Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4900 E. 2022/6002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazda, tapu kaydının beyanlar hanesindeki miktar fazlalığının paya dönüştürülerek Hazine adına tescil edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın geldiği parseldeki iskan kaydı, kamulaştırma bedeli ve bilirkişi raporları gözetilerek, Hazine fazlalığı miktarının tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve miktar fazlalığının paya dönüştürülerek Hazine adına tesciline karar verilmesinde hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki miktar fazlalığının paya dönüştürülmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın geldisi olan 93 ada, 54 parsel sayılı 7.378,00 metrekarelik taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde 3.702,00 m2'lik Hazine fazlalığı şerhi bulunduğunu, bu şerhin 30.12.1955 tarihli ve 1727 sayılı yazı ile idareye bildirildiğini, 93 ada 54 parsel sayılı taşınmazın 138.00 m2'lik kısmının 08/11/1996 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından istimlak edilerek yola terk edildiğini, dava konusu 43572 ada 10 parselin, kalan 7.240.00 m2'lik kısmının imar uygulaması sonucu oluştuğunu, dava konusu taşınmazda fazlalık miktarının 89.99 metrekare olarak hesaplandığını, tapu kayıt maliklerince 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde şerhin terkini yönünde dava açılmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki Hazine fazlalığının paya dönüştürülerek tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, Hazine fazlalığı şerhinin birden fazla taşınmaz üzerine de verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kendi hissesine düşen Hazine fazlalığı miktarının belli olmadığını, çekişmeli taşınmaza uygulanan iskan kaydının gayri sabit sınırlı olup olmadığının açıkça ortaya konulması gerektiğini, bu sınırlamanın Anayasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli, 2017/533 Esas, 2019/104 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazda, davalılardan ... adına kayıtlı 89/176 = 8900/17600 payının tapu kaydından 44,66 m2'ye tekabül eden 4466/17600 payının iptal edilerek geri kalan 4434/176000 payının davalı ... üzerinde bırakılmasına, davalı ... adına kayıtlı 87/176 = 8700/17600 payının tapu kaydından 43,65 m2'ye tekabül eden 4365/17600 payının iptal edilerek geri kalan 4335/17600 payının davalı ... üzerinde bırakılması ile iptal edilen paylar toplamı 8831/17600 payın davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesindeki "3702 m2 Hazine fazlalığı vardır" şerhinin terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2. İstinaf Nedenleri

1- Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının kısmen hatalı olduğunu, Hazine fazlalığı miktarının olması gerekenden az hükmedildiğini, bu hususun bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçelerinde detaylı olarak açıklandığını, idare tarafından düzenlenen teknik rapor ve Karayolları Genel Müdürlüğünün yazıları gereğince olması gereken Hazine fazlalığı miktarının 89,99 m2 olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2- Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdaki Hazine fazlalığı şerhine dayanak kadastro işlemlerinin 1955 tarihli olduğunu, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 60 yılı aşkın bir sürenin geçtiğini, dolayısıyla davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, özel mülkiyete konu olan dava konusu taşınmazın süresiz ve sınırsız dava tehdidi altında olmasını hukuk devletinin korumayacağını, dolaysıyla bu davada 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiğini, dava konusu şerhin geçerli ve tutarlı bir dayanağının olup olmadığının açıkça belge ve tutanaklar ile ortaya konulması gerekirken, bu konuda araştırma yapılmadığını, kararın eksik inceleme sonunda verildiğini, mahkemenin hatalı kararı nedeniyle müvekkilinin mağdur edildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 26.12.2019 tarihli ve 2019/786 Esas 2019/1337 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın geldisi olan 93 ada 54 sayılı kadastro parselinde 1996 yılında yapılan kamulaştırma işlemi sırasında, o dönemdeki tapu maliklerine ödenen bedelden Hazine fazlalığına isabet eden bedel düşülmeden fazla ödeme yapılması hususu gözetilmeden kadastro işlemi sonunda kesinleşen taşınmazın toplam yüzölçümü ve Hazine fazlalığı miktarına itibar edilerek, yapılan hesaplama sonucuna göre düzenlenen, denetime elverişli bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, zira; 1996 yılında Karayolları istimlak işlemi sırasında o dönemdeki maliklere ödenen bedelden, Hazine fazlalığına isabet eden bedel düşülmeden ödeme yapılması nedeniyle ortaya çıkabilecek Hazine zararının, koşulları var ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ilgilisi olan kişilere karşı açılacak başka bir davanın konusunu oluşturabileceği, buna karşılık infazda tereddüt doğurmayacak şekilde, hüküm fıkrasında davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilen payın 4434/17600 olarak yazılması gerekirken, payda kısmından maddi hata ile bir "0" fazla yazılarak, davalı ... üzerinde bırakılan payın 4434/176000 olarak yazılmasında isabet görülmediği, eksikliği tespit edilen hususun yeniden yargılama yapılmadan giderilebilecek nitelikte olduğu gerekçesiyle davacı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin istinaf itirazlarının, HMK'nın 353/(1)-b/2 ve 355. maddesi uyarınca açıklanan yönlerden kabulü ile, İlk Derece Mahkeme kararın kaldırılmasına, davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilen pay oranının 4434/17600 olarak düzeltilmesi ile kararın düzeltilerek, yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verildiğini ancak Hazine fazlalığı miktarını 89.99 m2 olarak hesaplayıp talep etmelerine rağmen mahkemece eksik olarak 88.31 m2 olarak kabul kararı verildiğini, bu durumun Hazine zararına sebebiyet verdiği ve re'sen nazara alınacak nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağında ve tutanağın kesinleşmesi üzerine tapu kütüğünün beyanlar hanesinde Hazine'ye ait olduğu belirtilen miktar fazlalığının paya dönüştürülmesi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

2510 sayılı İskan Yasası'nın 23. maddesi “Bu kanun hükümlerine göre muhacirlere, mültecilere, göçebelere, nakil olunanlara ve yerlilere dağıtılan yapı ve toprakların temlikine vali ve kaymakamlar salahiyetlidirler. Dağıtım defter veya kararlarının altı vali veya kaymakamlarca tasdik edilmesi, temliktir. Tasdikli defterlerdeki veya kararlardaki miktarlar muteberdir”

5543 sayılı İskan Kanunu'nun 19. maddesi;

1- Bu kanun hükümlerine göre verilen taşınmaz malların temlikine vali ve kaymakamlar yetkilidir. Dağıtım defter veya kararlarının vali veya kaymakamlarca onanması temliktir. Onaylı defter veya karardaki miktar geçerlidir.

2- Verilen taşınmaz mallar, temlik tarihinde yaşayan aile fertleri adına eşit hisselerle temlik ve tapuya tescil ettirilir” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Hemen belirtilmelidir ki, davalıların tutundukları çap kayıtlarının ilk tesislerinin iskanen oluştuğu sabittir. Esasen anılan bu tespit ve olgu mahkemenin ve taraflarında kabulündedir. İskan mevzuatı ve 2510 sayılı Yasa'nın 23. maddesinde iskanen oluşturulan ve temlik edilen tapuların miktarı ile geçerli olacağı ve taşınmazlarda çıkan miktar fazlalıklarının ise Hazine'ye ait olacağı öngörülmüştür. 2510 sayılı Yasayı yürürlükten kaldıran 5543 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir. Öyleyse, öncesi iskan kaydına dayalı taşınmazlardaki miktar fazlalıklarının yasa gereği Hazine'nin olacağı tartışmasızdır.

Öyleyse, bu yasal düzenlemeye göre, kütüğün beyanlar hanesinde yer alan kayıt miktar fazlası şerhinden kaynaklanan miktar fazlası üzerinde Hazine'nin hak sahibi olabilmesi bakımından öncelikle çekişmeli taşınmaza kadastro tespitinde uygulanan iskan kaydının gayri sabit sınırlı olması asıldır. Yine miktar fazlasının Hazine'ye ait olacağı yönündeki şerhin varlığını devam ettirmesi yani, kayıt maliklerince şerhin terkini konusunda bir dava açılarak başarıyla sonuçlanmamış olması gerekir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 22/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.