Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4589 E. 2022/4294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından kazanılmış hak iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davanın kapsamının belirlenmesi ve tescil koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının Hazine adına tescil edilen parsel için açtığı tapu iptali ve tescil davasında, ıslah dilekçesiyle talep değişikliğine giderek Hazine adına kayıtlı parselin tamamının değil, belirli bir kısmının kendi adına tescilini talep etmesi ve usul ekonomisi gereği mahkemenin davayı ıslah edilen taleple sınırlandırması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVACILAR : ...

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama esnasında Hazine adına ihdasen tescil edilen taşınmazın tescili istekli davada bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince tapulama harici bırakıldıktan sonra ihdasen 589 parsel numarası altında Hazine adına tescil edilen temyize konu taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmış, Hazine adına ihdasen tescil sonrasında davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davacının dava dilekçesinde sınırlarını ayrıntılı belirttiği taşınmaz ile ilgili açtığı davanın yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 16. maddesi ve Medeni Kanunu'nun 715. maddesinde belirtilen kamu mallarından olduğunu, bu gibi yerlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, davacının dava konusu taşınmazla ilgili olarak kanunun aradığı anlamda imar-ihya şartlarını da yerine getirmediğini, dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.05.2011 tarihli ve 2007/14 Esas, 2011/254 Karar sayılı kararıyla, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle temyize konu Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi ... köyünde bulunan tapulama harici taşınmazın karara ekli 17.12.2009 havale tarihli kontrol memuru ... ve harita mühendisi ... ...'ün krokisinde (A) ile işaretli 32.915 m2'lik kısmının davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.05.2014 tarihli ve 2014/1101 Esas, 2014/5744 Karar sayılı ilamıyla; “Dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İI Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğraflarının temin edilmesi, komşu 446 sayılı parselle ilgili hükmen tescil dosyasının getirtilmesi; ardından dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihin etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; üç kişilik jeodozi ve fotogrametri Mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine haritalar, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılması ve Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın imar-ihya öncesi ve sonrası niteliği ile imar-ihyasının hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen ve önceki raporlarla çelişkileri giderir raporlar alınması, HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması; diğer taraftan, 6360 sayılı Kanun uyarınca Şanlıurfa ilinin mülki sınırları, Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiğine göre; ... ve ... davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması; ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 06.04.2017 tarihli ve 2014/817 Esas, 2017/267 Karar sayılı kararıyla, davacı lehine iktisap koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle 22.06.2016 havale tarihli kontrol memuru ... ......'ün krokisinde temyize konu (A) ile işaretli 32.915 metrekarelik kısmın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar-ihya olgusunun davacı tarafından tamamlanmadığını ve iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Birecik İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1985 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince tapulama harici bırakıldıktan sonra, 18.02.2015 tarihinde Hazine adına ihdasen 589 parsel olarak hali arazi vasfıyla tapuya tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteminden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, çekişmeli 589 parsel, evvelinde 1985 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında tespit harici bırakılmış, yargılama esnasında 18.02.2015 tarihinde ihdasen hali arazi vasfıyla 27.434,26 metrekare yüzölçümü ile Hazine adına tapuya kayden tescil edilmiştir. Davacı ihdas öncesinde sınırlarını belirttiği 17.12.2009 havale tarihli teknik krokide (A) ile işaretli 32.915,00 metrekarelik tespit harici bırakılan yerin adına tescilini istemiş, tespit harici bırakılan bu alanın Hazine adına 27.434,26 metrekare yüzölçümü ile ihdas edilmesi sonucunda davacı vekili tarafından 29.06.2016 tarihinde dosyaya ibraz edilen dilekçe ile davasını 589 parselin iptali yönünde ıslah etmiştir. Ne var ki, Mahkemece davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğü fark edilmediği gibi, davacının ıslah beyanı doğrultusunda davanın 589 parsel sayılı taşınmaz ile sınırlı olarak görülmesi ve geri kalan bölüm hakkında davacının talebinin feragat olarak nitelendirilmesi gerektiği gözden kaçırılmış, davanın tescil davası olmadığı ve bu sebepten dava kabul edildiği halde yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmaması gerektiği de göz ardı edilmiştir.

O halde, davacının davasını 589 parsel üzerinden yürütmek istediğine dair ıslah beyanının, davalı lehine usulü müktesep hak oluşturacağı ve ilk krokiye konu edilen 32.915,00 metrekarelik bölümün, eldeki krokideki 589 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı anlaşıldığına göre, usulü kazanılmış haklara riayet edilmek suretiyle ıslah talebi doğrultusunda 589 parsel olarak belirlenen yer kadar bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi gerekmekte olup, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti yüklenmesi de isabetsiz ise de; bu husus davacının temyizi olmaması sebebiyle bozma sebebi yapılmamış, ancak harç kamu düzeninden olduğundan harca ilişkin hükmün düzeltilmesi gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyizinin kabulü ve re'sen yapılan incelemeyle hükmün 1. fıkrasının (A) bendi hükümden çıkarılarak yerine "(A) Şanlıurfa İli, Birecik İlçesi, ... Köyü'nde bulunan 589 parsel sayılı 27.434,26 metrekare yüzölçümlü taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline", cümlesinin yazılmasına, hükmün 2. fıkrası hükümden çıkarılarak; yerine "2- Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan alınan 1.568,00 TL peşin harcın davacıya iadesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMK'nın 438/7. maddesi gereğince bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.