Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4354 E. 2022/2748 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili talebiyle açılan davada, taşınmazın tapuda kayıtlı olmaması nedeniyle tapu iptali kararı verilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tescil dışı bırakılan ve tapu kaydı bulunmayan taşınmaz için tapu kaydının iptali kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği gözetilerek, hükümdeki bu aykırılığın düzeltilmesi suretiyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davada bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne dair verilen karar süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün adına tespit ve tescil edilen 252 ada 1 ve 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazların devamı niteliğinde olup, bu taşınmazlarla bütün halde kullanıldığı halde yol olarak tescil harici bırakıldığını, bu yerin genel kullanıma açık olmayıp kendisi tarafından başkaca taşınmazlarına geçiş amacıyla kullanıldığını, girişinin dahi demir kapı ile kapalı olduğunu ileri sürerek, bu kısmın adına tescili ile kendisine ait 252 ada 1 ve 223 ada 2 sayılı parsellere eklenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın makul süre içinde açılmadığını, yine Yargıtay kararları dikkate alındığında kadastro tespiti sonrası taşınmazın paftasında yol olarak bırakıldığı tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin dolmasının gerektiğini, bu süre dikkate alındığında davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2016 tarihli ve 2015/540 Esas, 2016/42 Karar sayılı kararıyla, yol olarak tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümünün yol olmadığı ve davacıya ait komşu parsellerle bütünlük arz ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 05.11.2015 tarihli teknik krokide (A) harfi ile gösterilen 106,53 metrekare yüzölçümündeki kısmın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece “TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve menfaati olanlara itiraz hakkı tanınması” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2019/80 Esas, 2019/357 Karar sayılı kararıyla, yol olarak tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümünün yol olmadığı ve davacıya ait komşu parsellerle bütünlük arz ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 05.11.2015 tarihli teknik krokide (A) harfi ile gösterilen 106,53 metrekare yüzölçümündeki kısmın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temsilcisi, temyiz dilekçesinde, davanın makul sürede açılmadığını, çekişmeli taşınmaz bölümünün devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerlerden olduğunu ve bu tür yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak davacı adına tescile karar verilen taşınmaz bölümü, tescil dışı bırakılan yerlerden olduğu ve tapu kaydı bulunmadığı halde hükümde tapu kaydının iptaline şeklinde karar verilmesi isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün 1. fıkrasında yer alan " TAPU KAYDININ İPTALİ ile" cümlesinin hükümden çıkarılmasına ve 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.