"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.11.2021 Pazartesi günü için yapılan tebligatlar üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen gelmeyen asil ... yokluğunda duruşmaya başlandı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Kadastro sonucunda Ermenek/ Balkusan Köyü çalışma alanında bulunan 158 ada 2 parsel sayılı 1.043,37 metrekare, 158 ada 4 parsel sayılı 1.344,95 metrekare, 164 ada 1 parsel sayılı 2.110,05 metrekare, 166 ada 4 parsel sayılı 3.817,25 metrekare ve 167 ada 1 parsel sayılı 297,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vakıf mallarından olmaları nedeniyle, taşınmazların kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, taşınmazların davacının murisi ...'ın işgalinde bulunduğu şerhi yazılmak suretiyle ... adına ayrı ayrı tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., murisi olan ... mirasçılarının muvafakatını alarak tereke adına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, taşınmazların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı ..., dava konusu taşınmazların vakıf malı olup, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazların ... ... ... ...... Vakfı’nın vakıfnamesi kapsamında kaldığı ancak taşınmazların doğrudan hayrat niteliği taşımadığı, öncesi bilinmeyen bir zamandan beri davacının eklemeli zilyetliğinde bulunmakla, 743 sayılı Türk Medeni Kanununa 903 sayılı Kanunla 1967 yılında eklenen 81/B maddesinin yürürlük tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris ...'ın Ermenek Sulh Hukuk Mahkemesinin 09/05/2016 tarih 2016/115 Esas, 2016/109 Karar sayılı veraset ilamındaki varisleri adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince, dava konusu taşınmazların davacının murisi ve muristen önce de onun miras bırakanları tarafından başlangıcı belli olmayan bir zamandan beri kullanıldığı, bu hususun dosya arasında bulunan ziraat mühendisi bilirkişi raporundan da anlaşıldığı, 743 sayılı Medeni Kanunun 81/B maddesinin yürürlüğe girdiği 13.07.1967 tarihinden önce, hayrat olmayan dava konusu taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
1- Dava konusu 158 ada 2, 164 ada 1, 166 ada 4 ve 167 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemenin, dava konusu taşınmazların ...... Vakfı’nın vakıfnamesi kapsamında kalmakla birlikte doğrudan hayrat niteliğinde bulunmadığı, bu haliyle 743 sayılı Medeni Kanunun 81/B maddesinin yürürlüğe girdiği 13.07.1967 tarihinden önce taşınmazlarda zilyetlikle iktisap koşullarının davacı taraf lehine oluşması halinde taşınmazların iktisap edilebileceği yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, harita yüksek mühendisi bilirkişi kurulundan aldırılan 31.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda, 1959 ve 1988 yılına ilişkin hava fotoğraflarında, 158 ada 2 ve 164 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda kullanım bulunmadığı, 166 ada 4 ve 167 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda ise, 1959 yılında kullanım bulunmadığı, 1988 yılında ise kullanım bulunduğu belirtilmiş olup, bu haliyle taşınmazlarda 1967 yılına kadar davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece söz konusu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bilimsel nitelikteki söz konusu rapora aykırı düşen yerel bilirkişi beyanlarına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Dava konusu 158 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece yukarıda açıklandığı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece mahalinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ..., dava konusu taşınmazların 1970 yılından beri davacının murisi ve mirasçıları tarafından ekin ekilmek suretiyle kullanıldığını, yerel bilirkişi ... ise, taşınmazların 1944 yılından beri davacının murisi ve mirasçıları tarafından aynı şekilde kullanıldığını beyan etmiştir. Ziraatci bilirkişiden aldırılan raporda, dava konusu taşınmazın boş tarım arazisi olup, taşınmazda sınır hattı boyunca kavak ağaçları dikili olduğu belirtilmiştir. Harita yüksek mühendisi bilirkişi kurulundan aldırılan 31.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise, dava konusu taşınmazda 1959 ve 1988 yılında kullanım olduğu belirtilmiş ancak Mahkemece 1967 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı, tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilip, bu fotoğraflar üzerinde inceleme yaptırılmamıştır.
O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için; öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre, 1967 yılından 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi, tarihleri de açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafının ait oldukları yıllara göre taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, 1967 yılına kadar davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden davalı ... vekili için 3.050,00 TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 15.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.