve imkan tanımak, bildirdiği takdirde delillerini toplamak, varsa tanıklarını HMK'nın 243. maddesinde gösterilen şekilde dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Bundan ayrı; dosya arasında bulunan tapu kaydına göre, davalılar verasette iştirak şeklinde kayıt maliki olup, birinin temyizi diğerlerine de sirayet edeceğinden temyiz etmeyen mirasçılar da bundan yararlanır.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalı ...'a iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.