"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacılar ile davalıların murisi ...'nın kardeş olduklarını, ...'nın ise davacıların ve davalıların murisinin babası olup, davalıların dedesi olduğunu, ...'nın 1996 yılında, davalıların murisi ...'nın ise 2008 yılında vefat ettiğini; dava konusu...İli, ... Mahallesi, ...Mevkii, 102 ada 7 parselde kayıtlı 3.363,48 m² büyüklüğündeki taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında ... mirasçıları arasında haricen rızai taksim yapıldığından bahisle davalıların murisi ... adına tespit ve tescil gördüğünü, dava konusu taşımazın halen ... adına kayıtlı olup, 2008 yılında ölümüne rağmen davalılar adına intikal işlemlerinin yapılmadığını, 2007 yılında yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında davacıların taşınmaz başında bulunmamasından istifade eden davalılar murisi ...'nın dava konusu taşınmazı kendi adına yazdırdığını, davaya konu taşınmazın tapu kayıtlarında da görüldüğü üzere kargir ev ve bahçesi olarak kullanıldığını, babaları ...'nın 1996 yılında ölümünden sonra dava konusu taşınmazda anneleri ...'nın 2001 yılında ölümüne kadar oturmaya devam ettiğini, dava konusu taşınmazı tarafların hiçbir zaman taksime konu etmediklerini, gerek tespit öncesi, gerekse tespit sonrasında taşınmazın hiçbir zaman yalnızca davalıların murisi ...'nın zilyet ve tasarrufunda olmadığını, böyle bir taksim yapılmadığı halde, taşınmazın davalılar murisi adına tespit ve tescil ettirildiğini, oysa ki dava konusu taşınmaz üzerinde davacıların miras payı oranında hisselerinin bulunduğunu, kadastro tespitinin ortak muris ...'nın tüm mirasçıları adına yapılması gerekirken, yalnızca davalılar murisi ... adına yapılmasının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek; 102 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davanın öncelikle, hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın davalıların murisi ... adına tespiti öncesinde ve sonrasında dava konusu taşınmazın ortaklaşa kullanılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 2007 yılında kardeşlerin tümü ile babasından kalan tüm taşınmaz, taşınır para ve alacakları aralarında rızaen taksim ettiklerini, davacıların kendi adlarına da ortak olan malların tescil gördüğünü ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.02.2019 tarihli 2016/591 Esas , 2019/114 Karar sayılı kararıyla, ... 276 ada, 71 parselin 71 ve 72 parsel sayılı taşınmazların evvelce bir bütün halinde ... adına kayıtlı olup ve ceddinden intikalen taksimen nizasız fasılasız malik sıfatı ile 20 yılı aşkın süre ile kayıt malikinin zilyet ve tasarrufunda iken bu yerini 82 yılında haricen iki parçaya ifraz ederek 71 nolu parselin ...'ye, 72 nolu parselin ...'e zilyetliğini devretmiş olması nedeni ... adına tescil edildiği, aynı şekilde 295 ada 163 ve 164 nolu parsellerin bir bütün halinde ... adına kayıtlı ve onun zilyetliğinde iken ifraz edilmesi nedeni ile 163 nolu parselin ...'e 164 nolu parseli ...'ya devretmiş olması nedeni ile 163 nolu parselin ... adına 164 nolu parselin ... adına tespit ve tescil edildiği, aynı şekilde 304 ada 15, 16 parsellerin evvelce bir bütün halinde ...ya ceddinden intikalen ve taksimen ve malik sıfatı ile zilyetliğinde iken ...'nın bu taşınmazı ikiye ifraz ederek 15 nolu parseli ...'a 16 nolu parseli ...'e devretmesi nedeni ile 15 nolu parselin ..., 16 nolu parselin ... adına tescil edildiği, aynı şekilde 276 ada 21 parselin de ... adına kayıtlı ve onun tasarrufunda iken 1991 yılında kızı ...'e hibesi nedeni ile ... adına tespit ve tesciline benzer şekilde 276 ada 71 ve 72 parsellerin de kök muris ... adına kayıtlı iken adı geçenin bu yeri ikiye ifraz edip, kızları ... ve ...'e devir etmiş olması nedeni ile 71 parselin ..., 72 parselin ... adına tespit ve tescil edildiği, bu şekilde ...'dan intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında rızaen taksim edildiği, dava konusu taşınmazın da davalılar adına tapuya tescil edildiği gerekçesiyle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada ispat yükünün davalıya ait olduğunu, Kadastro Kanunu gereğince taksime dayanan tarafın bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, davalı tarafın dava konusu taşınmazın ... mirasçılara arasında taksim edildiği hususunu ispatlayamadığını, davalı tanıklarının taşınmazın rızaen taksim edildiği yönünde beyanda bulunmadıklarını, taşınmazın muris ...'nın ölümünden sonra tarafların anneleri ...'nın taşınmazda yaşamaya devam etmesi nedeniyle taksime konu edilmediğini, taşınmazın hiç bir zaman sadece davalılar murisi ... tarafından zilyet ve tasarruf edilmediğini belirterek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nin 14/11/2019 tarihli, 2019/702 Esas, 2019/1156 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın tarafların ortak murisi ...'nın 1996 yılında ölümü ile taraflara intikal ettiği, murisin ölümünden sonra taşınır ve taşınmaz malvarlığının mirasçıları arasında harici ve rızai taksime tabi tutulduğu; taksim sırasında dava konusu taşınmazın davalılar murisi ...'ya isabet ettiği; kadastro tespit işlemleri sırasında, ortak muristen kalan bir kısım taşınmazların da davacılar adına tespit edilerek, adlarına tescil edildiğinin anlaşıldığı, taksimin geçerliliği bakımından somut olayda olduğu gibi elbirliği mülkiyetinde tüm mirasçıların taksime katılmasının zorunlu olduğu,taksimin terekeye ait tüm taşınmazları kapsayabileceği gibi kısmi de olabileceği, taksimde eşitliğin zorunlu olmadığı, taksimin eşit olmamasının, miras paylarını karşılamamasının taksimi geçersiz kılmayacağı, teoride ve yerleşik Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere, itiraza uğramayan, karşı konulmayan uzun süreli kullanımın, taksimin yapıldığına karine teşkil edeceği, bu hali ile ortak muristen taraflara intikal eden dava konusu taşınmazın taksim sırasında davalılar murisine isabet ettiği, taksime uygun olarak kadastro tespiti sırasında davalılar murisi adına tespit edildiği; davacıların miras payına karşılık, ortak muristen intikal eden bir kısım taşınmazların da davacılar adına tespit ve tescil edildiği, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK'nun 353/(1)-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, kararın ( IV/2 )bendinde yer verilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda, ... İli Merkez İlçesi ... Köyü/Mah. çalışma alanında bulunan 102 ada 7 parsel sayılı 3.363,48 metrekare yüzölçümüne sahip taşınmaz öncesinde ...'nın 20 yılı aşkın zamandır zilyet ve tasarrufunda iken, 1996 yılında ölümü ile mirasçıların 1997 yılında yaptıkları harici ve rızai taksimde buradaki taşınmazı ikiye ifraz ederek 102 ada 6 parseli ...'ya, 102 ada 7 parseli ...'ya bıraktıkları, diğer mirasçıların da aynı köyde başka mevkilerden taşınmaz aldıkları açıklanarak, davalılar murisi ... adına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 27.09.2007 tarihinde tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinde "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandırıldığı (V/3.2.) paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 16/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.