"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davacının taleplerinin ayrı ayrı reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacı ... ile dava dışı ... ... arasında 29.08.1991 tarihinde Eskipazar Noterliğinde 2466 yevmiye numaralı "Düzenleme Zilyetliğin Devrine Dair Senet" düzenlenerek ... ...’ın davacı ...'ya kadimden beri zilyedinde bulunan Çankırı ili Eskipazar ilçesi Hanköyü Yörük mahallesinde kain Kıraç Mevkii doğusunda dere, batısında ... ... kuzeyinde ... ... ve Güneyinde ... ... ile çevrili 6000 m² yüzölçümlü taşınmaz ile doğusunda ... ... batısında ve kuzeyinde ... ... ve Güneyinde çay ile çevrili 3000 m2 yüzölçümlü iki parça halindeki taşınmazı 1.000.000 lira bedel ile satarak zilyetliğini devrettiğini, söz konusu taşınmazların davacının zilyetliğinde ve mülkiyetinde bulunurken kadastro tespiti esnasında davalı ...'ın 120 ada 12 parsel de kayıtlı 3000 m2 taşınmazı kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini, ancak taşınmazın zilyedi ve gerçek sahibinin müvekkili ... olduğunu ileri sürerek 120 ada 12 parsel de kayıtlı 3000 m2 taşınmazın davalı ... adına kayıtlı tapunun iptali ile davacı adına tescil edilmesine, davalının adına tapu tescil tarihinden itibaren fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 500 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davalının dava konusu taşınmazı uzun yıllardan beridir nizasız ve fasılasız kullandığı ve ekip biçtiğini, 120 ada 12 parselde kayıtlı taşınmazı davalının 05.05.1990 senesinde önceki maliki ... ...’tan o günkü para değeri ile 425.000.000 TL’sına satın aldığını, davacının bu yerle ilgili ne Noterde yaptığı düzenleme şeklinde zilyetliğin devrine dair senet ile satış işleminde ne de daha sonra bu güne kadar iddiasının ve kullanımının olmadığını, davacı tarafın bu yerin davalıya ait olduğunu ve ilk malik olan kayınpederi ... ...’ın dava konusu taşınmazı daha önce davalıya bedeli karşılığında sattığını bildiği için de kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Eskipazar Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2017/39 Esas, 2018/80 Karar sayılı kararıyla, dava konusu edilen taşınmazın zilyetliğinin devrine ilişkin iki ayrı senet bulunduğu, senetlerin hangisinin geçerli olduğu hususu ile zilyetliğin devrinin hangi tarafa geçerli olduğunun değerlendirilmesi gerekmekte olduğu, davalının dayanmış olduğu 05/05/1990 tarihli senette "4.000m²lik doğusu ... ... ve ... ... tarlası, batısı ... ... tarlası, güneyi ... ve ... ... tarlası, kuzeyi köy yolu ve dere" olan tarlanın zilyet ... ... tarafından ...'a satılmış olduğunun görüldüğü, diğer yandan davacı tarafın dava dilekçesi ekinde bulunan 29/08/1991 tarihli senette ise "Kıraç Mevkiinde doğusu dere, batısı ... ..., kuzeyi ... ... ve güneyi ... ... ile çevrili 6.000m²lik" taşınmazı zilyet ... ... tarafından ...'ya satılmış olduğunun görüldüğü, 09/01/2018 havale tarihli fen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı tarafından sunulan 05/05/1990 tarihli senedin dava konusu taşınmaz ile aynen uyduğu, davacı tarafından sunulan 29/08/1991 tarihli senedin ise dava konusu taşınmazın kuzeyinde bulunan dava dışı 120 ada 7 parsel ve dava konusu 120 ada 12 parseli birlikte kapsadığı, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmazın 1990 yılında davalı tarafından zilyet ... ...'tan satın alındığı ve ... ... tarafından zilyetliğin tarafa devir edildiği, devirden sonra eski zilyet ... ... ya da davacının dava konusu taşınmaz üzerinde tasarrufunun bulunmadığının beyan edildiği, hem davalı tanığı hem de senette imzası bulunan şahit ... Köşe'nin ise davalının taşınmazı satın aldığı sene taşınmaz üzerinde ekinin bulunduğunu ve davalının da ev yapmak için acele etmesi nedeni ile zararını karşılamak sureti ile ekini bozarak evi yapmaya başladığını beyan ettiğinin görüldüğü, bu halde davalı tarafın satın almadan sonra zilyetliğin devir aldığına ilişkin herhangi bir kuşkunun bulunmadığı, davalının ise taşınmaz üzerinde zilyet olduğunu gösteren herhangi bir delillin dosya kapsamında yer almadığı, kaldı ki davaya dayanak olarak sunulan zilyetliğin devri senedinin yapıldığı tarih olan 29/08/1991 tarihinde taşınmazın ... ... tarafından zilyetliğinin davalı tarafa devredilmiş olduğunun değerlendirildiği, bu halde zilyetliğini devretmiş bulunan ... ...'ın mülkiyet hakkı bulunmayan taşınmaz üzerinde yeniden devir ve tasarruf etmesinin geçersiz olacağı bu devir ve tasarrufta devralanın hak sahibi olamayacağı, varsa koşullarının oluşması halinde geçersiz devre ilişkin zararını devredenden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebileceği ancak yeni malike karşı ileri sürülebileceği bir hakkının bulunmadığı, davacı taraf önceki malik ... ... tarafından dayanak senetten daha önce satın almanın gerçekleşmiş olduğu iddiasında bulunmuş ise de bu yönde dosyaya yansıyan ve bu iddiayı destekleyen delilin yer almadığı, her ne kadar davacı vekili tarafından 09/07/2018 tarihli celsede tapu iptal tescil talebinin mümkün olmaması halinde satış bedelini davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan etmiş ise de dava dilekçesinde buna ilişkin açık taleplerinin bulunmadığı, daha sonradan usulünce yöneltilen bu talep yönünden ıslah taleplerinin de olmadığı, ayrıca yukarıda da açıklandığı üzere satış bedelinin şartların varlığı halinde satın alınandan istenilmesi gerektiği gerekçesiyle, ispat olunamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tapusuz taşınmazın mülkiyetinin zilyetliğin devri ile geçtiğini, davacıya ait 29.08.1991 tarihli noterlikçe düzenlenen senedin mahallinde yapılan keşifte uygulandığı ve fen bilirkişi raporuna göre de dava dışı 120 ada 7 sayılı parsel ile dava konusu 120 ada 12 sayılı parsele uyduğunun belirlendiğini, zilyetlik devir senedi ile taşınmazın davacıya devredildiğini, senedin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmış senet olup muvazaa yada hile ile yapılmış olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2019 tarihli ve 2019/1891 Esas, 2019/1925 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 120 ada 12 sayılı parselin öncesinde ... ...'a ait ve zilyedinde olduğu, ... ... tarafından 05.05.1990 tarihli satış senedi ile davalı ...'a bedeli karşılığında satılarak zilyetliğin devredildiği, satış senedi ve içeriğinin tanık olarak dinlenen senet tanıkları beyanları ile de doğrulandığı, taşınmazı 1990 yılında satın alan davalı tarafından üzerine ev ve diğer muhdesatları yaparak tespit tarihine kadar malik sıfatı ile ilk malik ile birlikte 20 yılı aşkın malik sıfatı ile zilyet bulunduğu, davalı ... hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zileyetliği ile taşınmaz iktisap şartlarının gerçekleştiği, davacı taraf her ne kadar 29.08.1991 tarihli noterlik “Düzenleme Zilyetliğin Devir Senedine” dayanmış ise de, öncesi senetsiz olan taşınmazda zilyetliğin devedilmesi halinde senede değer verilebileceği oysa davacının taşınmaza hiç bir zaman zilyet olmadığının ve taşınmazın daha öncesinde ilk malik tarafından davalıya satılıp zilyetliğinin devredildiğinden ilk malikin taşınmazda hakkının kalmadığının belirlendiği, böylece davacı hakkında zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği, kaldı ki ecrimisil talebi yönünden davalının taşınmazı tapu maliki sıfatı ile kullanması nedeniyle zaten ecrimisile de hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, (IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Çankırı ili Eskipazar ilçesi Üçevler köyü çalışma alanında bulunan 120 ada 12 parsel sayılı ve 4.350,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kargir 2 katlı ev ve ahır ve garaj ve bahçe vasfıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 17.08.2009 tarihinde tescil edilmiştir.
Dava, kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
Zilyetliğin devri başlıklı 763. maddesinin birinci fıkrasında “Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o şeyin maliki olur.” düzenlemesi yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve Yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.